22.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
Berfu-Eser Yenenler, son dönemin en popüler ve en eğlenceli çiftlerinden... Sosyal medya hesaplarından yaptıkları her paylaşım çok konuşuluyor. Bu ilgiyi samimiyetlerine bağlayan ikili, kilo üzerine yapılan yorumlara ise tepkili! Eser Yenenler, “15 kilo aldım, vermek için büyük mücadele sergiliyorum ama insanların eleştirisi üzerinden değil, kendim rahatsız olduğum bir kilodayım” diyor. Çiftle, sosyal medyadaki eleştirileri, evliliklerini, bayram anılarını ve Alaçatı günlerini konuştuk.
- İki çocuklu mutlu bir aile oldunuz. Yaşadığınız hayatı siz nasıl anlatırsınız?
Eser Yenenler: Hakikaten çok tarif edilecek bir duygu değil ama şanslıyız bence böyle bir aile kurabilmek, mutlu çocuklar büyütebilmek çok kolay değil bu dönemde.
Berfu Yenenler: Çocuklar küçük olduğu için duygusal olarak da, günlük koşturma olarak da biraz zor ama çok mutlu bir hayatımız olduğundan eminim. Doğru bir şey yaptığımızı çocuklardan anlıyorum. Gün içinde vakit geçirdiğimiz süreçte ne kadar mutlu olduklarını gördüğüm zaman “Teşekkürler hayat!” diyorum.
- Evlilik ve çocuklardan sonra neler değişti?
B.Y.: Eser’le aramızdaki bağ daha çok güçlendi. Aile olma hissiyatı daha oturdu. Çocuklar olmadan önce de birbirimize çok bağlı bir çifttik ama bu sefer daha kapsamlı bir bağlılık oldu. Bir de sorumluluklarımız çok arttı. Normalde aşırı vurdumduymaz ve sorumsuz iki insandık. Ama çocuklar olduktan sonra hayat tokatlar gibi sorumluluklarımızı suratımıza vurdu ve öğretti. Büyüdük, olgunlaştık.
E.Y.: Kaç yaşında olursan ol anne-baba olmak diye bir şey var. O ayrı bir olgunluk veriyor. Kendinden önce bir numaraya koyduğun birileri var; yavruların ve eşin...
- Berfu Yenenler’in yaptığı üçüncü çocuk şakası çok konuşuldu. Bir çocuk daha istiyor musunuz?
E.Y.: Şakada tavrıma bakıyorum, galiba istiyorum. Berfu da şakasını yaptığına göre o da fıkır fıkır (gülüyor).
B.Y.: Şu an değil. Belki ilerleyen zamanlarda, Kuzey ve Mete büyüdüğünde tekrar bebek özlersek olabilir.
- Röportaj sırasında birbirinizi ne kadar çok sevdiğinizi dile getirdiniz. Aşkınızı nasıl anlatırsınız?
E.Y.: Aşkımızı anlatmayız, yaşarız. Kamyonum olsa arkasına asardım (gülüyor).
B.Y.: Sevgi, şefkat dolu ve dengeli bir aşk yapımız var.
E.Y.: Uyum içinde, akışta, çoğu zaman sakin, arada debdebeli ama o da zaten güzel, çok temiz, berrak, mis gibi akan bir nehir gibi.
- Her ilişkide olan zor anları nasıl aşıyorsunuz?
E.Y.: Ben üstünü kapatma, konuyu hasıraltı etme yöntemini çok severim ama Berfu hasır altından konuları çıkarır ve tıpış tıpış konuşuruz.
B.Y.: O yüzden de zor anları hızlıca aşıyoruz. Ama bence ilişkinin belirleyici kişisi benim. Nasıl hissediyorsam ilişkimiz o şekilde oluyor. Mutluysam aşırı enerjik oluyorum ve bu çok çabuk yayılıyor. Modum düşükse de herkese illallah ettiriyorum. Eser daha stabil biri.
