Cadde'nin Patisi

Cadde'nin Patisi

itir.ilgaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“O an, onu almam gerektiğine karar verdim. Hayatımda hiç kedim olmamıştı. Nasıl bakılır, kediyle nasıl ilişki kurulur hiçbir fikrim yoktu”

Yasemin Bay’ı tanıyorsunuz. Milliyet’te okuduğunuz kültür-sanat haberlerinin neredeyse tamamında onun imzası var. Ayrıca Milliyet Sanat dergisi ekibinin de önemli bir üyesi. Yasemin, bir süre önce bir sokak kedisi sahiplendi. Adını da ‘Şans’ koydu.
Şans görmüyor. Yasemin’den ‘Şans’ın hikayesini ve görmeyen bir kediyle yaşamanın nasıl bir şey oluğunu yazmasını rica ettim. Yani bu hafta köşe Yasemin Bay’a ait. Yazdıklarını okuyunca sanırım sizler de “Şans mı daha şanslı yoksa Yasemin mi?” diye düşüneceksiniz.
“Şans’la (Yani Pelin Çini, Milliyet hafta sonu eklerinin haber müdürü ve Çini Mürekkebi köşesinin sahibi) sayesinde tanıştım. Bir gün elinde karton kutuyla işe geldi. İçinde perişan halde bir kedi yavrusu vardı; henüz 1,5 aylık kadardı. Balat’ta yol kenarında bulmuş onu. Hayvanın iki gözü de kötü durumdaydı. Tedavisi mümkün değildi ve alınması gerekiyordu. Görmediği için sokakta yaşama şansı olmayacaktı. O an, onu almam gerektiğine karar verdim. Hayatımda hiç kedim olmamıştı. Nasıl bakılır, nasıl ilişki kurulur fikrim yoktu. Ama kedisi olan çok arkadaşım vardı, “Yardımcı olurlar” diye düşündüm. Oldular...

Haberin Devamı

KiM KiMiN ‘ŞANS’I
Bir haftada her şeyi öğrendi
İnsanlar kör bir kedinin bakımının zor olduğunu düşünür. Ben de aynı fikirdeydim. İlk bir hafta sürekli peşindeydim, başına bir şey gelmesin diye. Gördüm ki başının çaresine gayet güzel bakıyor. İlk gün mama kabını ve suyunu buldu. 1-2 gün içinde de kumunu. Şimdi arada sırada, mesela çamaşır makinesi çalıştığında korktuğu için kumunu değil de salonu tercih edebiliyor...
Evi ummadığım kadar hızlı öğrendi. Hatta bir hafta sonra evde koşturmaya başlamıştı. Şimdi o kadar hızlı hareket ediyor ki yakalamakta zorlanıyorum.

Görmediğine inandıramıyorum
Gören bir kediden hiçbir farkı yok. Dolayısıyla hiç zorluk yaşatmadı bana, üstelik daha önce hiç kedi bakmamış olduğum halde. Diğer duyuları çok gelişmiş. En ufak sese tepki veriyor, en ufak hareketi fark ediyor. İkinci haftamızda sesimi duyduğunda nerede olursa olsun koşarak bana gelmeye başladı. İlk hafta ona aldığım ama korktuğu için oynamadığı oyuncakla şimdi deliler gibi oynuyor ve kaybettiğinde yeniden bulabiliyor. Eve tanımadığı biri gelince önce tedirginlik yaşıyor. Ama sonra o tedirginliğini üzerinden atıp, misafirlerle de oynuyor.
Bu ayın sonunda üç aylık olacak. Alt kat komşum, Şans’ın hareketlerini gördüğünde onun kör olduğuna inanmadı. Hala da gördüğü yönünde şüpheleri var, bir türlü ikna edemiyorum! O kadar farkı yok anlayacağınız gören bir kediden. Bazen ben bile unutuyorum Şans’ın görmediğini.

Eşyaların yerini değiştirmeyin yeter
Sanıyorum kör kediler sahiplerine daha bir düşkün oluyor. Şans’ın hareketlerinden yola çıkarak söylüyorum bunu. Her akşam eve girdiğimde onu aynı yerde, bana doğru ‘bakarken’ buluyorum. Onunla konuştuğumda sanki beni görüyormuş gibi beni izliyor, kucağımda uyumaya bayılıyor.
Kör bir kediyle yaşarken dikkat etmeniz gereken tek şey evdeki eşyaların yerini fazla değiştirmemek. Bir de sürekli ayaklarımın dibinde olduğu için dikkatli adım atmak zorunda kalıyorum. Çünkü özellikle eve geldiğimde, sürekli yanımda olmak istiyor.
Şurası kesin, Şans benim için büyük bir mutluluk oldu. Eve koşarak gidiyorum. Hem çok komik bir kedi hem de çok eğlenceli. Evde beni kaybettiğini düşündüğünde miyavlayarak araması, sesimi duyduğunda koşarak yanıma gelmesi, ille de birlikte yemek yemek istemesi... Bir arkadaşım Şans’la ilişkimizi görünce kör bir kedi sahiplenmeye karar verdi.
Normal kediler bir şekilde yaşamlarını sürdürebiliyor belki ama kör kedilerin mutlaka bir eve ihtiyacı var. Ve tekrar altını çizmek isterim ki görmeyen bir kediye bakmak hiç ama hiç zor değil. Özel bakıma ihtiyaçları yok. Sevginiz ve ilginiz yetiyor onlara.”