ABD’de her gün 2.3 milyon köpek sahibiyle işe gidiyor. Büyük şirketler çalışanlarının daha verimli olduğu kanısında .
22 Haziran Amerika’da ‘işe köpekle gitme günü’ymüş. Araştırmalar iş yerinde köpeğin stresi ve devamsızlığı azalttığını ve çalışanların verimliliğini artırdığını kanıtlayınca, çalışanlarının sadece 22 Haziran’da değil, her gün işe köpekleriyle gelmesine izin veren firmaların sayısı da giderek fazlalaşmış. Bugün ABD’de sahibiyle işe giden köpek sayısı 2.3 milyon civarında.
Mark Zuckerberg de Facebook’ta köpeklerin dolanmasından yana. Bünyesindeki oyun şirketi Zynga’da köpek/insan oranı 9’a 1. Ne de olsa markanın ilham kaynağı Zynga adındaki buldog.
Kapısını köpeklere açanlar sadece büyük şirketler de değil. Mesela Teksas’ta bir rahip her pazar kiliseye beş tüylü dostuyla gidiyormuş. Dünya orta siklet boks şampiyonu Manny Pacquiao, Jack Russel’ı yanında olmadan idman yapmazmış. Ve tabii ABD Başkanları... Obama dahil çoğunun, Oval Ofis’e köpeğini götürdüğü biliniyor. (üstte)
Adamların bir bildikleri var
Central Michigan Üniversitesi’nin araştırmasına göre köpek olan bir ortamda insanlar daha işbirliği içinde çalışıyor.
Araştırma görevlileri birkaç deney grubundan 15 saniyelik bir reklam filmi hazırlamalarını istiyor. Köpekli gruptakiler birbirlerine, diğer gruptakilere nazaran daha fazla güven, bağlılık ve yakınlık hissettiklerini söylüyor. Bu sıcak his aslında bir hayvanı okşadığınızda ya da gözlerinin içine baktığınızda vücudundaki oxytocin (bir nevi güven hormonu) seviyesinin yükselmesinin sonucu. Yani boşuna değil. Var adamların bir bildikleri. Bahçesinde bile kediye-köpeğe tahammülü olmayan şirketlere duyurulur.
LEYDİ
Onu iki ay kadar önce işten eve dönerken, trafiğe girmemek için geçtiğim mahallede gördüm. Yolun kenarında oturuyordu. Bir boxer. Sokakta doğmadığı belli. Kuyruğu kesik. Bir zamanlar sahibi varmış. Yanaklarındaki tüyler hafiften beyazlamış. Çok genç değil...
Birkaç gün üst üste rastlayınca yanımda mama, su ve kap taşımaya başladım. Yaşadığı mahallede itilip kakılmıyor ama arabalar fena. Yoğun trafiğe çok yakın. Adı Leydi’ymiş. Ama ya adını bilmiyor ya da kulakları çok iyi işitmiyor. Çünkü seslenince dönüp bakmıyor. Peşinden gidip dokunuyorum o zaman o olmayan kuyruğunu sallaya sallaya peşimden geliyor. Mamayı açıp tabağa dökerken heyecanlanıyor ama uslu uslu bekliyor.
Yüzünde hüzünlü gibi bir ifade var hep. Belki cinsinden dolayıdır. Bütün boxerlar biraz üzgün bakar. Ama belki de terk edildiği içindir. Ne kadar zamandır sokakta bilmiyorum. Alışmış gibi. Gene de insan istiyor. Bazen gittiğimde onu kahvenin önünde otururken buluyorum. Artık arabayı da tanıyor. Arabanın içinden göz göze geldiğimizde sevindiğini anlıyorum, poposu sağa sola oynatmaya başlıyor. Çok isterdim onu almayı. Ama evdekiler... Kimbilir şöyle güzelce bir yıkansa ne kadar ferahlar. Yazık o kadar pis ki. O kızıl tüyleri donuk bir kahverengi olmuş. Acaba diyorum, Leydi’ye evini açmak isteyen biri çıkar mı? Fotoğrafı yok. Bildiğiniz boxer işte. Biraz ihtiyar ama çok iyi huylu, sevgi dolu.
ŞiŞLi BELEDiYESi’NE SORU
Şişli ilçesindeki köpeklerin başına kötü şeyler geldiği konuşuluyor. Maçka Parkı’nda bakılan 15 köpek ortadan kaybolmuş. Ayrıca Beyoğlu-Şişli sınırındaki köpeklerin de yok olduğu söyleniyor. Hayvanseverler, her zaman duyarlılığıyla övünen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’den bir açıklama bekliyor.