Son günlerde yaşanan olaylar, çocuklarımızı bu konularda eğitmemiz gerektiği gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. Yeterince sevgi ve ilgi görmeyen, sır tutmaya eğilimli, otoriteye kayıtsız şartsız boyun eğen çocuklar, daha kolay hedef oluyor
Danışan: Siirt’deki olaylar beni çok sarstı. O minik yavruların hikayesi aklımdan çıkmıyor. Ya böyle bir şey benim çocuklarımın da başına gelirse diye çok korkuyorum, geceleri uykum kaçıyor.
Dr. Başak: Bahsettiğiniz olaylar beni de çok üzdü. Çocuklarımızı koruyamadığımızı ve onlara kendilerini korumayı öğretmediğimizi düşündürdü.
Danışan: Ben de bunun için sizden yardım almak istedim. Ne yapmalıyız?
Dr. Başak: Korkuyor olmak yanında çaresiz olmadığınızı bilmek iyi bir başlangıç noktası. Çünkü kendini çaresiz hissedenler veya çocuklarını nasıl koruyacakları konusunda bilgi sahibi olmayanlar “Allah bizi böyle kötü insanlardan korusun” diye dua etmek dışında yapacak bir şey yok sanıyorlar. Oysa bu herkesin başına gelebilecek yaygın bir problem ve her anne baba çocuklarını cinsel tacizden korumanın yollarını öğrenmeli ve çocuklarına öğretmeli.
Danışan: Çoğumuz etrafımıza da fazla güveniyor, ‘bizim başımıza gelmez’ diyoruz ve bu konuları konuşmaya bile çekiniyoruz galiba. Ama bu Siirt olayları patlak verdikten sonra arkadaşlar arasında bu konular çok konuşulur oldu. Anne babaları korku sardı. Bir yandan da saklanan sırlar gün ışığına çıktı. Dün çok fena bir hikaye duydum, aile içinde olan bir cinsel tacizle ilgili, aslında biraz da o nedenle bugün koşarak size geldim.
Dr. Başak: Bu tip hikayeler maalesef ‘ailenin onurunu korumak’ veya ‘çocuğu korumak’ uğruna saklanıyor. Sizin duyduğunuz da böyle bir durum olmalı.
Danışan: Maalesef öyle. Arkadaşımın bir akrabasının 13 yaşındaki kızı eve devamlı gidip gelen yakın bir akrabası tarafından cinsel tacize uğramış. Anne, kızdaki durgunluğun, hırçınlığın, davranışlarında, arkadaş ve aile ilişkilerinde bir anda ortaya çıkan değişikliğin farkına varıp nedenlerini araştırınca her şey ortaya çıkmış, her iki aile de olanlara inanamıyor.
Dr. Başak: Hiçbirimiz yetişkinlerin, ergenlerin çocukları taciz edeceğine inanmak istemiyoruz, bu konuda birşey yapmak hatta bunu düşünmek bile istemiyoruz. Ama istesek de istemesek de yüzleşmemiz gereken bir gerçek var: çocuklar, ergen ve yetişkinler tarafından cinsel istismara maruz kalıyor.
Danışan: Cinsel istismar deyince aklımıza tecavüz geliyor ama sadece bu mu?
Dr. Başak: İyi ki sordunuz, daha ne olduğunu bilmezsek çocuklarımızı nasıl koruyacağız değil mi? Cinsel istismar sadece tecavüz değil, bir yetişkinin veya ergenin, cinsel haz duymak amacıyla çocuğun cinsel organlarını okşaması, ellemesi, öpmesi, teşhircilik yapması ve çocuğu pornografik amaçlı kullanması da cinsel istismar olarak tanımlanır.
Danışan: Benim en çok şaşırdığım aileden birinin yapıyor olması. Dün duyduğum hikaye mesela, kızın akrabalarından biriymiş, güvendikleri, eve her zaman girip çıkan, tanıdıkları biriymiş. Bu nasıl mümkün?