E.Y.: Zaten ilişkide mutlu olabilmek için bir tarafın teslim olması şart. Bizim ilişkide ben daha teslim olmuşum.
B.Y.: Sen ilişki yönetiminde teslim olmuşsun, ben de iş konusunda sana çok teslimim. O yüzden de dengeli bir teslimiyet var (gülüyor).
- Sosyal medya paylaşımlarınıza zaman zaman can sıkıcı yorumlar gelebiliyor. Eleştiriler karşısında ne hissediyorsunuz?
E.Y.: Bu kadar göz önündeysek, bu paylaşımları yapıyorsak eleştiriler de oluyor. Ama eskiden hakikaten daha çok cevap vermemeyi, moral bozan bir şeye anlık sinirlenip sonra unutmayı yeğlerdim. Artık bazısına cevap verebiliyorum.
B.Y.: Ben bu durumu o kadar normalleştiremiyorum. Göz önünde olan insanlar halka açık şekilde eleştiri yağmuruna tutulmalıdır gibi bir şey bence inanılmaz geleneksel bir yorum.
E.Y.: Onu değiştiremezsin ama eleştirecekler... İnsanların oturduğu yerden seni eleştirme hakkı şu an daha fazla var. Hatta görüyorsun, eskiden görmüyordun bari. Geleneksel dediğin artık yorumlara cevap verme hakkın var.
B.Y.: Ama insanın tavrına göre de eleştiriyorlar biraz. Mesela ben daha saldırgan bir tavırda olduğum, cevap verdiğim ve tepkimi net bir şekilde gösterdiğim için bana o kadar can sıkıcı yorum gelmiyor. Seni net bir şekilde linçlemeye yer arayan bir tayfa var, daha yumuşak kanlı ve naif olduğun için.
E.Y.: Benim gerçekten de o kadar da umurumda değil!
B.Y.: Benim de umrumda değil ama yine de insanlar kendinde bu kadar hadsiz olma hakkı bulmasın diye düşünüyorum.
n Bir sosyal medya danışmanınız var mı? Paylaşım yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?
E.Y.: Benim var Berfu!
B.Y.: Danışman gibi değil de arada dürtüyorum, “Şunu yap, bunu yap” diye. (gülüyor) Ben zaten kendim yönetiyorum. Orası aynı zamanda işim olduğu için tabii ki bir matematiği var ve iyi uyguladığımı düşünüyorum. Onun dışında samimiyetimden bir şey kaybetmek istemiyorum. Zeynep (Bastık) ile Tolga’nın (Akış) düğününde bir arkadaşımız çok güzel bir şey söyledi: Doğal olmak güzel ama korumak daha önemli ve sen çok iyi başarabildiğin için bu kadar iyi tepkiler alıyorsun. Bunu duyduğuma inanılmaz sevindim çünkü sosyal medyadaki tek amacım bu.
- Birlikte televizyon ya da dijital platforma bir şey yapmak ister misiniz?
E.Y.: Yapabiliriz, üzerine düşünüyoruz.
B.Y.: Bence bu çok az insana nasip olan bir şey, biz Eser’le hem sevgiliyiz, hem anne-babayız, hem çok yakın arkadaşız hem de birlikte üretim yapıyoruz. O yüzden bu üretimi bize daha iyi yansıyacak neresi varsa oraya aktarabiliriz.
‘15 kiloyu vermek için büyük mücadele sergiliyorum’
- Pandemi yasakları kalktı, bayramı nasıl geçireceksiniz?
E.Y.: Çeşme’ye geliyor bütün aile, ablamlar, annemler, Berfu’nun anne-babası... Güzel büyük bir bayram masası kuracağız ve mangal yapacağız.
B.Y.: Çok güzel bir bayram olsun, sağlık getirmesini diliyorum.
n Mete ve Kuzey’in bayram geleneklerini devam ettirmesini ister misiniz?
