DÜŞKÜNLER EVi

Aslında yine hayvanları koruma kanunuyla ilgili yazmak isterdim ama bildiğiniz üzere beklemedeyiz. “Yeniden görüşülecek” diyorlar. O yüzden ben de size evdekileri anlatmaya karar verdim

Evde ikiden fazla kedim olduğundan bahsetmiştim. Değişik yaş gruplarındalar. Tabii yaşlar ilerledikçe, tıpkı insanlardaki gibi onlarda da hastalıklar başlıyor. Ama hepsinin huyu farklı, dolayısıyla hastalıkla baş etmeleri de farklı oluyor.

Evin en yaşlısı Biber. Hiç göstermez ama 19 yaşında. Yıllardır böbrek hastası. Özel mama yemesi ve bol su içmesi gerekiyor. Ve huyu gereği (aşırı kaprisli) diyetine çok dikkat ediyor. Mamasının muhakkak blenderdan geçirilmiş, kolayca yutacağı şekilde sulandırılmış ve oda sıcaklığında olması gerekiyor. Acıktığını avaz avaz bağırarak (çünkü ona miyavlamak denemez) belli ediyor. Aynı taktiği bardaktan ve taze su içmek istediğinde de uyguluyor. Zorda kalmadıkça asla, diğerlerinin kuru mamasından yemiyor, su kaplarından içmiyor. Bence özel ihtimam gördüğünü biliyor ve bunu sonuna kadar kullanıyor.

Benek 18 yaşında. Bir zamanlar görenleri dehşete düşürecek kadar büyüktü. Kimseye rahat vermez evin kabadayısı gibi dolaşırdı. Biz dahil herkesin yemeğine sulanırdı. Bir süredir bağırsaklarında problem var. Özellikle kakada zorlanıyor. Onun da maması özel. Bir deri bir kemik kaldı. Tüyleri eskimiş oyuncak hayvanlar gibi oldu. Sanırım bunadı da. Son birkaç gündür iyice ağırlaştı. Cumartesi günü veterinere (Pıtış Evcil Hayvan Polikliniği) gitti. Doktoru Özkan Bey vücudunun çok susuz kaldığını ve bu şekilde lağman bile yapılamayacağını söyledi. Üç gün orada kalacak serum verilecek. Bağırsakları boşaltılacak. Kalıcı bir tedavi olmayacak ama en azından sıkıntısı azalacak.

Test yapıldı, şeker çıktı
Tabii hastalıklar hep yaşlıları bulmuyor. Bir de şeker hastası var. Tombik. İki yaşında. Onu Milliyet’in eski (Hürriyetin yeni) binasının bahçesinden kurtardım. (Belediye ekiplerine toplatacaklardı çünkü). Aşırı su içiyordu ve yer yer tüyleri dökülmeye başlamıştı. Test yapıldı, şeker çıktı. Her gün ilaç içmesi gerekiyor. Allahtan sakin bir kedi de her gece gırtlağına hap tıkamama ses çıkarmıyor. Bu arada diş etlerinde sorun var. Önümüzdeki günlerde tüm dişlerinin çekilmesi gerekecek. Bakalım o zaman neler olacak?
Bir de Karam var. Bir bacağı sakat. Üzerinden araba geçmiş. İlk götürüldüğü veterinerde “Bacağı kesilecek” demişler. Ama Pıtış’da iyileşti. Bize geldi. Sonra pencereden 13 kat aşağı düştü (Tabii ki pencerelerimde tel var. Zaten telle beraber uçtuğu için hayatta kaldı). Gene iyileşti. İki yıldır evde. Daha bir kere dokunamadım. Elletmiyor.

iNANMAK iSTiYORUM
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu bir hayvan barınağı açılışında şunları söylemiş: “Hayvanları korumak bizim boynumuzun bir borcudur. Onları korumak bizim görevimiz çünkü kültürümüzde bu var. Biz yaratandan ötürü bütün yaratılanları severiz. Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak hayvanları korumakla mükellefiz. Söz konusu yasayla ilgili gelen bütün tenkitleri değerlendiriyoruz. Amacımız hayvanları öldürmek değil, yaşatmaktır.”

BRAVO ŞiŞLi TERAKKi
Terakki Vakfı Özel Şişli Terakki İlkokul ve Anaokulu 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nü ‘Dostlarımız’ adlı bir projeyle Hayvanları Koruma Haftası’na dönüştürmüş. Öğrenciler, bu bir hafta boyunca sokak hayvanları, barınaklar, yunus parkları, nesli tükenen hayvanlar gibi birçok konuda bilgi sahibi olacak, barınaklara ziyaret ve mama yardımında bulunacaklar. Eski bir Şişli Terakkili olarak çok sevindim. Darısı diğer okulların başına diyorum.

EV ARAYANLAR

Şeker, bir ay kadar önce işlek bir caddenin ortasında bulunmuş. Oraya nasıl gelmiş, nasıl ezilmeden kalmış, mucize... Şu an iki aylık kadar. Acil ev arıyor. İletişim: 0533 622 4459

Poyraz, henüz bir aylık. Caddede ağlarken bulunmuş. Şu anda geçici evinde. Çok uslu. İletişim: Ankara 0541 640 16 90

Bu minik kız henüz 2-3 aylık. Büyü-yünce uzun tüylü şahane bir kedi olacak. Sokakta hastalanınca bir hayvansever tarafından kliniğe getirilmiş. Yeniden sokağa dönmesin. İletişim: Pıtış Veteriner Kliniği.