İtalyan ressam Alelia Von Grune bir vegan.?Sanatçı, eserlerinde et endüstrisiyle hayvan sömürüsünü keskin ve esprili bir dille işliyor
Yan taraftaki resme bir sosyal paylaşım sitesinde rastladım. Bir tavuk, elindeki tepside kızarmış bir bebek servis ediyor. İlk bakışta esprili gelse de insan, kendi cinsinin hele de bir bebeğin kızartılması karşısında dehşete kapılıyor. Çünkü bebek savunmasız. Kendinden daha güçlü bir yaratığın yapacaklarına karşı koyması imkansız. Tıpkı...
Her neyse, resmin üzerinde Amelia Von Grune yazdığını görünce, internette bir arama yaptım ve Grune’nin vegan bir ressam olduğunu öğrendim.
İtalyan sanatçı, Floransa’da güzel sanatlar fakültesinde okumuş ve üstün dereceyle mezun olmuş. Klasik bir sanat görüşüne sahipken yıllar içinde ‘pop sürrealizm’le tanışmış. Von Grune “Yozlaşmış estetiğin, gerçekçi olmayan iyi niyetin ve politik olarak doğruyu reddedişin sanatçının yaratıcılığını ve özgürlüğünü öldürdüğünü gördüm” diyor.
Ancak Von Grune’nin hayatındaki en büyük değişiklik, pop sürrealizmin beşiği Kaliforniya’daki birçok sanatçı gibi, veganlığa geçişiyle olmuş. Ve bu da onu örneklerini gördüğünüz bu sanatsal çalışmalara yaklaştırmış.
Bu akımın temsilcileri eserlerinde et endüstrisi ve hayvan sömürüsü üzerine açık eleştiriler yapıyor. Von Grune’nin de tüm işlerinde türcülük karşıtlığı keskin ve esprili bir dille ortaya çıkıyor.
Tepsideki bebeğe dönersek... Yavrusunun pişirilmesi ve yenmesi karşısında dehşete kapılan tek canlının biz olduğunu nereden biliyoruz?
SEVGiNiN SONU ZARAR OLMASIN
Çocukların sokak hayvanlarını sahiplenmesi, onlarla ilgilenmesi şahane bir şey. Ancak çocuk oldukları için düşünemedikleri birtakım ayrıntılar var. Mesela yavru köpeklerin boynuna ip bağlamak gibi. Çünkü hayvan o ipten kurtulamıyor ve büyüdükçe ip boynunu kesmeye başlıyor, korkunç yaralara ve ızdıraba sebep oluyor. Biri görüp kurtarmaya çalışmazsa da hayvan enfeksiyondan ya da boğularak acılar içinde ölüyor.
Bu köpek Bursa Osmangazi’deki Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam Merkezi ekiplerince bulunmuş. Oldukça ciddi bir operasyonla ip alınmış ve boyundaki yaranın kapatılabilmesi için 56 dikiş atılmış. Ardından antibiyotik tedavisi uygulanmış. Son döneme bu tip çok vakaya rastlıyorum. Tahmin edersiniz ki köpeklerin hepsi bunun kadar şanslı olmuyor. O yüzden lütfen çocuklarımızı bu konuda bilinçlendirelim.
MUSTAFA SARIGÜL’DEN RiCA EDiYORUM
Nişantaşı civarindaki hayvanların bakıldığını biliyoruz. Su kapları, yuvalar... Genelde şartları iyi görünüyor. Ama Maslak da Şişli Belediyesi sınırları içinde... Maslak Atatürk Organize Sanayi Sitesi civarında birçok küpeli sokak köpeği yaşıyor. Etraf otomobil galerisi, lokanta, işyeri dolu. Ancak ortada bir tane su kabı yok.
Geçen gün bir galerinin önündeki güvenlik görevlisine “Kap getirsem su koyar mısınız?” dedim. “Ya, onlar su buluyor. Zaten çok şey gözükür” dedi. ‘Şey’ ne demekse? “Uygunsuz” diyemedi herhalde. Hayvanlar orada dilleri beş karış sarkmış duruyor ve kimsenin aklına bir kap su koymak gelmiyor. Sayın Mustafa Sarıgül’den esnafı bu konuda teşvik etmesini rica ediyorum.
iHBAR HATTI
* Bağcılar Barınağı’nın bir ölüm kampına dönüştüğüne dair ihbarlar var. Giden köpekler yok oluyor. Sahiplendirildiği söylenen köpeklerin kayıtları bulunamıyor. Ayrıca personelin köpekleri ‘sokak itleri’ diye tekmelediği de gelen bilgiler arasında.
* Bodrum Torba Barınağı’ndaki hayvanların ilgiye ve beslenmeye ihtiyacı var. O sıcakta, bir deri-bir kemik kendilerini kurtaracak birilerini bekliyorlar. Oralardaysanız bir uğrayın. Belki birini kurtarabilirsiniz.