“Yıl bitiyor ama hâlâ kullanamadığım izin günlerim var” diyorsanız ya da yaz ayları tatil yapma şansı bulamadıysanız, üzülmeyin. Aralıkta da yapılabilecek birçok şey var. Hatta kalabalıklar ya da bunaltıcı sıcaklar olmadığı için, pek çok yeri gezmek için ideal bile sayılabilir. Bu hafta sizler için kültürden sanata, tarihten kum, deniz ve güneşe kadar aralık ayında yapılabilecekleri içeren bir liste hazırladım.
Kültürün peşinde: Ürdün
Ürdün, son yılların gözdelerinden... Ama yaz aylarında gitmek tam bir işkence, kış ise pek bir soğuk ve yağmur sorun yaratabilir. Bu yıl kasımın son haftası ortalama sıcaklık 24 ve aralığın ilk haftasındaysa 18 derece ve yağmur yok. Kısaca, gezmek için şartlar ideal gözüküyor.
İlk yapmanız gereken, önce Amman ya da
Akabe’ye uçmak. Sonrasında bir kiralık araca ihtiyacınız olacak. Ardından ver elini Petra, Wadi Rum, Lut Gölü, Bethany ve
Wadi Mujib. Unutmadan, Ürdün için vizeye ihtyacınız yok.
Bu arada Petra Antik Kenti, İsviçre merkezli Yeni 7 Harika Vakfı tarafından 2007’de oylamayla ‘Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri seçildi.
Dünyanın Yeni Yedi Harikası:
- Petra Antik Kenti-Ürdün
- Çin Seddi-Çin
- Kurtarıcı İsa Heykeli-Brezilya
- Machu Picchu-Peru
- Chichen Itza Piramidi-Meksika
- Kolezyum-İtalya
- Tac Mahal-Hindistan
Tarihin izinde: Sagalassos
‘Aşkların ve İmparatorların Şehri’ diye bilinir Sagalassos... Roma Dönemi mimarisinin en iyi örneklerini barındıran, derin vadilerle çevrili kent, bin 750 metrede kurulu... UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki 5 bin yıllık kentin çeşmelerinden hâlâ su akıyor. Çeşmelerin dışında, Roma hamamları, agoralar, heroon, tiyatro, kütüphane, tapınaklar ve meydanlar bekliyor sizi...
Şehir iyi korunmuş. Yüksekliği pek çekici gelmemiş insanlara yeniden yerleşmek için... Zaten her ne kadar ‘Pisidya’nın En Önemli Kenti’ unvanına sahip olsa da, hiçbir zaman kalabalık olamamış bir yer burası... Nüfusu hep 5 binin altında olmuş. Sagalassos, İstanbul‘dan yedi, İzmir ve Ankara’dan 5.5, Antalya’dansa sadece 1.5 saat uzaklıkta...
Deniz, kum ve güneş: Tayland
“Bu yaz denize girmek kısmet olmadı” diyenlerdenseniz, Tayland tam size göre! Phuket, Phi Phi, Krabi ve çevresi için en güzel dönem, kasım-mart ayları arası... Muson yağışları görülmez ve hava sıcaklıkları da nispeten daha düşüktür. “Ne kadar sıcak?” derseniz, ortalama 30-31 derece civarında.
Her iki okyanusa da yani hem Pasifik hem de Hint Okyanusu’na kıyısı olan Tayland, dünyanın en tanınmış plajlarına da ev sahipliği yapıyor. Krabi, turkuaz renkli denize serpilmiş bir yığın minik tropik adaya sahip. En meşhur iki adası da Phi Phi Don ve Phi Phi Leh. Krabi’den kara yoluyla ulaşabileceğiniz tek plajsa Ao Nang... Bu plajdan görülen Ko Poda Adası’nın üç tarafı plaj ve gelgit akıntılarıyla şekil ve boyut değiştiriyor. Phra Nang, Krabi’nin en popüler plajlarından biri ama sadece tekneyle erişilebilmek mümkün. Bu arada Tayland, Türk vatandaşlarından vize istemiyor.
Sanatın içinde: Viyana
Viyana’da her akşam tiyatro, sinema ve müzik salonları yaklaşık 100 bin sanatsever için perdelerini açıyor. 250’ye yakın müze, sergi salonu ve galeriyle, her yıl 80 civarında festivali de unutmamak lazım. 18’inci yüzyıl ve sonrası Gustav Klimt, Egon Schiele, Ernst Fuchs, Hundertwasser, Stefan Zweig ve dünyaca ünlü daha pek çok sanatçıya ev sahipliği yapmış Viyana... Stefan Zweig’a göre; “Avrupa’nın hiçbir kentinde kültürel yaşama bağlılık Viyana’daki gibi tutkulu olmamıştır.” Şehrin bu şöhretinin arkasındaki en önemli kişiyse kesinlikle İmparator Franz Joseph...
Aralık ayında Viyana Devlet Operası’nda sergilenecek eserler arasında Wolfgang Amadeus Mozart’tan ‘Don Giovanni’ ve ‘Sihirli Flüt’, Olga Neuwirth’ten ‘Orlando’, Engelbert Humperdinck’ten ‘Hänsel ve Gretel’, Johann Strauss’tan ‘Die Fledermaus’ var.
Hofburg, Schönbrunn ve Belvedere Sarayları, Aziz Stephen Katedrali, İspanyol Binicilik Okulu, Viyana Hayvanat Bahçesi, Viyana Devlet Operası, Sanat Tarihi Müzesi, Doğa Tarihi Müzesi, Karlskirche, Hundertwasserhaus ve Parlamento Binası, şehrin mutlaka görülmesi gereken yerler listesinde...