Biliyorsunuz Efe’nin oyunculuk kariyeri başlamadan bitti. Belki Hollywood’da olsaydı her şey daha farklı olabilirdi. İşte yılın hayvan Oscar’ları...
American Humane Association AHA, (Türkçesi sanırım Amerikan İnsaniyet Birliği gibi bir şey) çocuklarla hayvanların refahını sağlamak ve insanlarla hayvanlar arasındaki bağı güçlendirmek üzere kurulmuş bir organizasyon. Sellerde, depremlerde, kasırgalarda gidip mahsur kalan hayvanları kurtarıyorlar. Çocuklar için hayvanlı terapiler düzenliyorlar. Mesela köpek terapilerinin kanser hastası çocuklar üzerindeki olumlu sonuçlarını ortaya çıkarıyorlar. Barınaklardaki hayvanları sahiplendirmek üzere kampanyalar yapıyorlar. Bir de Hollywoood’u insanileştiriyorlar. (Böyle yazınca iyi bir şey gibi durmuyor sanki. Yani film ve TV sektöründe çalışan hayvanların düzgün muamele görmelerini, iyi bakılmalarını sağlamaya çalışıyorlar. Hayvanların rol aldığı her sette bir gözlemcileri var.
AHA birkaç senedir, filmlerdeki en iyi hayvan performanslarını değerlendiriyor ve onları Pawscar’la ödüllendiriyor. (Pawscar, pati, pençe anlamına gelen ‘paw’la ‘Oscar’ın birleşimi). İşte bu yılın kazananları:
En iyi battaniyeye sarılı domuzu: Steven Soderbergh’in yönettiği ve Channing Tatum’un striptizci rolünde oynadığı ‘Magic Mike’daki Maynard isimli domuz. Resmini bulamadım ama çıplak Tatum’dan rol çaldıysa Pawscar’ı haketmiş demektir.
En iyi kötülük alameti
Anthony Hopkins’in ünlü yönetmeni canlandırdığı ‘Hitchcock’ filminin son sahnesinde omzuna konan karga.
En iyi ilham perisi
Artık yazamamaktan yakınan bir yazarın kendi yarattığı kadın karaktere aşık olmasını anlatan ‘Rudy Sparks /Hayalimdeki Aşk’taki Scotty.
En iyi hayvan-insan ilişkisi
Bu daldaki ödül tabii ki ‘Life Of Pi/Pi’nin Yaşamı’ndaki Richard Parker’ın. Filmde dört farklı Bengal kaplanı rol almış ama sahnelerin çoğu bilgisayar marifeti.
En iyi başrol
‘Seven Psychopaths’da belki Woody Harrelson, Colin Farrel, Christopher Walken vs. oynuyor ama hepsi de film boyunca Bonny’nin peşinde.
MORRISEY’DEN VEGAN KONSER
Müzisyen kimliğiyle olduğu kadar hayvan hakları aktivisti ve vegan olarak tanınan Morrisey, 1 Mart akşamı Los Angeles’taki Staples Center’da bir konser verdi. Morrisey’in Staples Center’la anlaşırken ilk şartı, konser alanında ve tabii kuliste sadece vegan yemeklerin satılması ve servis edilmesiydi. (Daha önce Paul McCartney de aynı istekte bulunmuş ancak reddedilmiş.) Konser alanının 20 bin kişilik olduğunu düşünürseniz bir geceliğine de olsa binlerce hayvanın canı kurtuldu diyebiliriz.
KEYFiNi YAPSIN!
Hayvansever semtlerde, genelde sokak kedileri düzenli olarak kısırlaştırılır. Öncelik dişilere verilir. Erkek kedilerin kısırlaştırılmasına gerek olmadığı düşünülür. Peki nasıl çoğalıyor bu hayvanlar? Ve dişi sokak kedileri (nazar değmesin) yıllarca yaşayabilirken erkekler ilk yaşlarını zor görür. Ezilenler, hastalananlar, paralananlar genelde hep erkek kedilerdir.
Bir de erkek kedilerini kısırlaştırmamakta ısrarlı kedi sahipleri var ki onları anlamam mümkün değil. Üstüne üstlük azdığı zaman da hayvanı sokağa bırakırlar. “Keyfini yapsın”mış. Herkesin istediği zaman, isteğiyle seks yaptığı bir dünya daha mutlu bir yer olabilir belki ama o dünyada yaşamıyoruz. Sizin ‘keyif’ dediğiniz şey hem sokaktaki nüfusun artmasına sebep oluyor hem de çoğunlukla hayvanınızın telef olup gitmesine.