12.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
Akasya AVM bünyesinde hizmet veren Shaba Health&Fitness Club, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nun eşi eski voleybolcu Banu Türkoğlu ve A Milli Basketbol Takım Kaptanı Şaziye İvegin Üner iş birliğiyle hayata geçti. Fırsat buldukça eşine destek olduğunu söyleyen Hidayet Türkoğlu, kızlarının da spora ilgisinden memnun. Çiftle, projelerini ve mutlu evliliklerini konuştuk.
- Öncelikle hayırlı olsun. Shaba Health&Fitness Club nasıl hayata geçti?
Banu Türkoğlu: Yaklaşık 1.5 yıldan beri üzerinde konuştuğumuz bir projeydi. Bu mekanın bizim için doğru bir
alan olduğunu düşündük. Daha sonra üzerinde çalışmalara başladık.
- Her aşamasında eşinize destek oldunuz mu?
Hidayet Türkoğlu: Pek olamadım. İşlerimin yoğunluğundan dolayı fırsat buldukça fikirlerimi paylaştım. Shaba’nın bu noktaya gelmesinde eşimin payı büyük.
B.T.: Burası hayata geçerken tabii ki destek oldu ama projenin başında ben durdum.
- Shaba, ilk aile kulübü olma özelliğini taşıyor. Bu fikir nereden çıktı?
B.T.: Ailelerin birlikte vakit geçirebilecekleri güzel bir yaşam alanı oluşturmak istedik. Yetişkinler spor yaparken, çocukları ise stüdyoda vakit geçiriyor. Çocuklara yüzme, bale, dans ve jimnastik branşlarında hizmet veriyoruz. Daha küçük yaşlar için de bir şeyler planlıyoruz. Bireyler SPA’dan servis almak istiyorlarsa, biz yine çocuklarıyla ilgileniyoruz. Yani sadece bir fitness club değil, bir yaşam alanı oluşturmaya çalıştık. Amerika’da gördüğüm birçok şeyi burada hayata geçirmeye çalıştım.
- Yeni bir şube düşünüyor musunuz?
B.T.: Kısa zaman önce açıldık ama güzel teklifler alıyoruz. Yeni site oluşumları, AVM ve komplekslerde spor alanları için yeri olan kurumlarla görüşme halindeyiz. Birçok teklif alıyoruz, Türkiye’nin diğer şehirlerine de gitmek istiyoruz.
- Bir röportajınızda “Ben deli bir çocuktum, zorla basketbola yönlendirdiler” demişsiniz. Siz de çocuklarınızı spora yönlendiriyor musunuz?
H.T.: Büyük kızımız Ela basketbola başladı. O bana çekmiş, çok hareketli bir çocuk. Küçük kızımız jimnastik yapıyor. Biz sporcu bir aile olarak çocuklarımızın sporla büyümelerini istiyoruz. İleride profesyonel anlamda yapmak isterlerse de her koşulda destekleriz. Sporcu kişilikleri olsun ve sporla büyüsünler.
- Basketbol adına gençlere neler tavsiye ediyorsunuz?
H.T.: Ben hep özgüveni ön plana çıkarmaya çalıştım, kendilerine güvensinler. “Çok çalışmanız lazım” gibi cümleler kurmuyorum çünkü bu zaten olmazsa olmaz. Çok çalışmanız, eksiklerinizi gidermeniz gerekiyor. Bence kaybedecekleri hiçbir şey yok, kazanacakları çok şey olabilir. Yeter ki kendilerine güvenip, adım atsınlar. Önemli olan içinizdeki hırsı ve heyecanı bırakmamak.
- Eurobasket 2017 turnuvasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye A Milli Basketbol Takımı daha ileriye gidebilir miydi?
H.T.: İstediğimiz başarıyı elde edemedik, bu bir gerçek. Ama yeni bir oluşum içerisindeyiz. İyi bir hava yarattık diye düşünüyorum, geri dönüşler de o yöndeydi. Tabii yönetim anlamında eksiklerimizin neler olduğunu biliyoruz. Önümüzdeki yıllarda gereken tedbirler alınacak. Başarı anlamında iyi bir sonuç elde etmedik ama organizasyon anlamında iyi bir gelecek
vadettiğimizi gösterdik.
‘Hiç küs uyumadık’
- Kariyerinizin yanı sıra aile hayatınızla da örnek alınıyorsunuz. Mutlu evliliğin sırrı nedir?
H.T.: 20 yıl oldu, önemli olan aramızdaki güven ve saygıyı yitirmemek.
B.T.: Ben her zaman şu duayı ediyorum; Allah’ım benim sevgimi eşimde, eşimin sevgisini bende sabit kıl. Aramızdaki saygıyı hiç kaybetmemeye çalışıyoruz. Çok eski arkadaşız, birlikte 20 senemiz geçti.
H.T.: Bizim de zaman zaman ters düştüğümüz ve tartıştığımız noktalar oluyor. Kimseye evlilik anlamında akıl verecek değilim.
- Uzun süre küs kaldığınız oluyor mu?
H.T.: Hiç küs uyumadık. Bir şekilde o alttan alıyor, ben daha çok alıyorum, çözüyoruz.
B.T.: Doğru söylüyor, belki sabaha kadar uyumadık ama sorunu çözdük. Hidayet, tartışmalarda benden daha olgun.
‘Adaptasyon dönemimiz kolay geçti’
- Uzun yıllar Amerika’da yaşadınız, orada nasıl bir hayatınız vardı?
B.T.: Sakin ve huzurlu bir hayatımız vardı. Burada daha başka bir hayat var, daha aktif, adrenalin dolu. O yıllar çok güzeldi ama burada olmak da güzel. Şimdi başka hedeflerimiz ve başka çalışmalarımız var.
- Türkiye’ye yeniden alışmak zorladı mı?
B.T.: Adaptasyon dönemimiz kolay geçti. Bu iş bana çok yaradı, sevdiğim işi yapıyorum sonuçta. Çocuklar da okullarına alıştı, onlar zaten daha kolay adapte oldular.
- İleride tekrar yurt dışında yaşamayı düşünüyor musunuz?
B.T.: Çocukların eğitim hayatlarıyla ilgili birtakım planlarımız var, ileride olabilir. Ama önce buradaki hedeflerimize kanalize olmuş durumdayız.
H.T.: Kendi işlerimi rahatlıkla yapabileceğim bir ortamda olduğumu düşünüyorum, benim açımdan güzel. Ama evli insanların bazı konularda bencil olmaması gerekiyor, zamanı geldiğinde ailemiz için doğru kararı mutlaka vereceğiz. O kapıyı hiçbir zaman kapatmıyoruz. Gidersek yine Amerika olur, Avrupa’nın hiçbir şehrine gideceğimizi düşünmüyoruz.
16 yıl Amerika’da yaşadık, güzel de çevre edindik.