SiYAH KÖPEK SENDROMU

Sahip bulma konusunda en şanssız olanlar siyah köpekler. Çünkü insanlar hâlâ onlardan korkuyor

National Geographic’teki ‘Köpeklere Fısıldayan Adam’ Cesar Millan’ın sıkı takipçisiyim. Cesar, önceki gün internetteki blogunda ‘siyah köpek sendromu’ diye bir şeyden bahsediyordu. Yaptığı bir barınak ziyaretinde (Malum Amerika, Avrupa ve Uzakdoğu’da sahipsiz hayvanların barınaktaki süreleri kısıtlı. Belli bir süre içinde sahiplenilmedikleri takdirde uyutuluyorlar.) siyah köpeklerin ilk öldürülenler olduğunu öğrenmiş.
Barınak yetkilisi Amanda Leonard insanların genelde siyah köpekleri görmezden geldiğini ve daha açık renklilere yöneldiğini belirtiyor. Leonard’ın Berkeley Üniversitesi, Kroeber Antropoloji Cemiyeti’nin dergisinde çıkan yazısına göre, siyah köpekler insanlar tarafından tehditkar olarak algılanıyor. Siyah renk ışığı emdiğinden, hayvanın yüz hatları kolay anlaşılamıyor ve ifade değişiklikleri okunamıyor. Sahiplenme niyetindeki kişi köpeğin ruh halini anlayamıyor, hayvanla duygusal bağ kurmakta zorlanıyor. Ve aynı sebepten fotoğrafla sahiplendirme aşamasında da siyah köpeklerin yüzü gözü görünmediğinden fazla şansı olmuyor.
Tabii eski zamanlardan gelen korkular, siyah köpeklerin ve kedilerin şeytanın elçileri olduğuna, uğursuzluk getirdiklerine dair inanışlar da onların tercih edilmeme sebeplerini besliyor. Barınaktan köpek alacak ya da internete resim koyacak olursanız aklınızda bulunsun.

KAHVENiZi NASIL ALIRDINIZ?

‘Kopi Luwak’ denen bir kahve cinsi var. Dünyanın en pahalı kahvesi. Haberleri çıkmıştı, rastlamışsınızdır. Kilo başı fiyatı bin 200 euro’ya kadar çıkıyor. Kırmızı kahve çekirdeklerinden üretiliyor. Ama üretim kısmını firavun faresi denen bir hayvan üstleniyor. Kuyruksüren familyasından gelen bu hayvancık, kahve çekirdeklerini yiyor. Çekirdekler sindirim sırasında fermante oluyor ve dışarı çıktıklarında çikolatamsı, hafif aromalı bir hal alıyor. Ve (gerçekten bunu ilk keşfedip tadına bakmaya karar veren kim merak etmemek elde değil) işte bu ‘sonuç’ çok para ediyor.
Her şey doğal seyrinde gitse, hayvanın pislediği kadarıyla yetinilse sorun olmayacak. Ama işte para edince daha çok üretmek gerekiyor. Bu yüzden firavun fareleri yakalanıp kafeslere tıkılıyor, (tıpkı ciğerleri için şişirilen kazlar gibi), mideleri patlayana kadar bu kahve çekirdekleriyle dolduruluyor ve ‘kaka’ yapmaları bekleniyor. Hayvanların etinden, sütünden yararlanmak tamam ama ‘b..’undan nemalanmak... Çok gereksiz!

EV ARAYANLAR

Doğuştan dört patisi de yok. 8 aylık. Tabii dolayısıyla tırnağı da yok. Yürüyor ama çok hızlı koşamıyor. Köpekten ya da arabadan kaçamaz. Şu an bir apartman bahçesinde. Kendisini olduğu gibi kabul edecek bir aile arıyor. İletişim: İstanbul 0 536 989 80 74

Bu annesiz bebek artık kafese sığmıyor, evine gitmek istiyor. Diğer iki yavrununsa beş kardeşleri daha var. Hepsi de şu anda rehabilitasyon merkezinde. Acil geçici ve kalıcı yuvaya ihtiyaç var. İletişim: İstanbul 0 549 748 19 08/0 535 327 99 05