Her şeyin yabancısı daha iyidir ön yargısından ya da geldiği yerin maneviyatından olsa gerek, marketlerde normal tuzdan katbekat pahalıya satılan bir tuz var: Himalaya. Tükettiğimiz tuz Himalaya’dan olunca, fazlasının zararlı olduğu gerçeği ortadan kalkmıyor bilesiniz... Türkler’in milli özelliği olan, tadına bakmadan tuz atma alışkanlığına bir de havalı çeşitler eklenince işler iyiden iyiye karışıyor.
Tuz; yüzde 98’i sodyum klorürden oluşan bir mineraldir. Hâlihazırda tuzlu olan suyun buharlaştırılması veya yer altı tuz madenlerinden katı tuzun çıkarılmasıyla üretilebilir. Soframıza ulaşmadan önce de belli arıtma işlemlerinden geçer. İnsanlar binlerce yıldır yemeklerine tat vermesi ve besinlerin korunması için tuz kullanıyor. Sodyumun vücutta çok sayıda görevi var; sinir ve kas sisteminin düzgün çalışması, sıvı elektrolit dengesi, hücresel aktivitenin korunması ve kan basıncının kontrolü için gereklidir. Vücutta fazla veya düşük miktarda bulunması zararlıdır. Tüm bu sebeplere bağlı olarak, diyetimizden tamamen çıkarabileceğimiz bir gıda değildir. Ancak fazla tuzun kardiyovasküler sisteme etkilerini bilmeyenimiz yok sanırım; tansiyonumuzu yükseltir, damar sertliğine yol açar ve kalp hastalıklarına sebebiyet verir. Bu zararların farkındalığıyla eksiltilemeyen tuz, insanları başka türlerin veya kaynakların arayışına yönlendirebilir ve muhtemelen bu sebeple Himalaya ya da farklı isimlerde çeşitlerinin kurtarıcı olduğunu düşünürüz.
Himalaya tuzu nedir?
Pakistan’da Himalaya Dağları’nın yakınında bulunan Khewra Tuz Madeni’nden çıkarılan pembe renkli bir tuzdur. İçerisindeki yoğun demir minerali, bildiğimiz pembe rengi verir. Khewra adıyla bilinen maden, dünyanın en eski ve en büyük tuz madenlerinden biridir, sahip olduğu tuzun, milyonlarca yıl önce eski su kütlelerinin buharlaşmasından elde edildiği düşünülür.
Tuz elle çıkarılır ve hemen hemen katkı maddesi içermez. Soframıza gelirken minimum şartlarda işlem görür ve sofra tuzundan daha doğal olduğu düşünülür. Normal sofra tuzu gibi büyük oranda sodyum klorürden oluşsa da, sodyum oranı çok daha düşüktür ve yine sofra tuzunda olmayan ya da daha az miktarda bulunan birçok mineral, eser elementi içerir. Himalaya tuzunun yaklaşık 84 farklı mineral ve element içerdiğini iddia eden çevreler var.
Faydaları
- Solunum yolu hastalıklarını iyileştirmek,
- Yaşlanma belirtilerini azaltmak,
- Uyku kalitesini artırmak,
- Libidoyu artırmak,
- Vücudun PH dengesini sağlamak,
- Kan şekerini düzenlemek.
Bazı akciğer hastalıklarına iyi geldiğine dair yayınlar olsa da, kesin bir iddiada bulunmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Üç gün üst üste tuzdan düşük diyetle beslenenlerde artan nörepinefrin seviyesinin uyku kalitesini bozduğunu iddia eden bir yayın var, ama bu da deneylerle desteklenmemiş. Sıralanan, yaşlanma belirtileri, kandaki şeker seviyesi ya da libido ise birçok faktör tarafından düzenlenmektedir ve sadece Himalaya tuzuna bağlamak ne kadar doğru olur? Bu da tartışılır...
Himalaya tuzunda bulunan mineral ve elementleri vücuda yeterli miktarda almamız için ciddi oranlarda tuz tüketmemiz gerekiyor. Örneğin, vücudumuza yetecek kadar potasyum almak için 1.7 kg. Himalaya tuzu tüketmek lazım. Yine muhteviyatındaki diğer mineraller de o kadar küçük miktarlarda ki, dikkat çekici herhangi bir faydalarının olması pek
olası değil. Sonuçta, farklı, zararsız ve hatta faydalı tüketim adına verdiğimiz yüksek farklara değmiyor bilesiniz. Üstelik sofra tuzu tüketmeyerek eksik oranda aldığımız iyot da cabası...
Gerektiği kadar tüketilmeli
İyot, tiroid hormonları için gerekli bir element. Vücudumuz tarafından üretilmiyor ve dışarıdan alınması gerekiyor. İyot eksikliği, guatr gibi tiroid bezi hastalıklarına yol açıyor ve maalesef ülkemizde ciddi oranda tiroid hastalığı ve kanseri görülebiliyor. Daha sağlıklı olabilmek adına tercih ettiğimiz Himalaya tuzunda normal sofra tuzuna göre daha az miktarda iyot var ve guatrı olanlara tavsiyemiz iyottan zenginleştirilmiş sofra tuzu kullanmaları. Sodyumun azının da, fazlasının da zararlı olduğunu tekrar etmekte fayda var. Tuzu, sadece gerektiği kadar, sofra tuzu ile tüketmek ihtiyaçlarımızı karşılamaya yeter. Sağlıklı yaşamın ‘az ve çeşitli’ tüketmeyle ilişkisini unutmayın, tadınız tuzunuz kaçmasın. Sağlıkla kalın...