CaddeBaksı’nın ‘ON’uncu onur yılı!

Baksı’nın ‘ON’uncu onur yılı!

15.08.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Baksı Kültür Sanat Vakfı 10. yılını; Baksı Müzesi’nde açılan ‘ON’ başlıklı sergiyle kutluyor. Serginin açılışı şerefine de müzenin bahçesinde Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu konseri gerçekleştirildi

Baksı’nın  ‘ON’uncu  onur yılı

Baksı Müzesi’nin gören de duyan da aynı yorumu yapıyor: “Deli işi”... Röportajlarından birinde kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan da söylüyor: “’Başkası böyle bir yer yapacağım deseydi deli misin?’ derdim”... Bayburt’un 45 km dışında, Bayraktar Köyü’nün Çoruh Vadisi’ne bakan tepesinde yer alan Baksı Müzesi; mimari olarak da bu mükemmel coğrafyanın içinde yarattığı yabancılaşma efektiyle de nefes kesiyor.

Haberin Devamı

Bayburtlular ilgiliydi

Baksı Kültür Sanat Vakfı 10. yılını; Baksı Müzesi’nde açılan Marcus Graf kratörlüğündeki ‘ON’ başlıklı sergiyle kutluyor. Serginin açılışı şerefine de müzenin bahçesinde Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu konseri gerçekleştirildi. 2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü’ne değer görülen Baksı Müzesi’nin kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, Baksı Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Oya Koçan ve Bayburt protokolünün katılımıyla gerçekleştirilen “ON” sergisi açılışına Bayburtlular da hayli ilgi gösterdi. Müzenin koleksiyonundan hazırlanan sergide sanat, zanaat ve tarihi nesneleri bir arada görmek mümkün. Ayrı bölümlere ayrılmadan eski ve yeninin bir arada sergilendiği sergi, seyirciyi eserler arasında bağlantı kurmaya ve pasif rolden çıkmaya yönlendiriyor.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Koçan, Baksı’nın 10 yıllık macerasını şöyle özetliyor: “Bugün Baksı hiç hesaba katmadığım bir noktaya ulaştı. Onun için de geleceğe ait herhangi bir proje düşündüğüm zaman onun daha ötesine geçecekmişiz gibi bir duygu var. Bundan sonra her yıl küratörlü sergiler devam edecek. Çocuk etkinliklerimiz de devam ediyor. Kadın istihdamı için Bayburt merkezde 200 kadını istihdam edecek bir merkez inşaatına başlıyoruz. Peki 10. yılı neden vurguladık? Bu kadar hızlı bir oluşum içinde biz neredeyiz? Kurumsallaşmanın neresindeyiz? Biz, bir sivil toplum örgütü olarak gönüllülük meselesine kapılarımızı açık tutmak zorundayız. Bu kapıyı daha ne kadar genişletebiliriz. O anlamda ‘ON’ sergisi etrafında yeniden kendisini tartışma ve perspektiflerini değerlendirme imkânı elde etmek istiyoruz. Çünkü böyle bir sorgulama olmadan kontrolsüzlük olabilir.

Müzelerle değiş tokuş

Bazı müzelerle sergi alışverişi protokolü devreye giriyor. Önümüzdeki yılın en önemli etkinliklerinden biri bu olacak. Sergi değiş tokuşları olacak. Bundan sonraki aşamada odağımızı dünyaya çeviriyoruz. Fakat uluslararası deyince sadece batıyı anlamıyoruz. Batı önemli ama dünyanın küresel olduğunu düşünüyoruz. Komşu ülkelerimiz var. 10 tane önemli tasarımcı bizim için ‘Tılsım’ başlıklı pazarlanabilir tasarımlar gerçekleştirdiler. Bu sene onları sunacağız. Çok yanlı, çok disiplinli, kadın ve çocuk odaklı bir müze olarak yolumuza devam edeceğiz. Genel perspektifimiz budur.”

Haberin Devamı

‘Burada yaptıkları iş çok deli’

Bülent Ortaçgil: Ben Baksı’ya uzun yıllardır gelmeyi düşünüyordum. Fırsat olmamıştı. 10. yıl işi benim için fırsattı. İyi ki gelmişim. Çok şaşırtıcı bir iş yapmışlar burada. Mekan, coğrafya yaptıkları iş çok deli işi. Konser işin cilası.
Erkan Oğur: Ben de ilk defa buradayım. Dağlara bakınca memleketim gibi geldi. Elazığ’ın Harput’un dokusunun aynısı. Biraz evde gibi hissettim kendimi. Burası başarılı bir iş. Burada olmaktan çok mutluyum. Bir katkımız oluyorsa daha da mutluyum.
İsmail H. Demircioğlu: Bayburt’un içi sanmıştım önce, böyle bir yer olduğunu bilmiyordum. Burası tabii çok daha enteresan, çok daha güzel bir havası var. Bülent’in de dediği gibi zahmetli işler yapmışlar, olmayacak şeyler yapmışlar.
‘Burası ‘tuhaf’ olduğu için tuhaf bir sergi hazırladım’
Hüsamettin hocadan küratörlük teklifi gelince hemen yapmak istedim. Sonra nasıl olmalıyı tartışmaya başladık. İncelemelerimde Baksı Müzesi’nin koleksiyonun üç parçaya ayrıldığını gördüm. Bir yanda çağdaş sanatçılar var. Hüsamettin hocanın kuşağından çok önemli sanatçıların çağdaş sanat eserleri, zaanat ve tarihsel nesneler bir arada. Madem bu müzenin eklektik bir yapısı var. O zaman bunu sergide yansıtmam gerekiyor diye düşündüm. Karmaşık sergileme biçimi olan ‘cabinet of curiosity’ akımından esinlendim. Modern müzecilik anlayışından daha mantıklı geldi. Ben hep söylüyorum burası çok ‘tuhaf’ bir müze. Ben de bu nedenle ‘tuhaf’ bir sergi yapmak istedim. Bize tuhaf gelen bir şey farklıdır. O bize yeni bir şey söylüyor. Bu tutum Hüsamettin hocayla da örtüşüyor.