Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dün Vodafone İstanbul Maratonu’na katıldım. İşte bu yıl 35’incisi düzenlenen maratondan notlar...

Pazar sabahı 07.00’de yeni koşu ayakkabılarım ve profesyonel koşucuları aratmayacak kıyafetimle Kuruçeşme Parkı’ndayım. Önce tekneyle Beylerbeyi iskelesine geçiyoruz. Sonra da Boğaz Köprüsü’nün ayağında buluyoruz kendimizi. Vodafone İstanbul Maratonu’na hazırız.
Bizim ekipte Ayşen Zamanpur, Ercüment Şener, Balçiçek İlter ve ikizleri var. Hemen yanımızda da Pascal Nouma... Biraz ileride ise Elvan Abeylegesse var. Start noktasındayız, 42 kilometreyi koşacak profesyonellerle birlikte.

Bildiğiniz reality şov
Önce go-pro kameralarımızı takıyoruz göğsümüze. Koşarken bu anı ölümsüzleştirmek için. Bildiğiniz reality şovlardan bir farkımız kalmıyor. Kamera, önümüzdeki her manzarayı olduğu gibi konuştuğumuz her şeyi de kaydediyor. Hafıza kartının yanlış ellere düşmemesi önemli bu aşamada. 6 yaşındaki ikizler koştukça biz de arkalarından koşuyoruz, onlar yorulup da yavaşlayınca biz de yavaşlıyoruz.
Bu arada ‘Kanserle Dans’ı destekliyoruz. Soranlara Kanserle Dans projesini anlatıyoruz. Kanserin bir savaş değil, birlikte yaşamayı öğrenmemiz gereken bir şey olduğunu savunuyor Kanserle Dans ekibi. Güzel projeleri var.
Pascal Nouma’yla peşpeşe tamamlıyoruz koşumuzu. Daha önceden belki karşılaşırız diye konuştuğumuz Tanem Sivar’la karşılaşmıyoruz. Sonradan Twitter’da görüyoruz Leyla Alaton’dan TOG gönüllülerine, birçok tanıdık koşuyor bu yıl maratonda.

Köprü sallandı mı?
Peki ama esas önemli soruya gelelim, köprü sallanıyor mu? Daha önceki senelerde epey sallanmıştık. Bırakın sallanmayı köprüde mangal yapanları, doğum günü kutlayanları, halay çekenleri bile görmüştük. Maraton her yıl daha iyiye gidiyor. Bu yıl köprüde koşmak yok, yürünülecek dendi. Yine de köprüde koşan çoktu. Ama köprü ürkütücü derecede sallanmıyordu. Bu yıl ilk defa amatör koşucular da profesyonelleri aratmayacak kadar hazırlıklıydı. Yine de ters yönden gelip, tıngır mıngır yürüyenler de vardı. Bu haliyle de seviyoruz maratonumuzu.
Her zamanki gibi Etiyopyalılar doğuştan koşucu olduklarını daha Start’tan belli ediyordu. Bu yıl da ilk beşte Türk olmamasına şaşırmıyoruz, ama bu gidişle yakında yerli koşucular da iyi derece yapmaya başlayacak.
Bu yıl ilk defa Avrasya Maratonu ismiyle vedalaştık ve Vodafone İstanbul Maratonu’na alışmaya başladık. Böyle büyük etkinliklerin yaşaması için sponsorlar önemli. Geçen yıl maratonda sosyal sorumluluk projeleri için 550 bin TL bağış toplandı. Bu yıl 1 milyon TL’yi bulması bekleniyor. Maratonların hem sosyal sorumluluk kampanyalarına hem de şehre katkısı büyük, İran’dan Japonya’ya birçok ülkeden katılan var.
Dünyanın her önemli maratonunda olduğu gibi artık bizim maratonumuz da şehrin ismiyle bilinecek. Hedef, dünyanın en iyi 7. maratonu olabilmek. Tokyo, Boston, Londra, Berlin, Chicago ve New York gibi büyük maratonlarla aynı lige çıkabilmek için bu isim değişikliği gerekliydi.
“Bu yıl Vodafone İstanbul Maratonu’nu kaçırdıysanız üzülmeyin” diyemeyeceğim, çünkü limonata gibi bir havada farklı görüşlerden büyük bir kalabalık, farklı amaçlar için koştuk, yürüdük. Seneye siz de katılırsanız aramıza, işte o zaman göreceksiniz şimdiye kadar neler kaçırdığınızı.

Haberin Devamı

BERKiN ELVAN’A DESTEK

Haberin Devamı

Bu gece Beyoğlu esnafının öncülüğünde çok anlamlı bir konser düzenleniyor. Amaç, 14 yaşında, bakkala ekmek almaya giderken başından yaralanan ve halen gözlerini açamayan Berkin Elvan ve ailesine destek olmak.
Cahit Berkay, Hakan Yeşilyurt, Güvenç Dağüstün, Pınar Aydınlar, Yaşar Kurt ve Pınar Sağ gibi sanatçılar sahneye çıkacak. Nerede mi? Jolly Joker’de. Konserin tüm geliri Berkin Elvan’ın ailesine verilecek ve Berkin’in tedavisi için kullanılacak.