Başak Demiriz

Başak Demiriz

basak.demiriz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BOŞANDIKTAN SONRA HAYATLA BAŞ ETMEK



"Yalnız kalacağım, pişman ve mutsuz olacağım, bir daha kimse beni sevmeyecek veya ben bir daha kimseyi sevemeyeceğim" gibi olumsuz düşüncelere kapılmanız normal. Önemli olan bu düşüncelerden çabucak sıyrılıp yeni hayata merhaba diyebilmektir


Danışan: Bugün itibariyle boşanmış bir kadınım.
Dr. Başak: Nasılsınız? Neler hissediyorsunuz?
Danışan: Pek iyi değil. Korku, şüphe, kaygı, suçluluk var ama bir yandan da rahatlamış hissediyorum. Duygularım o kadar çabuk değişiyor ki... Açıkçası ben de tam ne hissettiğimi bilemiyorum.
Dr. Başak: Boşanma kararını siz mi vermiştiniz eşiniz mi?
Danışan: Ben. Uzun zamandır mutsuzdum ve sorunlarımız her gün daha da çözülemez hal almıştı. Eşim önceleri karşı çıktı, istemedi boşanmayı ama hayatımızda hiçbir değişme, ilerleme olmadı, o da bunu gördü. Benim ne kadar mutsuz olduğumu, birbirimizden nasıl uzaklaştığımızı fark etti ve en sonunda bu evlilikten vazgeçti. Yine de çok zormuş.
Dr. Başak: Evliliği bitirme kararı alan kişiler genellikle endişe, korku, şüphe, sabırsızlık, suçlululuk duyguları yaşarlar. Sizin de bu duyguları yaşıyor olmanız çok normal. Öte yandan karşı taraf, çok daha değişik duygular yaşar.
Danışan: Yani eşim.
Dr. Başak: Evet. O, muhtemelen kızgınlık, düşük özgüven, şok, aldatılmışlık gibi duygular yaşıyordur. Bir yandan da tekrar denemek veya ilişkiyi düzeltmek için çaba göstermek isteyebilir.
Danışan: Göstermek istedi ama olmuyor. Aslında benim değil onun gelmesi lazım psikoloğa.
Dr. Başak: Yani onun durumunun daha kötü olduğunu düşünüyorsunuz.
Danışan: Öyle gibi gözüküyor ama erkekleri bilirsiniz. İki gün sonra yenisini bulur ve beni unutur. Oysa boşanmayı isteyen kişi ben olmama rağmen, kolay toparlanıp toparlanamayacağımı bilmiyorum. Boşanmak için günleri sayarken, neden kendimi şu anda bu kadar kötü hissediyorum anlayamıyorum.
Dr. Başak: Yaşadığınız bu olumsuz duygular sadece boşanmayla ilgili değil. Şu anda kendinizi kötü hissetmenizin sebebi hem bu raddeye gelene kadar yaşadıklarınızı hatırlıyor, düşünüyor, çözümlemeye ve sindirmeye çalışıyor olmanız hem de bundan sonrasıyla ilgili baş etmeniz gereken kaygı ve korkularınız.
Danışan: Geçmişi unutmam mümkün değil. Çok zor bir evlilikti, iletişim ve ekonomik sorunlarımız, onun ailesiyle ilgili sıkıntılarımız vardı. Birbirimize sevgimiz de iyice azalmıştı. Son sekiz aydır onu uyarıyordum, anlatmaya çalışıyordum ama olmadı. Evlilik terapisine de gittik, bir ara düzelir gibi oldu ama maalesef evliliğimizi kurtaramadık. Yine de geçmişe ait çok fazla kızgınlık hissetmiyorum doğrusu, ikimizin de kusurları vardı. Elbette zaman zaman "Neden böyle oldu?" diye kendimi sorguluyorum ama beni asıl korkutan bundan sonrası. Şimdi ne yapacağım, nereden başlayacağım?
Dr. Başak: Ne yapacağım derken aklınızda bazı cevaplar var galiba. Çünkü sorular kendi başlarına kötü hissetmemize neden olamazlar. O sorulara verdiğimiz cevaplar kötü hissetmemize neden olur. Aklımızdan geçen bu sorulara, genellikle geleceği gören bir falcı edasıyla cevap veririz. Hep de kötü kehanetleri olan bir falcı. Sizin aklınızdan geçen sorulara dönelim. “Şimdi ne yapacağım?” sorusuna verdiğiniz cevabı düşünebilir misiniz?
Danışan: Bir sürü cevabım var ve hiçbiri iç açıcı değil. En çok aklıma gelenler: “Yalnız kalacağım, pişman ve mutsuz olacağım, bir daha kimse beni sevmeyecek veya ben bir daha kimseyi sevemeyeceğim, bu hayatla tek başıma baş edemeyeceğim" gibi.
