CaddeBU FiLM TERAPi GiBi...

BU FiLM TERAPi GiBi...

10.04.2014 - 21:06 | Son Güncellenme:

‘Mandıra Filozofu’nun parayla her şeyi satın alabileceğini düşünen çifti Ayda Aksel ve Rasim Öztekin, filmi izleyenlerin terapi görmüş kadar olacağını söylüyor

BU FiLM TERAPi GiBi...

Birol Güven’in senaryosunu yazdığı, Müfit Can Saçıntı’nın yönettiği ‘Mandıra Filozofu’, Mustafa Ali ve zengin işadamı Cavit’in çekişmelerini anlatıyor. Filmin vizyona girmesi vesilesiyle Ayda Aksel ve Rasim Öztekin’le buluştuk. “Tüketici toplumla, organik toplumun mücadelesini anlattık” diyen oyuncular, filmin kara mizah örneği olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

‘Mandıra Filozufu’nda parayla her şeyi satın alabileceğini düşünen bir çifti canlandırıyorsunuz...
Rasim Öztekin: E para çoğu kapıyı açıyor günümüzde, açmadığı bir kapıya rastlamadım. Cavit, çok güzel, cennet gibi bir koyu, dolar olarak gören bir tip.
Ayda Aksel: Ben Cavit’i bile satın alırım (gülüyor). O hiç olmazsa ne yaptığını biliyor. Hayata karşı bir hırsı var ve o hırs içinde tüketim toplumunun bir parçası olmuş. Ama benim canlandırdığım karakter gerçek bir aptal. Beynini aldırmış gibi güne başlıyor, hep mutsuz, hep rahatsız bir fotoğrafa bürünüyor. Dünyada neler oluyor, insanlar neler yaşıyorlar, hiçbir şeye kafa yormuyor.

Anlattığınız gibi insanlardan etrafınızda çok var mı?
A.A: Alışveriş merkezinde çok sık görüyoruz...
R.Ö: Doğru, etrafımızda çok sık rastladığımız tipler. Aslında hepimiz tüketiciyiz, hepimiz tüketiyoruz. Telefonun modeli değişiyor, hemen yenisini alıyoruz. Tüketim toplumunda insanları körükleyen kıskançlık ve özenmedir bence.
A.A: Lüksün her dalına çok kolay alışıyoruz. Bu film de “Nelerden vazgeçebilirsiniz?”i soruyor.

Haberin Devamı


Cavit ile Mandıra Filozufu arasındaki mücadele için neler söyleyeceksiniz?
R.Ö: Tüketici toplumla, organik toplumun mücadelesi diyebiliriz. Cavit, parasıyla her şeyi satın alan bir adam. Mustafa Ali ise her şeyin satılamayacağını ispat etmeye çalışıyor. Film, ikisinin kavgasını anlatıyor. Aslında çok medeni bir mücadele, ikna ederek... Her ikisi de birbirini ikna etmeye çalışıyor ama silahları değişik. Biraz boks maçı gibi. Cavit, filmde Mustafa Ali’nin arazisini alıp, butik otel yaptırmak istiyor. Aslında güzel doğayı bitirenler de bizleriz yani. Bu önü alınacak bir şey değil. Görüyorsunuz, koylara villalar, alışveriş merkezleri yapılıyor. Bu aslında doların doğaya galip gelmesidir. Sen yapmazsan, başka bir dolarsever yapacak bunu.


Çekimler nerede yapıldı?
R.Ö: Bodrum Çökertme’de.

HEPİMİZ AÇGÖZLÜYÜZ
Sizce nasıl bir film çıktı ortaya?
R.Ö: Çok güzel bir terapi filmi. Hele hele bu seçimlerden sonra gidenler terapi olacak. Artı; filmi izleyenlerin yaza özlemi artacak.
A.A: ‘Mandıra Filozofu’nun doğayla iç içe yaşamı birçok insanın özlemini çektiği şey. Çevremizden hep duyarız, “Emekli olduktan sonra küçük bir yerde yaşamak istiyorum” diye. Ama bırakıp gidemiyorlar işte.

Haberin Devamı

Siz ileride bir sahil kasabasında yaşamayı düşünür müsünüz?
A.A: Benim öyle bir planım yok. Ben tam bir şehir insanıyım. Öyle yerlere gittiğim zaman hakikaten ruhum dinleniyor ama bir süre sonra şehre dönmek istiyorum.
R.Ö: Ben 40 yaşında dedim ki, “Cunda’ya yerleşeceğim”. Gidip oradan ufak bir Rum evi aldım ama 55 yaşına geldim, hâlâ “Bu proje de bitsin, öyle yerleşeceğim” diyorum. İşte insan oğlunun açgözlülüğü... Bir gün gelecek “Yeter ya, bana ne projelerden” dediğim zaman adam olacağım.

Estağfurullah...
R.Ö: Yok öyle, bu hepimizin açgözlülüğü maalesef. “Hadi şu proje de bitsin”, “Bu da güzelmiş; yapalım” diye diye 15 sene geçti.

Film ‘Her şeye karşı’ sloganıyla seyirciyle buluştu. Siz kendi sektörünüzde nelere karşısınız?
R.Ö: İlk aklıma gelen oyuncu olarak telif hakları. Aslında baktığınızda yaşam içerisinde o kadar çok çarpıklıklar var ki, saymakla bitmez. Zaten saydığınız zaman da çok acayip bakıyorlar.
A.A: Bence de hakikaten o kadar çok şey var ki, anlatmakla bitmez.