Cadde'nin Patisi

Cadde'nin Patisi

itir.ilgaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Hayvan Partisi’, cumartesi günü ilk toplantısını yaptı. Türkiye’de hayvan hakları alanında sonsuz emeği olan İsmet Sungurbey anısına düzenledikleri ‘Köpek Konferansı’na ben de gittim ve bakın ne duygularla ayrıldım oradan

‘KÖPEK KONFERANSI’NDA NELER OLDU

‘Hayvan Partisi’ kuruldu, biliyorsunuz. Geçen hafta, Milliyet Pazar ekinde Güliz Arslan’ın haberiyle tanıştık kurucularıyla. Kendi anlatımlarıyla amaçları ‘insan merkezli işleyen dünyada unuttuğumuz, görmezden geldiğimiz, zarar verdiğimiz diğer canlıları gündeme taşımak’. Yani “Hayvanları sevin ya da sevmeyin, yaşam haklarına saygı duymak durumundasınız” diyorlar. Çok isabetli bir hedef.
Cumartesi günü ilk toplantılarını yaptılar. Türkiye’de hayvan hakları alanında sonsuz emeği olan İsmet Sungurbey anısına düzenledikleri ‘Köpek Konferansı’na ben de gittim.

Haberin Devamı

Dakka 1 Gol 1
Herkes yerini almış konferansın başlamasını beklerken, içeriye bir adam girdi. Ön tarafa gelerek dinleyicilere döndü ve “Ben bir hayvanseverim, buraya iki köpek arkadaşımla geldim. Bu konferansını onlarla izlemek istiyorum ama izin vermiyorlar” diye bağırmaya başladı. (Ya da yüksek perdeden konuştu diyeyim) Parti üyeleri birdenbire “Korsan konuşma yapmayın, burası insanlar için, köpeğin işi ne?” vs. diye müdahale edince saçma bir durum oluştu. Adam dışarı çıkmaya zorlandı. Arkadan adamcağıza hak veren dinleyicilerle polemiğe girildi. Ne yazık ki gün, tatsız başladı.

Neler konuşuldu?
Benim katıldığım bölümde Dr. Irwin Cemil Schick, ‘İstanbul’un en eski sakinleri’ hakkında çok bilgilendirici bir sunum yaptı. Bizans’tan bugüne İstanbul’un sokak köpeklerini, Osmanlı’nın yüzlerce yıl birlikte yaşadığı bu hayvanları batılılaşma/çağdaşlaşma çabasıyla nasıl yok etmeye çalıştığını anlattı. Müslüman mahallelerinde hayvanların daha iyi muamele gördüğünü ve müslümanlığın diğer dinlere oranla hayvana daha fazla değer verdiğini vurguladı.
Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, 27 Mayıs’ın ‘Köpek Davası’nı, Afgan Kralı’nın Celal Bayar’a hediye ettiği tazının nasıl Yassıada Mahkemeleri’ne konu olduğunu anlattı.
Taraf gazetesinden Yıldıray Oğur’sa, Atatürk’ün köpeği Foks’tan bahsetti. Ve tabii ki hazin sonundan. Atatürk’ün Foks’a olan düşkünlüğü ve hayvan sevgisinden uzun uzun bahsettikten sonra, giderek saldırganlaşan ve sonunda elini ısıran köpeğinin uyutulmasına göz yumduğunu söyleyiverdi.

Haberin Devamı

Neler hissettirdi?
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki böyle bir partinin kurulması, köpekler için bir konferans yapılması, her hayvansever gibi beni de çok mutlu etti ve umutlandırdı.
Ancak sunumlarda hayvanseverlikle müslümanlığın bu kadar bağdaştırılmasından biraz rahatsız oldum. Ben din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gerektiğine inanırım. Ve eğer ‘Hayvan Partisi’ siyasi bir görev üstlenmek üzere yola çıktıysa, ‘Müslümanlar hayvanları daha çok sever’ gibi bir alt metnin, başka inançlara sahip vicdanlı insanlara haksızlık olacağı kanantindeyim.

Nacizane önerim
Parti kurucularının ‘iyi niyet’le yola çıktığına canı gönülden inanıyorum. Evet, hayvan haklarını savunmak için hayvan sevmek gerekmiyor. Ama sanırım biraz tanımak gerekiyor, hem hayvanları hem de hayvanseverleri.
Mesela köpekleriyle gelmek isteyen adamı kovmadan önce, konuşmasını bitirmesine izin verselerdi ya da “Burası insanlar için, köpek sokulur mu?” diye bağırmasalardı...
Ve son olarak: Hayvanseverler duygusaldır, hassastır, alıngandır. Çoğu, her şeyi en iyi kendisinin bildiğine inanır. Saldırgan olanı vardır, fanatiği vardır, kimseye güvenmeyeni, hatta delisi vardır. Ama bu iş onlarsız olmaz!...

Haberin Devamı

‘KÖPEK KONFERANSI’NDA NELER OLDU

BiR TIKLA ORMANA DESTEK

Mama markası Goody’nin, hepsiburada.com ve HAÇİKO ile ortaklaşa bir projesi var. 31 Mart’a kadar www.hepsiburada.com adresine giren herkes, ana sayfada yer alan reklam bandı aracılığıyla özel fiyatlı Goody mamalardan satın alarak, HAÇİKO’ya bağış yapabiliyor. HAÇİKO da mamaları İstanbul ormanlarında terk edilmiş köpeklere ulaştırıyor.