Meme kanseri, Türkiye’de ve dünya genelinde kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Her sekiz kadından biri yakalanıyor. Her dört kadın kanserinden biri de meme kanseridir. Erkeklerde görülme sıklığı ise çok düşüktür.
Çok sık rastlanıyor ama iyi haber; artık ileri evrede metastatik durumda gelen meme kanserli hastalarımızı bile çok uzun süre yaşatabiliyoruz. Artık kalp hastalığı, şeker hastalığı gibi kronik bir rahatsızlık haline geldiğini ve meme kanseri sebebiyle kaybettiğimiz hasta sayısını çok azalttığımızı söyleyebiliriz. Bunu sağlayan da sadece tedavisinde kaydedilen gelişmeler değil, meme kanseri hakkındaki farkındalığın artması ve tarama programlarının başarıyla uygulanıp, hastalarımızın artık daha erken evrede tedaviye başlaması. Bu kadar sık görülünce herkes konu hakkında bir fikir sahibi oluyor. Bu da çok ciddi bir bilgi kirliliği oluşturuyor.
Kalıtsaldır...
Meme kanserlerinin sadece yüzde 10-15’i ailesel yani birinci derece akrabasında meme kanseri olanlarda, yaklaşık yüzde 10’u da BRCA 1.2 gibi kanser genlerini taşıyanlarda görülür. Meme kanserlerinin yüzde 75’i başka faktörlere bağlı olarak meydana gelir. Kadın olmak ve ileri yaş, meme kanseri için en önemli risk faktörleridir.
Her ele gelen kitle kanserdir
Memede ele gelen kitlelerin büyük çoğunluğu memenin kendi dokusudur ya da fibroadenom, fibrokist dediğimiz iyi huylu yapılardır. Fibroadenomların ve fibrokistlerin kansere dönüşüm riski yoktur. Ancak memede ağrı yapabilir veya büyümeye ve gerginliğe sebep olabilirler.
Kitle her zaman ağrısızdır
Kansere bağlı kitlelerin çoğu ağrısızdır ancak ağrı olması kanser olmadığı anlamına gelmez, mutlaka doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Her iki memeyi de aldırmak gerekir
Her iki memenin alınması sadece çok yüksek riskli hastalara önerilir. Tek memede kanser olması yüksek risk grubunda olmayı gerektirmez. Bu hastalara meme koruyucu cerrahi ve ardından radyoterapi uygulanmasıyla tüm memenin alınması arasında sağkalım ve hastalığın nüks etme riski açısından fark yoktur. Ancak hastanın hissiyatı her şeyden önemlidir, kişi kendini daha rahat ve güvende hissedecekse her iki memenin alınması gündeme gelebilir ya da tam tersi alınması gerektiği halde hasta isteğiyle alınmayabilir.
Erkeklerde görülmez
Erkeklerde çok küçük de olsa meme dokusu vardır ve kadınlara göre çok daha az sıklıkla olmakla birlikte meme kanseri görülebilir. En yaygın belirti, memede görülen kitledir, yine kadınlarda olduğu gibi meme başında akıntı, kanama, çekilme, şekil bozuklukları, koltuk altında ele gelen şişlikle belirti verebilir.
Gebelik risk faktörü
Gebelik, meme kanseri riskini artırmaz aksine düşürür. Ancak gebelikte memedeki fizyolojik değişiklikler sebebiyle kanseri tanısı zorlaşabilir.
Estetik operasyonlar tehlikeyi artırır
Meme büyütme operasyonlarında kullanılan silikonların kansere yol açtığına dair yıllardır süregelen bir tartışma var. Geçtiğimiz yıl temmuz ayında bir firmanın kansere sebebiyet verdiği gerekçesiyle ürettiği silikon ürünlerini piyasadan geri toplatmasıyla bu tartışma daha da alevlendi. Pürtüklü dokusu sebebiyle diğerlerinden daha çok iltihabi reaksiyon yaratan bu ürünün meme lenfoması riskini biraz daha artırdığı raporlandı. Ancak lenfoma gelişmesi durumunda silikonu çıkarmak tedavi için çoğu zaman tek başına yeterli. Radyoterapi veya kemoterapiye gerek kalmıyor. Doktorunuz size tercih edebileceğiniz silikon malzemeleri hakkında gerekli bilgileri aktaracaktır. Silikon materyaline verdiğiniz reaksiyonun kişisel hassasiyetle de ilgili olabileceğini lütfen unutmayın ve herhangi bir ameliyata karar vermeden önce olası riskleri doktorunuzla konuşmayı ihmal etmeyin.
Mamografi kanser yapar
Yaymış olduğu radyasyon nedeniyle mamografinin kendisinin de kanser yaptığına dair bir inanış var. Aslında mamografiyle birlikte yayılan radyasyon teknolojinin gelişmediği yıllarda daha fazlaydı. Çıkan yayınlarda mamografilerin kansere sebep olduğu raporlandı ama günümüz teknolojisinde bir mamografiden alınacak radyasyon doğal kaynaklardan birkaç haftada alınan radyasyondan fazla değildir. Kanseri erken teşhis etme konusunda sağlayacağı yararı göz önüne alarak zamanı geldiğinde ya da gerektiğinde mamografi çektirmekten kaçınmamalıyız.