Yarın yine birçok kişi sevgilisine, pet shop’tan aldığı kedi-köpek yavrusunu hediye edecek. Oysa bir hayvanla yaşamayı seçmek önemli bir karardır. Sırf hoşlandığın kıza yalakalık olsun diye yapılacak iş değil
Siz sadece küçük cam vitrinlerin içinde size tatlı tatlı bakan yavruları görüyorsunuz. Peki onlar oraya nasıl geliyor biliyor musunuz? Hayvan satan çoğu pet shop’un ‘üretim yeri’ adı altında iğrenç merkezleri var. Burada tek suçları cins olmak olan onlarca hayvan sürekli çiftleştirilip doğurtuluyor. Artık doğuramayacak duruma geldiklerinde ya da hastalandıklarındaysa genelde barınaklara ya da ormana atılıyorlar. Ve bu aradaki tüm süreyi neredeyse kıpırdayamayacak kadar dar kafeslerde, karanlık pis odalarda geçiriyorlar.
Yavrularsa sütten kesilmeden annelerinin altından sökülüp o sizin gördüğünüz cam vitrinlere tıkılıyor. Enerjik görünmeleri için çeşitli hormon ve vitamin iğneleri yaplıyor. Yazın güneşten kaynayan, kışın buz gibi olan camın arkasında müşteri bekliyorlar. Çoğu zaten birkaç ay içinde zaten hastalanıyor. İnsanlar pet shop’lardan hayvan aldıkça da, bu iğrenç ticaret sürüyor.
Ya sonra?
Tabii bu işin sadece ilk perdesi. Satın alındıktan sonra başlarına neler geleceği de meçhul. Çoğu, Sevgililer Günü, yılbaşı, karne hediyesi vs. gibi geçici coşkularla alındığı ve müstakbel sahibe bir nevi emrivaki yapıldığı için, hayvanların çoğu kısa süre sonra kendilerini sokakta ya da barınakta buluyor. Ormanlar, barınaklar golden’dan, rotweiler’dan geçilmiyor.
Şu asla ve asla düşünülmüyor ki, bir hayvanla beraber yaşamayı seçmek önemli bir karar ve o hayvana bakacak kişi tarafından verilmesi gerekiyor. Yoksa sırf hoşlandığın kıza yalaklık olsun diye yapılacak bir hareket değil. Ortalama 10-15 yıl yaşayacak, duyguları olan bir canlıdan bahsediyoruz. Size bağlanacak, sizi sevecek, sizinle büyüyecek, sizinle yaşlanacak, talepleri, ihtiyaçları, masrafları olacak, fedakârlık gerektirecek, kısacası hayatınızı tümüyle değiştirecek bir canlıdan.
KARŞINIZDA ATEŞ
Hayvist Hayvan Hakları Aktivistlerinin haberidir
Adı Ateş. Ağır derecede uyuzdu. Ölmeyi bekliyordu. Onu görenler, itip kakıyor, görüntüsü midelerini bulandırdığından başları çeviriyorlardı. Zaten sonunda belediyeye ihbar ettiler. İtlaf ekibi geldi. Ama o anda Ateş’in şansı döndü. İki hayvansever onu belediyecilerin elinden kurtardı.
Kliniğe getirildi. Patilerinde iltihap, vücudunda çatlaklar ve kesikler vardı. Ateşi çok yüksekti (Zaten adı da bu yüzden Ateş oldu) Bir de tecavüz bulgusuna rastlandı.
Sonra uzun ve zorlu bir tedavi başladı. Ve işte sonuç... Resimler her şeyi anlatıyor. Asude Ustaoğlu ve ekibine tebrikler.
İZMİRLİLERİN DİKKATİNE
İzmir Şopengazi Barınağı’nda 3 bin’e yakın köpek var. Kış şartları cetin. Mama stokları tükenmiş durumda. 19 Şubat Pazar günü barınağa bir yardım gezisi düzenleniyor. Servis aracı saat 12.00’de Konak Pier önünden kalkacak. Saat 16.30’da dönülecek. Gidiş-dönüş ücreti 5 TL. İhtiyaçların başında süt, makarna, ekmek, kuru ve yaş mama, battaniye geliyor. Barınağa gidemeseniz de yardımlarınızı servise iletebilirsiniz.
İHBAR HATTI
* İstanbul’daki Esenyurt Belediyesi Barınağı’ında köpeklerin donarak öldüğü bilgisi geldi. Yetkililer sus-pus. Ama eminim Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nu bu konuda duyarlılık gösterecek ve duruma müdahale edecektir.
* HAYTAP sayesinde, Bolu Barınağı’nda kısacık zincirlerle kar altında ölüme terk edilen köpekleri hepimiz gördük. Gazeteler yazdı, sanal alemde yardım çağrıları yapıldı vs.. Ancak gelen bilgiler belediye başkanının artık gönüllüleri barınağa sokmadığı ve gelen yardımları da kabul etmediği yönünde. Kime başvurmalıyız?
*Sevgililer Günü’nden nefret ediyorum!