Akciğer kanseri deyince aklımıza ilk gelen şey, hiç şüphesiz ki sigara. Çünkü bu hastalığın yüzde 90 oranında sebebi sigaradır. Ülkemizde akciğer kanserinin kadınlarda görülme sıklığı, 100 binde 10’ken, bu oran erkeklerde 100 binde 75’e yükselmektedir. Küçük hücreli ve küçük hücreli olmayan şeklinde iki alt tipe ayrılır. Küçük hücreliler, daha az görülür, daha hızlı bölünür ve diğer organlara daha hızlı yayılır. Küçük hücreli olmayan kanserler de, kendi aralarında alt tiplere ayrılır. Akciğer kanserini alt tiplerine ayırmak, uygulanacak tedavilerin seçimi ve hastalığın gidişatını öngörme açısından önemlidir.
Risk faktörleri
- Sigara: Akciğer kanserindeki en önemli etkendir. Kişinin günde içtiği sigara miktarı, ne kadar süreyle içtiği, ne kadar derin içine çektiği, sigaraya başladığı yaş, kanser riskiyle orantılıdır. Pasif içiciliğin de riski artırdığı unutulmamalıdır.
- Puro ve pipo: Sigaradan daha zararsız gibi görünmesine rağmen akciğer kanseri riskini artırmada önemli etkenlerdir. Kanserojen etki açısından sigarayla aralarında fark yoktur.
- Nargile: Nargile de sigara gibi bağımlılık yapar ve kanserojendir. Sigaradan daha az zararlı olduğu düşünüldüğü için tercih edilse de nargile içerken içimize çekilen duman sigaradan daha fazladır. Ayrıca su mekanizması sebebiyle akciğerlerdeki basınçta değişiklik olur ve bu nedenle duman akciğerlerin en ince hava keseciklerine kadar yayılır. Yani inanışın aksine su, dumanı temizlemez. Dumanın akciğerlere daha fazla girmesine zemin hazırlar. Ayrıca, nargilelere ‘aroma’ adı altında katılan kimyasal maddeler de ek bir risktir.
- Hava kirliliği: Taşıtların egzozları, evleri ısıtmak için kullanılan yakıtlar, tarım ve sanayi faaliyetlerinde salınan kimyasal maddeler...
- Asbest: Beyaz toprak adıyla da anılır. Solunum yoluyla vücuda alınır ve bir çeşit akciğer zarı kanseri olan mezotelyomaya sebep olur. Birçok ülke asbest kullanımını yasaklamıştır.
- Kronik akciğer hastalıkları: Kronik obstüktif akciğer hastalığı veya verem gibi rahatsızlıklar...
- Riskli meslekler: Madenciler, petro-kimya, plastik sanayi, cam, seramik, boya, batarya, çelik işçileri, çamaşır suyu üreticileri, tekstil, izolasyon ve tersane işçileri risk altındadır.
Belirtileri
Akciğer kanserine erken dönemde tanı konduğunda tedavi başarısı yüzde 85-90’lara ulaşabilir; ancak belirtileri ilk başta çok önemsenmediği veya birçok hastalıkla karıştığı için erken dönemde teşhis etmek oldukça zordur. Hasta genellikle ileri evrede doktora başvurur. İnatçı, geçmeyen öksürük, halsizlik, kan tükürmek, geçmeyen göğüs ağrısı, nefes darlığı, sık sık zatürre veya bronşit geçirilmesi, boyun ile yüzde şişkinlik, açıklanamayan iştahsızlık ve kilo kaybı durumunda doktora başvurulmalıdır. Sigara içenlerde yıllık kontroller sırasında akciğer grafisi de yapılması önemlidir. Ancak ortalama 30 yıl boyunca günde bir paket ya da 15 yıl boyunca yılda iki paket sigara içenlere veya sigarayı bırakmış 55-75 yaş arası kişilere de, düşük doz akciğer tomografisi önerilmektedir.
Tanı
Çeşitli belirtilerle başvuran hastaların sigara içme durumu, mesleki ve çevresel maruz kaldığı maddeler öğrenildikten sonra ilk basamakta akciğer röntgeni ve balgam tetkiki istenir. Şüpheli durumlarda ise kesin tanı için tümörün yerleşimine göre belirlenecek yolla biyopsi alıp, kesin tanıya gitmek gerekir. Tabii sonra da hastalığın yaygınlığını araştırırız.
‘50 SORUDA KANSER’
Tedavi
Hastalığın tedavisi diğer kanser türlerinde olduğu gibi evresine ve alt tipine göre yapılmaktadır. Erken evrede yakalandığında cerrahi müdahaleyle tedavi sağlamak mümkündür. Ancak daha ileri evrede saptandığında; radyoterapi, kemoterapi ve hedefe yönelik ilaçlarla tedavi edilmesi gerekmektedir. Mutajenik bir tümör olması sebebiyle immünoterapi son yıllarda önem kazanmıştır. Önceleri standart tedavilere cevap veremeyen hastalara uygulanan immünoterapi, son çalışmalarla artık ilk basamak tedavilerde de kullanılmaya başlanmıştır. Radyoterapi, medikal onkoloji ve cerrahideki tüm bu gelişmelerle artık akciğer kanserinde de yol kat etmiş durumdayız. Sigara içmemek ve belirtiler hissedildiğinde, erken dönemde doktora başvurmak nitelikli bir tedavi sürecinin olmazsa olmazı...
Dumansız ve sağlıkla kalın. Bugünlerde biraz daha evde kalın...