Dr. Başak: İleriye dönük birçok olumsuz çıkarımınız var. Bu şekilde fikir yürütmek, tahminlerde bulunmak insanın çok sık yaptığı bir 'düşünce hatası'dır. Kısaca 'falcılık' diye tanımlayabileceğimiz bu düşünce hatasını, sonunun ne olacağını kestiremediğimiz durumlarda hepimiz sık sık yaparız. 'Falcılık' yaparken, maalesef, geleceği bilmemiz mümkün olmasa da, her- şeyin olumsuz olacağına dair sonuçlar çıkarır ve buna inandırırız kendimizi. Sınava girmeden önce bir çocuğun “Kesin çalışmadığımız konulardan soracaklar” diye kaygılanması veya boşanmış birini “Bir daha hiç mutlu olamayacağım” şeklindeki korkuları aslında sadece 'falcılık' sonucu ortaya çıkan düşüncelerin ürünüdür. Bu tip felaket senaryoları yazıp inandığınızda kaygılanmanız, mutsuz ve çaresiz hissetmeniz kaçınılmazdır.
Danışan: Ben genellikle sizin bahsettiğiniz gibi senaryolar yazarım ve umutsuzluğa çabuk kapılırım ama bununla nasıl baş edeceğimi bilmiyorum.
Dr. Başak: Öncelikle düşüncelerimizin farkına varmamız gerek. Bunun için şimdi 1-2 dakika boşanma sonrası hayatızı hayal edin ve bunları bana cümleler halinde söyleyin. Yazarsanız daha da iyi olur.
Danışan: Dikkatimi düşüncelerime verince ne kadar çok şeyi anda düşündüğümü farkettim. Hepsi kaygı dolu düşünceler. Zorluk yaşayacağım, pişman olacağım, yalnız kalacağım, ağlayacağım, toplum tarafından dışlanacağım...
Dr. Başak: Bu cümleleri tek tek sınamamız gerekecek. Amacımız daha rasyonel, dengeli, gerçeğe yakın düşünceler üretmek olacak. Çünkü gerçek, çoğu zaman yarattığımız ve inandığımız endişe dolu senaryolardan daha insaflıdır. Bunu kendi hayatınıza veya etrafınızdaki insanların yaşadıklarına bakarak da test edebilirsiniz. “Ayrılırsam bu hayatla tek başıma baş edemem” diyen kişi, ayrılığın ardından, çok geçmeden hayata yeniden sarılmıştır. “Kesin bir daha böyle bir aşk yaşayamam” diyen kişi o 'unutulmaz' aşkın ardından tekrar aşık olmuş ve yeni bir ilişkiye başlamıştır.
Danışan: Bunları söylediğinizde umutlanıyorum ama ama içimden bir ses “Pollyannacılık oynamanın bir alemi yok” diyor.
Dr. Başak: Pollyannacılık oynamanızı isteseydim size şöyle diyebilirdim: “Hayatınız hiç ummadığınız kadar muhteşem olacak, çok yakın bir zamanda ruh ikizinizi bulup ömür boyu bitmeyen bir aşk yaşayacaksınız.” Bu en pozitif uçta yaşamak olurdu. Ama siz de en negatif uçta olan düşüncelere inanıyorsunuz. Yani ikisi de çok dengeli düşünceler değil.
Danışan: Ne demek istediğinizi anladım galiba. Yani "Ne çok uçuk hayallere kapıl, ne de mutsuz olacağına emin olarak hayatını zehir et" diyorsunuz.
Dr. Başak: Evet. Çünkü olumsuz düşüncelerle baş etmeye çalışmak enerjinizi boşa harcamanıza yol açacaktır. Bir yandan pişmanlıklar, endişeler, korkularla baş etmeye çalışıp bir yandan da geleceğinizi hazırlayamazsınız. Şu anda enerjinizi sadece yeni hayatınızı planlamaya harcıyor olmanız gerekir. Bu, sizi geleceğe daha umutla bağlayacaktır. İşinizi, aktivitelerinizi, hobilerinizi detaylı şekilde planlayın. Bir gün sonrasını, bir ay sonrasını, bir yıl sonrasını hayal edip ne yapıyor olmak istediğinize karar verin ve hiç beklemeden harekete geçin.
Diğer yandan, kaygılarınız, korkularınız veya pişmanlıklarınız ileriye dönük adım atmanızı, yeni hayata adapte olabilmenizi engelliyorsa ve bu nedenle kendinizi her gün daha fazla çaresiz, güçsüz veya depresif hissediyorsanız, bu duygularla baş etmeyi öğrenmek ve özgüveninizi geri kazanmak için psikoterapiye devam etmeniz faydalı olacaktır.