Dr. Başak: Bu konuda maalesef çok ön yargı var ve bu da çocuklarımızı korumamızda ciddi bir problem yaratıyor. Sizce cinsel istismar yapan bir kişi nasıl biridir? Aklınızda ne canlanıyor?
Danışan: Gözümün önüne şöyle bir adam geliyor: 30-40 yaşları arasında, karanlık bir ifadesi olan, traş olmamış, kirli ve bakımsız kıyafetler içinde, işsiz, evsiz, fakir, suça meyilli, ailesi olmayan, alkollü, pis bakışlı.
Dr. Başak: Dolayısıyla çocuklarınızı sadece böyle insanlardan koruyorsunuz.
Danışan: Evet, öyle insanlardan uzak durmalarını öğretiyorum.
Dr. Başak: Cinsel istismar yapan kişiler, her yaş grubundan ve sosyo-ekonomik sınıftan olabilir. Yani, üniversite mezunu, ailesi, çocukları olan, iyi bir işi, arabası, sosyal statüsü olan, kibar ve hoş komşunuz da kız veya erkek çocuğa, cinsel istismar yapmış olabilir. Şimdi yapmasa bile, ergenken yapmış olabilir.
Danışan: İstismarı yapanların sadece yetişkinler olduğunu sanmak da galiba ciddi bir önyargı.
Dr. Başak: Cinsel istismar yapanların yüzde 40’ı ergenler ve bu ergenlerin ortalama yaşı 14. Biraz önce bahsettiğim gibi, onlar da her türlü sosyo-ekonomik gruptan geliyor olabilir. Ergenler çoğunlukla, onlara çocuğa bakma görevi verildiğinde böyle bir eyleme girişiyor.
Danışan: O zaman kimselere güvenemeyiz.
Dr. Başak: Kendinize ve çocuğunuza güvenmeniz yeterli. Bu da ancak onları cinsel istismar konusunda çok iyi
bilinçlendirmemizle, eğitmemizle mümkün olacaktır.
Danışan: Bunları duyunca daha çok içim sıkıldı ama diğer yandan çocuklara bunu öğretmenin mümkün olması biraz rahatlattı.
Dr. Başak: Çocuklarımızla olan ilişkilerimiz çok önemli. Bazı çocuklar istismara daha açık ve daha savunmasız. Araştırmalara göre, vücudu konusunda bilgilendirilmeyen, yeteri kadar sevgi ve ilgi görmeyen, sır tutmaya eğilimli olan, kendilerini sevmeyen, otoriteye kayıtsız şartsız boyun eğen, yalnız ve izole çocuklar, istismar yapan kişiler için daha kolay hedef oluyorlar.
Danışan: Ailelerin de böyle ortak özellikleri var mı?
Dr. Başak: Araştırmalarda aileler de incelenmiş ve bazı ortak özellikler bulmuş. Cinsel istismar konusunda çocuklarını bilgilendirmeyen, çocuklarının duygusal veya fiziksel olarak hayatlarında olmayan, cinsel istismar gerçeğini yok sayan, çocuklarını dinlemeyen veya onlara inanmayan, onları yeterli denetlemeyip, nezaret etmeyen, çok katı kuralları olan ailelerin çocuklarının daha fazla istismara uğradığı saptanmış.
Yapmanız gereken en önemli şey, çocuğunuza, duygularını ve yaşadıklarını sizinle paylaşabileceği güvenli bir ortam sağlamak. Başlarına gelen olaylar veya yaptıkları hatalar sonunda onları ayıplamayacağınızı, suçlamayacağınızı onlara hissettirmek. Bazı önemli cümleleri sık sık söylemelisiniz: “Vücudun sana ait, sen patronsun! Kimse vücudunun herhangi bir yerine dokunma hakkına sahip değil. Kimse senin istemediğin gibi seni öpemez, sen de kimseyi zorla öpmemelisin. İstemediğin bir durumda ‘hayır’ demelisin. Birisi istemediğin veya seni rahatsız edecek şekilde davrandığında oradan uzaklaşmalı ve başkasıyla bunu paylaşmalısın. Bunun ‘sır’ olduğunu söylediklerinde, bu sırrı bozmalısın.”