Geçtiğimiz hafta Karya’nın birbirinden özel ve de güzel kentleri Aphrodisias ile Nysa’ya yaptığım gezinin ilk kısmını paylaşmıştım. Bu hafta sıra, Dionysos’un çocukluğunun geçtiği kabul edilen, Strabon’un, ‘İki yakalı kent’ diye anlattığı Nysa’da...
Önemli bir eğitim ve kültür kenti olan Nysa’yı, çok değerli dostum Aydın eski Müze Müdürü Yılmaz Akkan ile gezdik. Geçtiğimiz sene, kentin tiyatrosuna ait 26 friz de Akkan’ın başarılı bir çalışması sonrası, Aydın Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmeye başlamıştı. Mitolojiden, arkeolojiye oradan tarihe ve hikayelere uzanan bir sohbet eşliğinde, beraberce gezdik Nysa’yı ve ortaya iki bölümlük bir yazı çıktı sizlerle paylaşacağım. Bu hafta biraz mitoloji, haftaya ise gezi rotası.
Haydi başlayalım anlatmaya...
Hikayesi...
Zeus gönlünü kötü kaptırır Kadmos ile Harmonia’nın kızı Semele’ye... Her isteğini yerine getireceğine kutsal ırmak Styks üzerine yemin eder. Bu birliktelikten Dionysos doğar. Doğar ama her zaman olduğu gibi Hera her şeyin farkındadır. Hemen Semele’nin dadısı kılığına girer. “Nereden biliyorsun birlikte olduğunun Zeus olduğundan? Ya erkeğin biri Zeus’un adını kullanarak seni kandırdıysa?” der ve devam eder: “Karnındaki bebeğin babası ise kanıtlasın Zeus olduğunu, göstersin sana şimşeklerini...”
Zeus doğal olarak karşı çıkar bu isteğe... Bilir çünkü, bunu yaparsa öleceğini sevgilisinin. Ama Semele ona Styks üzerine ettiğini yemini hatırlatınca, eli kolu bağlanır. Zeus olarak yıldırım ve şimşekleriyle görünür Semele’ye. Görünür ama bu da sevgilisinin sonu olur. Ama karnındaki bebeği yaşama sıkı sıkya tutunmuştur. Zeus hemen alır sevgilisinin karnından yedi aylık bebeği ve kendi baldırına yerleştirir. Bebek babasının baldırında yaşama tutunur. Zamanı gelip de doğduğunda ‘iki kez doğan’ anlamına gelen Dionysos adı verilen bebeği Zeus, Hermes’e emanet eder Hermes de büyütmeleri için Orkhomenos Kralı Anthamas ile karısı Ino’ya verir Dionysos’u...
Ama Hera bu! Hemen anlar olan biteni ve delirtir Ino ile kocası Anthamas’ı. Bu duyan Hermes kaçırır Dionysos’u ve Nysa’daki nymphelere emanet eder bakmaları için. Dolayısıyla buralı yani Nysa’lı sayılır Dionysos. Bu dağlardaki periler yani Nympheler bakmıştır ona.
On iki Olympos tanrısından biridir Dionysos ama Homeros mesela onu tanrı olarak kabul etmez. Bakkhos, Bromios, Euhios, Dithyrambos, İakkhos ve İobakkhos gibi çeşitli isimlerle çağrılan Dionysos, tanrılar arasında en fazla ada sahip olanıdır.
Hera’nın hışmından korumak için Zeus onu bir oğlağa dönüştürdüğü için oğlakla betimlense de genellikle elinde üzüm salkımı başında asma
dallarından ya da sarmaşıktan bir çelenkle görülür Dionysos...
İşte bu Dionysos’un aynı zamanda tiyatronunda tanrısı olduğu, tiyatronun kökeninin Dionysos şenlikleri olduğunu ve tragodia kelimesinden türettiğimiz trajedinin anlamının teke şarkısı olduğu pek bilinmez bu arada...Haftaya Nysa’yı beraberce adımlamak üzere...
Ünlüleri...
Nysa bir öğretim ve kültür merkezi esasında. Örneğin Antik Çağ’ın ünlü coğrafyacı ve
gezgini Amasyalı Strabon’un öğrenim için
buraya gelmesi, o dönem önemli bir bilim
merkezi olduğunun kanıtı.
“Kim var başka Nysa denince aklımıza gelen?” derseniz, Apollonios var mesela filozof. Strabon’un hocasıları Aristodemos ve Sostrados’ta buralı. Romalı konsül Pompeius ve çocuklarını yetiştiren öğretmenler de Nysa’lı.
Kazıları...
Her zaman olduğu gibi ilk ilgi ve alakayı yabancılar gösterir kente. İlk isim 1907-1909 yılları arasında ekibi ile Nysa’da kazı yapan Alman Walther von Diest. Onu, 1921-1922 yıllarında kazı yapan Yunanlı Kourouniotes takip eder. 1960’lara geldiğimizde İzmir Müzesinin yaşlılar meclisi ve tiyatroda yaptığı kazılar var. 1980’lerde yine tiyatroda Aydın Müzesinin çalıştığı görülüyor. 1990’dan bu yana ise kazıları Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü sürdürüyor. 2010’a kadar Prof. Dr. Vedat İdil’in başkanlığını yürüttüğü ekip ile sürdürülen kazılar 2012’den beri Aydın Arkeoloji Müzesi başkanlığında Doç. Dr. Serdar Hakan Öztaner’in bilimsel danışmanlığında yürütülüyor.