21.09.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
Tuğba Tutuğ, Kanal D’de hafta içi her gün ekrana gelen ‘Yaralı Kuşlar’da Ayşe karakteriyle izleyici karşısına çıkıyor.
Bu mesleği hep istediğini söyleyen oyuncu, “Hayalimi yaşıyorum. Bu yüzden Allah’a her an şükrediyorum” diyor. Tutuğ’la dizisini, ekran macerasını, hedeflerini ve kadına şiddet konusunda yaşadığı korkuları konuştuk.
‘Yaralı Kuşlar’ kısa sürede çok sevildi. Projenin yurt dışı satışları da başladı. Bu ilgi neler hissettiriyor?
Senaryosu, küçük-büyük her yaştan insanı etkileyecek bir hayat örgüsüne sahip...
Biz zaten kardeş, çocuk bağı, aşk, imkansız aşk ve zengin-yoksul gibi çatışmaların büyük ilgi göreceğini tahmin ediyorduk, seyirci tarafından gelen ilgiyle de artık beğenildiğine eminiz.
Canlandırdığınız Ayşe karakteri size benziyor mu?
Ayşe, çok saf, masum ve sabırlı... Ben sabırlı değilim. İstediğim şey hemen olsun diye çok uğraşırım, Ayşe’nin sessiz çığlıkları var ama ben çığlık atarsam, yer yerinden oynar.
Benzer bulduğum iki yönüm var, annesine düşkünlüğü ve arkadaşına sahip çıkıp, koruyup kollaması. Ben Ayşe’den daha bağlıyım arkadaşlarıma... Aşk konusunda ise asla onun gibi duygularımı içime atmam, bir süre sonra her şeye rağmen itiraf ederim.
Bu rolle neleri deneyimliyorsunuz?
Sabretmeyi öğrendim. Çünkü bazen ‘Ayşe artık susma, hadi söyle Cemil’e aşık olduğunu’ diye içimden geçiriyorum. Ama o susuyor, sabrediyor ve bekliyor. Hayatı akışında bekletmeyi öğrendim sanırım.
Haliç Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi aldınız. Hayaliniz her zaman oyunculuk muydu, bu macera nasıl başladı?
Hayalim her zaman oyunculuk ve tiyatroydu. İlkokulda bir çocuk oyununa gitmiştik, büyük bir hayranlıkla izledim ve seyirci sandalyesi yerine sahnede olmayı arzuladım.
Çok farklı kokuyordu tiyatro, hâlâ bana aynı koku gelir... Bilmiyorum belki komik bulabilirsiniz bu dediğimi ama tiyatronun bir kokusu var. Hayalimi yaşıyorum. Bu yüzden Allah’a her an şükrediyorum.
Hedefleriniz neler?
Mezun olalı 1.5 yıl oldu, okurken de menajerim Levent Ünalan sayesinde sinema filminde, birkaç dizide ve reklamda rol aldım.
Tabii ki hedeflerim arasında başarıyı elde edip, yükselmek var. Herkesin takdirini toplayabileceğim ve şaşırtabileceğim bir rolle ilgi yakalayıp, sinema filmleriyle anılmayı isterim.
‘Kadına şiddet için savaşmaya hazırım’
Diziye dönersek... Günlük dizide rol almanın avantaj ve dezavantajları neler?
Günlük dizide hızlı, pratik olmayı, ‘En kısa sürede en iyi nasıl olabilir?’ sorusuna cevap bulup, onu ortaya çıkarmayı çabalamayı öğreniyorsunuz. Bu da daha tecrübeli olmayı sağlıyor.
Proje yurt dışında yayınlanmaya başladıktan sonra nasıl tepkiler aldınız?
Çok güzel yorumlar alıyorum. Bosna Hersek, İran, Azerbaycan ve daha birçok ülkede izleniyor, sosyal medya üzerinden gelen mesajlar da beni çok mutlu ediyor.
Binlerce kilometre uzakta birinin beni tanıyıp, ismimi sosyal medyada aratıp, mesaj atması mükemmel bir enerji. Elimden geldiğince mesajlara cevap veriyorum.
Daha önce de ‘Adını Sen Koy’ adlı günlük dizide yer almıştınız. Bu işten sonra tekrar günlük projede oynar mısınız?
Proje güzelse neden yer almayayım? Tabii ki haftalık dizi tecrübemi de sağlamlaştırmak istiyorum. Bu işten sonra kısmetimde ne olur, yaşayarak göreceğiz...
Son dönemde kadına şiddete çok sık tanık oluyoruz. Bu haberleri duyduğunuzda neler hissediyorsunuz? Bu konuda korkularınız var mı?
Hava karardığında, eve dönüş yolunda, kulağımda kulaklıkla müzik dinlerken, arkamdan biri gelir diye kulaklığını çıkarıp, yürümeye devam eden bir kadın oldum. Yaşanan son olaylar çok acı... Emine Bulut cinayetinin görüntülerini sosyal medya üzerinden ilk gördüğüm an, bakakaldım ve hüngür hüngür ağlamaya başladım.
Bununla ilgili KADES (Kadın Destek Uygulaması) bir telefon uygulaması başlattı, butona bastığımızda konumumuza en yakın polis veya jandarma geliyor. Umarım bu gibi fikirler çoğalır.
Daha caydırıcı cezalarla, devlet büyüklerimizin konuya ağırlık vermesiyle, kadına şiddeti ve cinayeti durdururuz. Bunun için elimden geldiğince savaşmaya hazır bir kadınım.