2012 yılından bu yana, yerel ve küresel sanat gündemini aktardığım, sergi değerlendirmelerimi, sanatçı söyleşilerimi paylaştığım ‘Gezdim, Gördüm, Yazdım’ı, bundan böyle siz değerli Milliyet okuyucuları için kaleme alacak olmaktan dolayı çok mutluyum. Bloğumla paralel olarak, her cumartesi bu köşede sizlerle buluşacak sergi ve etkinlik haberleri, umarım sanata gündelik yaşamınızda daha fazla yer ayırmanıza vesile olur.
İstanbul’da sanat sezonu tüm yoğunluğuyla devam ediyor. Contemporary İstanbul fuarının ardından galeriler birbirinden güzel sergilerle karşımıza çıkıyor. Kentin en değerli sanat rotalarından Karaköy’e yolu düşenler, Galeri Nev’e mutlaka uğrasın derim. İşlerini severek takip ettiğim Aras Seddigh’in üçüncü kişisel sergisi ‘Fil Gözü Pencerede Uyur’, sanatçının; cam, seramik, metal, fotoğraf, baskı, tuval gibi farklı malzemeleri ve üretim biçimlerini bir araya getiriyor. Seddigh’in çalışmaları, kendine has ve kolaylıkla ayırt edilir üslubuyla her zaman ilgimi çekmiştir.
Düşünsel ve pratik zenginlik
Daha önceki sergilerinde rastladığımız zamandan ve mekandan bağımsızlaştırılmış figürler, sürrealizme göz kırpan form ve kompozisyon yaklaşımı, materyal ve teknik çeşitlilikle beslenince, sanatçının üslubu daha da derinleşmiş. Sergi, barındırdığı düşünsel ve pratik zenginlik bakımından Seddigh’in üretim sürecine dair kapsamlı bir yol haritası çiziyor. Sanatçının işlerindeki kurgular, biçimsel olarak mekanikten organiğe uzanırken, içerik açısındansa bireysel deneyimlerine ışık tutuyor. İzleyicinin bu kişisel alt yapıyla diyaloğa geçmesine olanak tanıyan ipuçları ve sanatçının bilinçaltının derinlerine açılan kapılar, çalışmaların ortak noktasını oluşturuyor. Seramik etrafında şekillenen heykel pratiğine cam ve metal malzemeyi katmasıysa, sanatçının, sembolik açıdan malzemenin belleğine işaret ederek izleyiciyi, kimliğe dair dönüşümü yorumlamaya davet ettiğini gösteriyor.
Çizgiselliğin ön planda olduğu kağıt işlerinin yalınlığını, farklı tekniklerdeki yapıtların kavramsal ağırlığıyla tamamlayan Seddigh, yarattığı çok yönlü dünyanın kapılarını açıyor. Siz de bu kapıdan girerek, sanatçının iç dünyasını keşfetmek isterseniz sergiyi 27 Ekim tarihine dek izleyebilirsiniz.
Soyut yorumlarını bir araya topladı
Ev sahipliği yaptığı başarılı sergilerle giderek sesini daha çok duyuran ve sanatseverlerin uğrak noktalarından biri haline ArkKültür, yolu Cihangir’e düşenleri bekliyor. Galeri Öktem&Aykut iş birliğiyle gerçekleştirilen Koray Ariş sergisi, gerek mekanın kullanımı gerek seçkinin bütünselliğiyle beni çok etkiledi. Modern heykel sanatımızın öncü isimlerinden Ariş’in; deri, ahşap, kurşun, kösele gibi malzemeler üzerindeki formal yetkinliğine aşinayız. ArkKültür’deki ‘Yorumlamalar’ başlıklı sergisiyse, bu kez metali de işin içine katan sanatçının son dönem soyut yorumlarını bir arada topluyor. Sanatçının renk, form ve materyal çeşitlemeleri, Art Nouveau izleri taşıyan mekanın mimari detaylarıyla muazzam bir uyum gösteriyor.
Sergiyi gezerken karşıma çıkan her bir parçanın bütünle olan dengeli ilişkisi ve Ariş’in formla malzeme arasındaki köprüyü ustalıkla inşa edişi kesinlikle görülmeye değer. Soyutlamalardan oluşan bir seçkinin, bulunduğu alan ve mimari öğelerle kurduğu ölçülü ortaklık izleyiciyi alışılmış bir heykel sergisi deneyiminin ötesine taşıyor. Koray Ariş’in modern heykel pratiğine getirdiği özgün yaklaşım, kendisini sürekli güncelleyen ve düşünsel altyapıdan vazgeçmeyen bir sanatçının imzasını taşıyor diyebiliriz. 27 Ekim’e dek devam eden sergiyi, görülecekler listenize eklemenizi öneririm.