Size karşılığını, birçok iyilik gibi uzun vadede değil de çok daha çabuk görebileceğiniz, tatmini görünür ve peşin bir iyilik önereyim mi? Kan verin. Çünkü bunun karşılığını almak için hayatımızda bize, yakınlarımıza veya arkadaşlarımıza hayırlı hayırsız birçok şey olabiliyor. Doğumlar, trafik kazaları, ameliyatlar ya da maalesef bazı kan hastalıkları hayatımızın her evresinde dikkat alanımıza girebiliyor ya da karşımıza çıkıyor ve biz değerini çok derin hissedebiliyoruz. Dünya Sağlık Örgütü datalarına göre, dünya çapında 118.5 milyon adet kan bağışı yapılıyor. Bunun yüzde 40’ı gelir düzeyi yüksek ülkelerde. Sosyo-ekonomik düzeyi geri ülkelerin yüzde 54’ünde kan transfüzyonu beş yaş ve altındaki çocuklara yapılıyor. Gelişmiş ülkelerde ise kan transfüzyonların yüzde 75’i 60 yaş ve üstüne uygulanıyor. Üç tip kan verici var:
Gönüllü,
Aile/yerine koyma,
Paralı.
Yine Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre en sağlıklısı gönüllü vericilerden alınan kan, ancak 118.5 milyonun sadece 7.8 milyonu gönüllü bağışçılardan oluşuyor. 2013 yılından 2018’e gelindiğinde gönüllü bağışçı sayısı artıyor ancak halen bu oran tüm bağışın yüzde 5-6’sı düzeyinde.
Sağlık krizi yaşadığımız, hastanelerin Covid-19 ile dolup taştığı şu günlerde ise bu duyarlılığa daha çok ihtiyaç var. Hastaneler ve Kızılay’dan gelen bilgiler rezervlerin azaldığı yönünde. Bu sebeple ben de bu konuya dikkatinizi çekmek isterim.
Yararları
Hayatı boyunca düzenli kan veren biri yaklaşık 1000 yabancının hayatını kurtarıyor demektir. Kan verme ilk etapta karşımızdakinin özellikle acil durumlarda hayati ihtiyacını giderme gibi algılansa da aslında biz de en az kan verdiğimiz kişi kadar durumdan faydalanıyoruz. Kan vermenin yararlarını şöyle sıralayabiliriz:
Kan yapımını aktif tutar, kan hücreleriniz yenilenir,
Kandaki yağ oranını düşürür,
Yüksek tansiyona ve baş ağrısına iyi gelir,
Kalp krizi ihtimalini azaltır,
Özellikle bacaklarda damar hastalığı riskini azaltır,
Başka insanlara yardım etme fikri kişiyi mutlu eder, bu durum bağışıklık sisteminizi güçlendirir,
Kan verirken HIV, hepatit B ve C, sifiliz taramalarınız da ücretsiz yapılmış olur.
Kimler verebilir?
17 yaş ve üstü kişiler,
Demir seviyesi düşük olmayan kişiler,
Son günlerde özellikle antibiyotik, kan sulandırıcı gibi ilaçlar almayanlar, Hepatit B, vb. aşılama yaptırmamış olanlar,
Grip veya nezle olmayanlar,
Sıtma, Ebola, Zika gibi virüslerin yaygın olduğu bir ülkede yaşamayan ve söz konusu ülkelere son 120 gün içinde seyahat etmeyenler.
Kan vermeden önce yapılacaklar
Kan vermeden önce dinlenmiş olmaya özen gösterin, sağlıklı yiyecekler tüketin. Yediklerinizin yağlı olmamasına dikkat edin ve birkaç bardak su içmeye çalışın. Eğer trombosit veriyorsanız, iki gün önceden aspirin almayı bırakın.
Muhtemel riskler
Kan vermek genellikle güvenli bir işlemdir. Kan alırken hijyen koşullarına dikkat edildiği sürece önemli bir problem olmaz. Kan verdikten sonra tansiyonunuz düşebilir ya da halsiz, yorgun hissedebiliriz. Suyu biraz daha fazla içmek ve günün geri kalanında dinlenmek bu sorunu ortadan kaldıracaktır.
Koronavirüs ve kan transfüzyonu
Pandemi sürecinde insanların bulaş riski nedeniyle hastanelere girmek istemeyişi kan bağışını oldukça azaltsa da koronavirüsün kan transfüzyonu ile geçtiğine dair hiçbir bilimsel veri yok. Özellikle Covid-19’dan iyileşmiş kişilerin plazması da hastalıkla savaşanlar için tedavi edicidir.
Verici gruplar içinde O RH Negatif grup, tüm gruplar için bağışçı olabileceğinden en önemli kan grubu. Acil servislerde kan grubu bilinmeyen hastalara kan transfüzyonu acilen yapılması gerektiği durumlarda tercih edilir. O RH Pozitif ise en sık rastlanılan kan grubu. Ancak şu günlerde oluşan yoğunluk, tüm kan gruplarını çok değerli kılıyor. Bir yakınımızın acil ihtiyacı durumunda içimizdeki sıkışmayı ve bulduğumuzda ki şükür ve sevinç duygusunu hatırlayıp, bir yarım saat ‘iyilik molası’ vermenin tam zamanı olabilir.
Bilgili, maskeli, sağlıklı ve mutlu kalın.