E.Y.: Tabii ki... Bayram bir arada olmak demek. Onlar da çocukları olduğunda bizi çağırdıkları bir bayram yemeği organize etsinler isterim.
- İki çocukla hayat zor olmuyor mu? Bakıcınız var mı?
B.Y.: Evde yardımcımız var, o yüzden biraz daha rahat yönetiyoruz bu durumu. Ama yine de çocukları olan anne-babalar beni anlar, ne kadar bakıcı olsa da, aile bireyleri gelip baksa da bayağı zor oluyor.
B.Y.: Benim beslenme düzenim yok. Mesela gece yarısı çikolata yiyebiliyorum (gülüyor). Çok savruk beslendiğim için kilo tutmuyor olabilirim. Bir de 10-12 sene civarında tenis oynadım, o kadar uzun süre spor yapınca insanın vücut yapısı bir şekilde o sportif halini koruyor.
E.Y.: Ben de Berfu kadar yiyorum ama çocukken tenis oynamadım!
- “Berfu hamile kaldı, Eser Yenenler kilo aldı” gibi yorumlar yapılmıştı. Kilolarınıza yönelik eleştirilere ne diyorsunuz?
E.Y.: Ben hakikaten 15 kilo aldım, vermek için çok büyük mücadele sergiliyorum ama insanların eleştirisi üzerinden değil, kendim rahatsız olduğum bir kilodayım. Bununla ilgili kesin çözüm bulacağım ve bir şekilde vereceğim. Hem televizyondaki görüntüm hem de kendi hayat konforum açısından bu kiloları vereceğim.
B.Y.: Ben kilolarla ilgili eleştirilerin hepsini iğrenç buluyorum. Fiziksel olarak yapılan yorumların hepsinden neftet ediyorum ve anlam veremiyorum.
E.Y.: Şu an bence insanların Instagram kullanımlarında yüzde 90 beğenileri, fiziksel özellikler üzerine kurulu. Çok nevrotik oradan baktığında. Dolayısıyla kim zayıflamış, kim kilo almış, kim nasıl çıkmış, kim ne kadar fotoşop yapmış insanların bir numaralı konusu. O yüzden her şeyi diyebilecek kadar da kabus bir döngünün içinde kaldı herkes. Garip. Oradan mutlu çıkabilmek çok zor.
‘Daha çok evde yemek yiyelime geldi kafamız’
- Bir süredir Alaçatı’dasınız, tatiliniz nasıl geçiyor?
E.Y.: Çok güzel. Özellikle hava değişikliği Kuzey’e çok iyi geldi. Hakikaten hayal ettiğim 2-3 resim vardı, sahilde oğlumla denize girmek, kumda oynamak, havuza sokmak. Bunları yaparken acayip mutlu oluyorum şimdi. B.Y.: Tatilimiz gerçekten güzel geçiyor. Aslında ev tuttuğumuz için tatil mi çok emin değilim, sadece mekan değişikliği gibi geliyor bir tık. Yazlık bir yerde aynı sorumluluklar devam ediyor ama yine de hiç sosyalleşmedim ve sosyalleşmek, yazlık aktiviteler yapmak inanılmaz iyi geldi.
- Bodrum ve Çeşme’deki fiyatlara ünlü isimler tepki gösteriyor, siz pahalı buldunuz mu?
E.Y.: Bulduk yaa, hakikaten çok pahalı. Tadımız kaçtı biraz. Dikkat etmeye çalışıyoruz. Daha çok evde yiyelime bile geldi kafamız.B.Y.: Mekanlara da hak veriyorum ama olmayacak hesaplar ödeniyor. Bazı haklar yeniyor, ne diyelim bilmiyorum.E.Y.: Mekanlar ayakta durmak için yapıyor bunu ama para aldıkları insanlar da pandemi geçirdi yaa... Hakikaten Allah herkesin yardımcı olsun şu dönemde. Hem tatil yapmak hem de bu paraları harcamak çok zor!