Sanat turunda yolu Fındıklı-Cihangir tarafına düşecek olanlar için kasım ayının öne çıkan sergilerinden kısa bir seçkiyi paylaşmak istedim bu hafta.
Fındıklı’daki ikonik gökkuşağı merdivenlerinin hemen yanı başında yer alan bağımsız sanat mekanı Merdiven Art Space, feminist üretimin önde gelen isimlerinden Neriman Polat’ın kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.
‘Şefkatsiz’ yaşamlar
Polat’ın sanat pratiğinde görmeye alışık olduğumuz; sosyolojik katmanlar, şehir, kadın hakları, cinsiyet ve kentsel dönüşüm gibi temaların, bu kez toplumsal bir yarayla birleşerek daha da derinleştiği bir proje var karşımızda. Mekana özgü kurgulanan major bir enstalasyon niteliğindeki ‘Şefkatsiz’, hem iç hem de dış yaşama dair tanıdık imgeleri bir araya getiriyor. Hazır nesnelere müdahale konusunda her daim hayranlığımı kazanan Polat, bu sergide nesnelerin yanı sıra ortamı da dönüştürerek, muhteşem bir kurguya imza atmış.
Her geçen gün daha görünür hale gelen toplumsal şiddet, serginin çıkış noktasını oluşturuyor diyebiliriz. Ancak elbette arkasında gizli olanlar daha da can yakıcı. Aile sözcüğünün korunaklı ve güven veren algısını masaya yatıran sanatçı, şefkatin belki de hiç uğramadığı evlerdeki çocukların dünyasını betimliyor. Şiddet sarmalının baş mağduru haline gelmiş miniklerin kırılganlığıyla fiziksel yıkımdan payını almaya devam eden evlerin silüetini birleştiren sanatçı, hem toplumsal hem de kentsel bir yozlaşmanın altını çiziyor. Örülü tuğla duvarların hakimiyetindeki oda, şefkatsizliğin sembolik olarak vücut bulan çocuk battaniyelerine ve kıyafetine korunaksız bir yuva oluyor. Sanatçı, görmezden gelemeyeceğimiz bir toplumsal bozulmanın çağrışımlarını, zihnimizde diri tutmayı kesinlikle başarıyor. Susturulmuşluğun bir toplumu götüreceği karanlık geleceği tüm çarpıcılığıyla gözler önüne seren ‘Şefkatsiz’i, 8 Aralık tarihine dek mutlaka görün derim.
Hassasa değiniyor
İstanbul’un taze sanat mekanlarından Martch Art Project, Fulya Çetin’in kişisel sergisini ağırlıyor. Sanatçı, hem desen ve resimlerini hem de yerleştirmelerini başarılı bulduğum, takibimdeki isimlerden... Toplumsal hassasiyet alanlarına girerek değindiği temalarla işlerinin biçimsel dili arasında çok özgün bir şekilde köprü kuran Çetin, ‘DÜN’ ismini taşıyan sergisinde, ölümün değişen imgesine ve bu dönüşen algının toplumdaki yansımasına odaklanıyor. Son yıllarda verilen sayısız kayıp karşısındaki duyarsızlaşmayı, bir tür ayrıştırma ve ideolojik bir yok ediş olarak niteleyen sanatçı, epey düşündürücü bir konuya parmak basıyor bana göre. Sergi, toplumsal hafızanın uyumasına sembolik bir tepki gösteren doğanın, kimi zaman silik kimi zaman da çamurlaşmış, leke ve desenlerde saklı duran sitemini dile getiriyor. Kesinlikle ilgiyi hak ettiğini düşünüyorum. Firuzağa’ya yolu düşenler, 23 Aralık tarihine dek ziyaret edebilir.
Postmodern ilham
Pilot Galeri ise çizgisel desenleriyle kendisine hayran bırakan Çağrı Saray’ın kişisel sergisini bizlerle buluşturuyor. ‘Berlin Üzerindeki Gökyüzü’ başlıklı sergi, sanatçının; postmodern sinemanın başlangıcı olan iki yapıttan biri olarak nitelendirilen, aynı isimli filmden aldığı referansla ürettiği eserlerini bir araya getiriyor.
Saray’ın, sayısız kez izleyerek takıntılı bir ilişki geliştirdiği filmden ilhamla imza attığı video, desen, heykel ve posterler; sanatçının aşina olduğumuz üretim pratiğine yeni katman olarak ekleniyor. Felsefe tarihinde pek çok düşünürün masaya yatırdığı ‘tekrar’ kavramını kendi bakış açısıyla irdeleyen Saray’ın ilgi çekici sergisi, 15 Aralık’a dek görülebilir.