BiR BiLGEDEN ALTIN ÖĞÜTLER

Jack Nicholson, oyunculuğu kadar çapkınlığıyla da isim yapmış aktörlerden... 17 yıl birlikte olduğu Anjelica Huston’dan şarkıcı Michelle Phillips’e, model Janice Dickinson’dan oyuncu Lara Flynn Boyle’a sevgili listesi hayli kabarık.
12 Oscar adaylığı ve kazandığı 3 Oscar’la aktörler arasında dünya rekorunu elinde tutan Nicholson, korku fimlerinin bir numarası 1980 yapımı ‘The Shining’in yeni versiyonuyla ekranlara geri dönüyor.
Geçmişe dönüp baktığında 18 yaşında, neler biliyor olmayı dilerdi? Pişmanlıkları neydi? Usta oyuncu anlatıyor:
*“New Jersey’deyken bir süre, oyunculuğun yanı sıra bir kafede yarım gün aşçılık denemelerim oldu. Bir gün, müşteri krep istedi. Biraz kalın olmuşlardı. ‘Bunlar da ne böyle’ deyip çıkışınca kendimi kaybettim. Krepleri fırlattım ve ‘Kendi lanet kreplerini kendin yap’ dedim. Bu dilek listesine ‘öfkeyi kontrol etmeyi bilmek’ maddesini de ekleyebilirsiniz.”

Öfke sorunu
*“Öfke her zaman benim için büyük bir sorundu ve içimde tutmayı hiç başaramadım. Sonrasında hep pişman oldum. Sakinleşip birkaç saat sonra, öfke patlamaları yaşamadan bu sorunu çözmenin başka bir yolu yok muydu diye düşünürdüm. Sinirimi kontrol etmeyi çok önceden öğrenmeliydim, hayatım böylece çok daha kolay olurdu.”
*“Çocuk sahibi olmanın insanı ne kadar mutlu ettiğini bilmeyi isterdim. Kariyer yapmakla uğraştığımdan büyük kızım Jennifer’la (48) pek ilgilenemedim (Sandra Knight’la olan evliliğinden). Ayrıca Lorraine (22) adında bir kızım ve Raymond (20) adında bir oğlum var. (İkisi de oyuncu Rebecca Broussard’la olan ilişkisinden) Onlarla daha çok vakit geçirebildim.”

Hayatında hep eğlence oldu
*“Hep verdiğim öğüt şudur: ‘Yalan söylemeyin, hırsızlık yapmayın ve hiçbir şeyden korkmayın.’ Genelde de sonuncusunu söylerim. Korku bizi eyleme geçmekten alıkoyar. Ve derim ki, pişmanlığa sebep olanlar yapmadıklarındır. Bu yüzden korkularım hakkında düşünmek istemiyorum çünkü bunlar sırlarımı açığa çıkarabilir. Bu ister kızımın bir oyununu izlemek olsun ister Obama’nın başkanlığını kutlamak olsun. Hayatımda her gün biraz eğlence olduğuna emin olmak istiyorum.”
*“Arkadaşlarım 30 yaşımdan bu yana bana ‘Saçsız kalacaksın’ diye takılır. Ben de bu yüzden hâlâ saçlarım olduğu ve onları çılgına çevirdiğim için eğleniyorum. Yıllar önce iyimser olmayı öğrendim çünkü diğer türlüsü, işleri daha da zorlaştırıyor. 18 yaşımdaki halime de aynı şeyi söyleyebilmeyi ve böylece birçok endişeden kurtulabilmeyi dilerdim.”

“Evet çapkınım ama...”
*“Eğer biri ‘Jack, çapkın bir adam’ derse, inkar etmem. Ama bir jigolonun hayatı hep kötü sonlanır. ‘Sex efsanesi’ lafı yüzünden kendimi rahatsız hissetme sebeplerimden biri de budur.”
*“Artık ne çalışmak ne de aylaklık etmek için gücüm var. Bu yüzden, yaptığım birkaç son filmde, otelden geceleri nadiren çıktım. ‘The Shining’ filmini yaparken işler tamamen farklıydı. Dünya üzerinde en sevdiğim şehir Londra’da yaşıyordum. Pinewood Stüdyoları’ndaki 17 haftalık film programı, yönetmen Stanley Kubrick’in her sahne için çok fazla çekim yapması yüzünden 47 haftada bitti. Kendi kendime düşündüm: ‘Tamam, bunu herkes izleyecek. Sektördeki en zor yönetmenle çalıştığımı herkese göstereceğim ve dönüşte partilerle Londra’yı sallayacağım.’
Eğlenmeye çıktığım bir gece duvardan atladım ve belimi incittim. Kubrick’e ‘Her sahneyi 100 kez bile çekeriz. Sorun olmaz’ derken tepkisini çekmemek için söylediklerim başıma geldi. Hem de tek sahnede 147 çekimle. İkinci güne yardımcı yönetmenin ‘Çekim 84’ diye bağırmasını duyarak başlamanın ne demek olduğunu tahmin edemezsiniz.”

“Hobiler edinin”
*“İşte size biraz daha nasihat: ‘İnsanlara ve dostlarınıza güvenin. Hızlı günler geride kaldığında etrafınızda dostlarınız olacak.’ Hobiler edindim. 28 yaşımda tenis oynamaya, 35 yaşımda kaymaya, 50 yaşımda golf oynamaya karar verdim. Oradan arkadaşlıklar edindim.”
* “Uzun hayat tecrübeme dayanarak insanları ne yapmaması konusunda uyarıyorum, Hollywood da olmayın ve orada çalışmayın.”
*“Yıllar boyunca birçok terapiye katıldım ve işe yaradıklarını gördüm. Los Angeles’taki terapistim ‘Jack, sen sahip olduğum en iyi hastalarımdan birisin’ deyince neden böyle düşündüğünü sordum. ‘Genellikle sorunun ne olduğunu biliyorsun, ne söylersem yapıyorsun, bu da terapinin sonudur zaten’ dedi.”