KEDiM NE?YEDi?

Kediler tuhaf hayvanlar. Birlikte yaşadığınız her gün haklarında yeni bir şey keşfediyorsunuz. Özellikle de yiyecek tercihi konusunda. Rahmetli kedim Çavdar beyaz peynire düşkündü mesela. Ama yalnızca belli bir şarküteriden alınan beyazpeyniri yer, marketlerde kutuda satılan markalarınkini ağzına sürmezdi. Bir de nane ve okaliptüslü şeylere meraklıydı. O kadar ki dişlerimi fırçalarken onun ağzına da bir parça macun sürerdim. Yıllar içinde patlamış mısır, cips yiyen, haşlanmış kabak için çıldıran, sadece fıstıklı çikolata tercih eden, bal yalayan, elma, fındık seven kedilerim oldu. En son geçenlerde biri tabağımdam soya soslu mantar çaldı.

Özel mi arsız mı?
Tabii ‘sahip’ olarak, (yani kim kime sahip tartışılır ama) bu acayiplikler insanı eğlendiriyor. Biraz arsızlık yapıp farklı davranınca “Ne özel bir kedim var” diyorsunuz. Ama bir de uzmana sormak gerekiyor.
Bu abur cuburlar minik kaplanınıza ne kadar faydalı diye... Pıtış Evcil Hayvan Kliniği’nden Veteriner Hekim Cem Pakkan “Kediniz ne yerse ne olur?” sorusunu yanıtladı.
“Kediler etobur hayvanlardır. Yemek tercih basamağının ilk sırasında daima et vardır. Aroması artırılmış yiyeceklere bayılırlar. Çoğu mama üreticisi ham et ve türevlerini azaltıp aromayı artırarak kedileri cezbedecek mamayı keşfetmeyi ve satışlarını artırmayı hedefler. Ucuzluğundan dolayı kedinize vermeye kıyamadığınız mamaların onlar tarafından bu kadar tercih edilmesinin nedeni budur.
Kediler, çok güçlü bir burunun yanında, çok hassas bir tat alma duyusuna ve damak tadına da sahiptir. Ve her kedi besleyen bilir ki kediler sadece et yemez. Ara sıra değişik tatlar da keşfetmek ister. Hatta sahiplerini bu konuda eğitecek kadar kurnaz ve inatçı olabilirler.

Şekeri sindiremiyorlar
Kedimiz yememesi gereken bir gıda maddesi yediğinde kısaca şunlar olabilir.
1. Hiçbir şey olmayabilir. (Düşük bir olasılık da olsa)
2. Vücudundaki asit-baz, mineral ya da elektrolit dengelerini bozup karaciğer ve böbrek hastalıklarına yatkınlık oluşturabilir. Ayrıca şekeri sindiremedikleri için tatlı yiyecekler obeziteye, karaciğer ve pankreasta yağlanmalara ve şeker hastalığına yatkınlık oluşturabilir.
3. Bakteriyel gıda zehirlenmeleri gerçekleşebilir.
4. Mikotoksin zehirlenmeleri olabilir. Mikotoksinler, yem ve gıda maddelerinde mevcut, çeşitli patojenik mantar türleri tarafından sentezlenen metabolizmalardır ve zehirlenmelere neden olabilirler. En fazla etkilenen organ vücudun laboratuarı konumundaki karaciğerdir. Mikotoksinlere örnek olarak medyada popülerliği çok olan Aflatoksin verilebilir. Aflatoksin kediler ve diğer hayvanlarda karaciğer tümörleri ve nekrozlarına neden olmaktadır. Aflatoksinleri oluşturan mantarlar en çok hububat ve kuruyemişlerde, sebzelerde, konservelerde, meyve sularında bulunur.”


SUÇA ORTAK OLMAYALIM

Deri ve kürk sektörü her geçen gün kendini geliştiriyor. Çakal, vaşak, leopar, su samuru, rakun, fok gibi evcil olmayan birçok hayvanın yanında milyonlarca kedi-köpek de, tuzaklar ve çiftliklere tıkılmak suretiyle boyun ve belkemiği kırma, kesme, telle boğma, asma, elektrik verme, canlıyken dire yüzme, kimyasallarla zehirleme gibi zalim süreçlerden geçirilerek katlediliyor.
17-19 Ocak tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde Uluslararası Kürk ve Deri Fuarı düzenlenecek. ‘Yeryüzüne Özgürlük Derneği’ 15 Ocak’a kadar Taksim Galatasaray Lisesi önünde (saat 14.00-21.00 arasında) kürk-deri karşıtı standlar açarak bir protesto organize ediyor. Bir Bülent Ersoy ya da bir İvana Sert olmamak için imza atın.


Ev arayanlar

4 aylık. Solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle rehabilitasyon merkezinde tedaviye alınmıştı. Çok ürkek. Artık iyileşti. Sokağa dönmesin.
İletişim: 0 549 748 19 08
Anne-oğul, kulakları ‘yeterince dik’ olmadığından barınağa terk edildi. Kısırlaştırıldılar, sokağa salınmak üzereler. Mümkünse ayrılmayacakları bir yuvaları olsun.
İletişim: 0 535 327 99 05
Maltepe’de kendi boyunda üç bebekle birlikte bir hayvanseverin kapısına bırakılmış. Değişik renkleri mevcut. Acil ev arıyorlar.
İletişim: 0 216 352 12 25