EYFEL MANZARALI MÜZE RESTORANI

Paris’in en önemli çağdaş sanat müzelerinden Palais de Tokyo’nun çatısı, son zamanlarda ‘Electrolux Art Home’a ev sahipliği yapıyor. Müze yönetimi, sanatsal keşiflerle, birinci sınıf yeme-içme kültürünü bir araya getirmiş. Müzenin çatısına oturtulan çelik ve camdan dev bölmenin içinde dünyaca ünlü şef Gilles Stassart, öğle ve akşam yemekleri hazırlıyor. Panaromik Paris manzarasına ve tabii ki Eyfel Kulesi’ne aşık olanlar, yemeklerini müzenin çatısında yiyor. Rezervasyon yaptırmak için hatırlı kişilerin araya girdiği Electrolux Art Home’u bizim sosyeteden keşfedenlerin sayısı onu geçmez. Arzu Aslan ve kardeşi Sema Maliki, Heves Ekinci ve müstakbel gelini Aslı Üstünkaya, Özlem Önal, Ömer Karacan ve Melisa Eliyeşil, Home Art’ta yemek yeme şansını yakalamış şanslı isimler. Sizin yolunuz da Paris’e düşerse, müzenin çatısına çıkmanızı tavsiye ederim. Tabii rezervasyon yaptıracak hatırlı dostlarınız varsa!

KARA KIŞ YÜZÜNDEN DÖNEMEDİ
Manken Deniz Akkaya, kızı Ayşe’yi Miami’de dünyaya getirdi. Kızıyla iki aydır Miami’de yaşayan Akkaya, İstanbul’u, ailesini ve arkadaşlarını çok özlediği için dönmeye hazırlanıyordu. Türk Hava Yolları’ndan biletini de alan Akkaya’yı, sevgilisi Efe Önbilgin telefonla arayıp, “İstanbul’da havalar çok kötü, sakın gelmeyin. Hava düzelince size haber veririm” demiş. Bu konuşmadan sonra Akkaya, biletini açığa aldırıp, İstanbul’da havaların düzelmesini beklemeye başlamış.

TARKAN’IN HAMAM SEFASI
Türkiye’nin megastarı Tarkan, iki yıl önce Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Sandallı’ya ait Tarabya Gülveren Sokak’taki villayı satın almıştı. 1.5 milyon ödediği villanın dekorasyonu için de ünlü mimar Emir Uras’la anlaşmıştı. Villanın dekorasyonu sonunda bitti. Tarkan’ın çoğunu yurtdışından aldığı dekoratif ev eşyaları tek tek villaya konulmaya başlamış. Hamama düşkünlüğüyle bilinen Tarkan, villanın içine bir de Türk hamamı yaptırmış. Şubat sonunda yeni evine taşınmaya hazırlanan Tarkan, geçen hafta yakın arkadaşlarıyla villadaki hamamı test edip, keyfini çıkarmış. Yakışır.

MARJİNALLERE GİYİNME ODASI

“New York, Londra, Paris ve Amsterdam’dan sonra dünyada en iyi gece ve eğlence hayatı İstanbul’da” diye kendi kendimize gelin güvey oluyoruz! Eğlencede bu şehirlere yaklaşabilmemiz için kırk değil, 40 bin fırın ekmek yememiz gerek. İstanbul’da popüler kulüplerin, barların, restoranların çoğu Londra, Paris ve New York mekanlarının kötü birer kopyaları. Bir elin parmağını geçmeyecek kadar az olsa da iyi mekanlar yok değil. Kopyacılara bir tüyo da benden! Paris’in ünlü kulüpleri, vestiyerlerinin arkasına konforlu giyinme odaları yaptırmaya başladı. Böylece çılgın ve iddialı giyinmeyi seven, fakat evlerinden o kıyafetlerle çıkamayan veya sokakta o giysilerle yürümeye cesaret edemeyenler, kıyafetlerini çantaya koyup kulübe gelebiliyor. Sonra da giyinme odasına girip, kıyafet değiştiriyor, makyaj yapıp mekana giriyorlar. Marjinallerin vazgeçilmez adresi ‘Queen’ ve ‘Club Sans’ bu modanın öncüsü. Ne hoş değil mi? Hadi bu kıyağımı unutmayın!

‘MY PAVYON’DA DOĞUM GÜNÜ
İstanbul cemiyet hayatının zarif hanımefendilerinden Serra Tokar, doğum gününü Levent’te Cenk Eren’in sahibi olduğu ‘My Pavyon By Cenk Eren’ adlı kulüpte kutladı. 49 yaşına giren Serra Hanım ve arkadaşları Cenk Eren’in şarkılarıyla coştu, geç saatlere kadar dans edip eğlendi.

PİŞTİ OLMA ŞANSLARI SIFIR
Şık, güzel ve özenli giyinmek bir sanattır. Bunu başarabilen erkek sayısı sosyetede yok denecek kadar az. Rahmi Koç ve Faruk Süren bu işin hakkını fazlasıyla veren ender isimler. İkisi de bu işe ciddi mesai harcıyor. Yeni jenerasyon, moda diye marka olan her şeyi alıp giyiyor. Bu yüzden çoğu, şahken şahbaza dönüşüyorlar. Bu yetmezmiş gibi sürekli pişti oluyorlar. Sezai Taşkent ve Can Akçay, pişti olma şansı hiç yok diyebileceğim iki isim. Çünkü ikisi de ayakkabısından, gömleğine, pantolonundan, ceketine kadar giysilerini özel terzilerine diktiriyor. Sezai’ye karlı kış gününde Kanyon’da rastladım. Her zaman olduğu gibi yine çok şık, farklı ve havalıydı. Bravo!