ÇOCUĞA VERİLEN DEĞER: BATKID

5 yaşında lösemi hastası bir çocuk, Miles, Batman olmak istiyor. Koskoca San Francisco’yu Gotham’a dönüştürüyorlar, halk da Başkan Obama da çocuğu sonuna kadar destekliyor

Batkid’in hikayesini duydunuz mu? Süperkahramanlara hayran 5 yaşında lösemi hastası bir çocuk, Miles, Batman olmak istiyor. Bunun üzerine sosyal medyada bir kampanya başlıyor ve sırf 5 yaşındaki lösemi hastası çocuk 1 yaşından beri ağır tedavi gördüğü ve çocukluğunu yaşayamadığı için ona bir günlük de olsa çocukluğunu yaşatmalıyız diyorlar. San Franscisco’yu Batman’in şehri Gotham’a dönüştürüyorlar.

Şehrin anahtarını verdiler
Dün videosunu izledim, 5 yaşındaki Miles Batkid kıyafetini giymiş, şehir gerçekten Gotham olmuş, bir yardımsever arabasını Batmobil yapmış. Belediye Başkanı Ed Lee “Batkid bizi kurtardı” diye çocuğa şehrin anahtarını takdim ediyor. Başkan Barack Obama sosyal medyadan 5 yaşındaki çocuğa destek veriyor. “Gotham City Chronicle” diye bir gazete basılmış, manşette “Batkid şehri kurtardı” yazıyor. Sonuç, çocuğun yüzündeki ifade görmeye değer. Gözlerinin içi gülüyor. Onu sokakta izleyenlerin ise gözleri dolu dolu. Videoyu internette izlerken bile tüyleriniz diken diken oluyor.
Peki ama koskoca şehir, San Francisco, 5 yaşındaki çocuk için nasıl bu hale getiriliyor? “Make a wish!” adlı bir dernek ver. Türkiye’de de “Bir Dilek Tut Derneği” olarak var. Ağır hastalıklarla mücadele eden çocukların bir dileği gerçekleştiriliyor. 5 yaşındaki Miles, Batman olabileceğine, böyle imkansız bir şey isterse bile gerçekleşebileceğine inanıyor. Daha 5 yaşında, bir şeyi çok isterse elde edebileceğini görüyor. Çünkü karşısında bu kadar zor bir şeyi bile gerçekleştirenler var.
Videoyu izlerken bizim hasta çocuklarımızı düşünüyorum ister istemez. “Bir dilek hakkınız var” denince, en fazla bir futbolcuyla tanışmak istiyorlar. O futbolcu da lütfedip çocuğu hastanede ziyaret ederse ne alaÖ Biz daha ekmek almaya giderken ağır yaralanan ve ölüm kalım mücadelesi veren çocuklara sahip çıkamıyoruz. Oysa görüyoruz, çocuklar da hayat da ne kadar kıymetli başka diyarlarda.

Tek eksiğimiz Broadway müzikalleri olsun!

Geçen hafta Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde “Jersey Boys”u izledim. Müzikalden önce Ahmet Nazif Zorlu çıktı sahneye ve kısa ve öz bir açılış konuşması yaptı. Broadway’i ayağınıza getirdik, Londra’ya New York’a gitmeye gerek kalmadı artık” dedi.
Evet, gerçekten de bir Broadway müzikali izledik. Çok sevenler de oldu, hiç beğenmeyenler de. Oysa önemli olan izlediğimiz Broadway müzikalinden çok, içinde bulunduğumuz salondu. Zorlu Center, sırf Performans Sanatları Merkezi’yle bile şehre büyük bir katkı sağladı.

Sahi AKM’ye ne oldu?
Malum, yıllardır AKM’ye bile hasret kaldık. Birçok balerinin sakatlanmasına neden olan çukur dolu sahnesinden kedi geçen başka bir gösteri merkezi daha yoktur sanırım dünyada. AKM gerçekten kötü durumdaydı, mutlaka yenilenmeliydi. Ama yıllardır akibeti belli değil.
Her sene başka bir şey duyuyoruz hakkında. Finansman sorunu da kalmadı, biliyoruz. Ama buna rağmen hala bir gelişme yok. İşte böyle bir durumdayken Broadway müzikali olsun olmasın çok da önemli değil. Sonuçta Brodway müzikallerinin de devri kapanıyor. Ama asıl önemli olan İstanbul gibi bir şehirde sonunda iyi bir performans sanatları merkezi olması. Ahmet Nazif Zorlu sadece ‘Broadway’i ayağınıza getirdik’ diyerek tevazu yaptı aslında. İstanbul için bu kadar önemli bir yer kazandırdığının altını çizmeyerek. AKM’den ümidi kestik, bari Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nin değerini bilelim.