İnflamasyon yani iltihaplanma kelimesi Covid-19 ile popüler biçimde hayatımıza girdi. İnflamasyon, bağışıklık sistemimizin mikro organizmalara ve yabancı maddelere karşı verdiği koruyucu yanıtın bir parçasıdır. Bir şeyler ters gittiğinde ve hücrelerimize zarar verdiğinde, vücut kimyasallar salgılamaya başlar ki bu kimyasallar bağışıklık sistemini aktive eder.
Böylece hem vücudumuzun mikroorganizmalara karşı savunması hem de yara ve zedelenmelerin iyileşmesine yardımcı olur. Ancak her aşırılıkta olduğu gibi bu durum da süreklilik kazandığında vücuda zarar vermeye başlar.
Hafif ama kronik yani uzun süreli inflamasyonun kalp, şeker, kanser başta olmak üzere her türlü kronik hastalığın temeli olduğunu artık biliyoruz.
Araştırmalar, her beş kişiden üçünün kronik inflamasyona bağlı hastalıklardan kaybedildiğini gösteriyor. Kanserlerin yüzde 20’si direkt olarak kronik inflamasyonla ilişkilendiriliyor.
Belirtileri
- Yorgunluk ve halsizlik,
- Ateş,
- Ağız mukozasında hassasiyet,
- Ürtiker,
- Karın ve göğüs ağrısı.
Nedenleri
- Tedavi edilemeyen akut (ani gelişen) inflamasyon,
- Otoimmün hastalıklar; kişinin kendi sağlıklı dokusunu vücudun yabancı gibi algılayıp reaksiyon geliştirmesi,
- Endüstriyel kimyasallara veya hava kirliliğine uzun süreli maruziyet,
- İdiopatik dediğimiz sebebi açıklanamayan durumlar,
- Sigara içmek,
- Obezite,
- Alkol,
- Kronik stres,
- Azalan cinsiyet hormonları,
- Uykusuzluk,
- Karbonhidrattan ve sağlıksız yağdan zengin beslenme.
Bağlı hastalıklar
- Obezite,
- Kardiyovasküler hastalıklar,
- Tip 2 diyabet,
- Kanser,
- Astım,
- Artrit ve eklem hastalıkları,
- Psöriazis,
- Romatoid artrit...Ölçme
Kan testlerinde bazı belirteçlerin seviyesi artar ki buna en iyi örnek, C-reaktif proteindir (CRP).
Tedavi
İnflamasyon aslında vücudun iyileşmek için verdiği koruyucu bir tepkidir, ancak kronikleştiğinde yani süreklilik arz ettiğinde sorun olmaya başlar ve dokulara, organlara zarar vermemesi için tedavi edilmesi gerekebilir. Bunun için en çok kullanılan ilaçlar non-steroid anti-inflamatuarlar (aspirin, ibuprofen) dediğimiz ağrı kesiciler ve kortizon ilaçlarıdır. Ancak bu ilaçların uzun süreli kullanımının mide ülserinden hormonal sistemin bozulmasına kadar pek çok yan etkisi bulunmaktadır. Hayat stilini ve beslenmeyi düzenlemek izlenebilecek en akıllıca yol gibi görünüyor.
Mutfakta zeytin yağını diğer yağlara tercih etmek, daha fazla yeşil yapraklı sebzeler, domates, portakal ve kırmızı meyveler tüketmek, fındık, somon ve sardunya gibi yağlı balıklar tercihimiz olmalı. Kırmızı et ya da işlenmiş et ürünlerinden kaçınmak ise yapılabilecek en iyi şey. Birçok rahatsızlık gibi inflamasyonu azaltmak için de az yemek şart. Unutmayın ki dünyanın en yararlı besini, renkli, çeşitli ve az miktarda olanıdır. Bilgili, maskeli, sağlıklı ve mutlu kalın.
Sağlığımız için neler yapabiliriz?
- Uygun şekilde beslenmeli,
- Bol hareket etmeli,
- Kilonuzu sabit tutmalı,
- Yeterli uyumalı,
- Sigara ve alkolden uzak durmalı,
- Ve stresin kronikleşmesine izin vermemelisiniz.