Yıl 2002’ydi. Nisan ayı. Sokakta yeni bir kedi türedi. Annem keşfetti ilk, mutfak penceresinden. Simitçinin yanında takılıyormuş. “Herkese sürünüyor, sevilmek istiyor” dedi. Birkaç gün sonra ben karşılaştım sokaktakilere yemek verirken. Uzun tüylü bir tekirdi. Burnu, yakası ve patileri beyaz. Sanki koyu renk ceketin içine fırfırlı gömlek giymiş gibi görünüyordu.
İlk görüşte aşktı. (Öyle olur bazen. Bir gün biriyle ki bu kedi ya da köpek de olabilir, göz göze gelirsiniz, içinize bir sıcaklık yayılır. Tabii bu kedi köpek olunca kolaydır, alır götürürsünüz eve. İnsan olunca zordur.) Eve dönünce anlattım anneme, “Böyle böyle bir kedi var” diye. Annem “Hah işte” dedi, “Simitçinin yanındaki”. Ertesi gün camdan bir baktım, caddenin ortasına boylu boyunca yatmış güneşleniyor. Hemen indim aşağı, aldım kucağıma. Boynuma sarılıverdi. Sanki hep kucakta gezermiş gibi. Artık bırakmak olmazdı tabii. Eve geldik. Adı Cicoz oldu. İyi huylu bir kediydi Cicoz. Çok uyuyor, çok yiyordu. Hiç doymuyordu hatta. Biraz ezik gibiydi, diğerlerinden dayak yerdi. Ama o sayede daha çok korunuyor, daha çok kucağa alınıyor, sofradan arsızlık yapmasına izin veriliyordu.
Apolet kedi
Veteriner en az 2 yaşında olduğunu söyledi. Kısırlaştırılmıştı. O zaman anladık sokağa terk edilmiş bir ev kedisi olduğunu.
Bir dönem babamla yaşadı. Babamı çok severdi. Bütün tedavisi boyunca koynunda yattı. Hatta babam PET çektirmeden önce o radyoaktif sıvıları içtiğinde bile göğsünden inmemişti. Apolet gibiydi. Biz de “Hayvan radyasyondan karanlıkta yeşil yeşil parlayacak” diye dalga geçmiştik. 15 gün önce hastalandı Cicoz. Zaten çok uyurdu, daha fazla uyur oldu. Kakasını hep zor yapardı. Hiç yapamamaya, ıkınırken kusmaya başladı. Veterinere gidildi. Lağman vs. derken kan testinde üresinin ve kreatininin çok yüksek olduğu ortaya çıktı. Böbrekler iflas etmiş, hayvan zehirlenmeye başlamıştı. 10 gün kadar serum aldı. Ama sonuç değişmedi. Artık yemek de yiyemiyordu, çünkü iki lokmadan sonra midesi bulanıyordu. Sadece su içiyor ve azıcık çiş yapıyordu. Derken onlar da kesildi. Gözleri çekildi, vücudu sertleşmeye, yürüyememeye başladı. Dün de öldü. Her şey o kadar çabuk olup bitti ki. 15 günde eridi gitti. Eminim yine babamın kucağındadır.
iHBAR HATTI
* Fatih Camii’nin bahçesinde yaşayan kediler birer ikişer, birer zehirlenerek yakılarak yok ediliyor. “Bari orada olmasa” diyor insan.
* İzmir Üçkuyular’daki Levent Marina’ya restoran ve disko yapılacağı için civarda yaşayan hayvanlar tehlikede. En kısa zamanda yuvalandırılmaları ya da güvenli bir yere götürülmeleri gerek. Ayrıca yine İzmir Torbalı’da belediye sokak köpeklerini topluyormuş. Büyükşehir Belediye’sinden destek ve duyarlılık bekliyoruz.
* Marmara Ereğli, Çöplük ve Yeniçiftlik barınaklarında durum içler acısı. 800 civarı köpek ve sadece beş gönüllü var. Yavrular kanlı ishalden kırılıyor. Açlık, soğuk ve pislik de cabası. Destek için iletişim: 0 544 659 99 71-0 532 354 02 32
YOK ARTIK
* Cem Boyner’in av maceralarını kitap yapacağıyla ilgili çok yazıldı çizildi. Başta Haçiko olmak üzere pek çok hayvansever kuruluş kitabın çıkmaması yönünde kampanya başlattı.
Umarım Boyner sadece kitaptan değil avdan da vazgeçer. Oysa hiç de kendini hayvan öldürerek tatmin edecek birine benzemiyordu.
* Ankara Yenimahalle’de sirk hayvanlarının tutulduğu barınakta yangın çıktığı ve 9 ayının dumandan zehirlenerek öldüğünü geçen hafta gazetelerde okuduk. Soytarılık yapsınlar diye eziyet çektikleri yetmemiş gibi bir de boğularak telef oldular.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Müdürü Avni Kavlak çok üzüldüğünü ama ‘Büyük Ankara Sirki’nin gösterilerine devam edeceğini bir sorun olmadığını söylemiş.
Kendisini duyarlılığından dolayı tebrik etmek istiyorum.
EV ARAYANLAR
Biber’in bir gözü yok, diğeri de az görüyor. Sokakta hayatta kalması büyük şans. Şu anda klinikte. Size şans getirsin isterseniz... İletişim: 0 530 222 03 48
Bu kız şimdiye kadar hiç sevgi görmedi, şımartılmadı. Sadece üretim amacıyla sürekli doğurtuldu. Sonra da terk edildi. Artık o da bir yuvası olsun. İletişim: 0 532 597 32 88 - 0 532 280 05 06
Evden atılmış ve bir şekilde kuyruğunu kaybetmiş güzel kız bir daha hiç terkedilmeyeceği yeni yuvasını arıyor. İletişim: İstanbul 0 536 989 80 74
Maalesef kendini ayağındaki kırıkla fark ettirdi. Bu sebeple bir geçici bakım evinden özel bir kliniğe çıkarıldı. Dişi, 4 aylık. Bu kaza onun şansı olsun ve bir aileye kavuşsun. İletişim: İstanbul 0 535 327 99 05 - 0 549 748 19 08
Adı Kaya. Sanki göz kırpıyor değil mi? Bebekken geçirdiği hastalıktan ötürü tek gözünü kaybetti. İyileşeli aylar geçti ama hâlâ o minicik kafesten kurtulamadı. Ama daha fazla klinikte kalamaz. Sokağa dönmesin. İletişim: 0 532 505 52 10