06.03.2019 - 13:22 | Son Güncellenme:
Eren ve Ecemsu kardeşler, babaları Kıvırcık Ali'nin ölüm haberini aldıkları anları '2. Sayfa' canlı yayınında anlattı.
Eren Özütemiz: Babamdan sonra hep bir yanımız eksik. İnsanların babamı tanıması, her gördüklerinde bize 'Kıvırcık Ali'nin çocukları' demeleri her gün yaşadığımız bir sınav. Ben alıştığımı düşünüyorum ama kapıdan dışarı çıktığımda bir baba-oğul görsem psikolojim bozuluyor. 80 yaşında bir babayı kaybetmek ile 40 yaşında bir babayı kaybetmek farklı. Askerdeydim, benim yanıma geliyordu. Akşam da birlikte kız kardeşimi okuldan alacaktık. O sabah, asker arkadaşlarım beni televizyonun olduğu yere indirmediler. 'Hadi bize saz çal' diyorlar sürekli. O sırada Mustafa Özarslan, Nurettin Reçber ve birkaç isim daha vardı. 'İstanbul'a gidiyoruz' dediler. Nizamiyeden çıkana kadar haberim yoktu. Ta ki, babamı tanıyan bir komutan 'Başımız sağ olsun evladım' diyene kadar. İçime doğmuştu. Çünkü benim babam kolu kırılsa, bacağı kırılsa gelirdi. Acı çekip konsere çıkmış bir adam. Kimse beni 'bacağı kırıldı' diye İstanbul'a götürmez. Yolda bir mola yerinde durduk, televizyonda gördüm. Babam kaza anında Hakk'a yürümüş. 7 takla atmış araç. Oradan çıkma şansı yok.
Ecemsu ise o günü şöyle anlattı:
"Evde bir koşuşturmaya uyandım. Dedeme birşey oldu sandım. Anneme sordum, 'Korkma baban trafik kazası geçirmiş' dedi. Mesajla öğrendim. 'Başımız sağ olsun' diye bir mesajdı. O andan sonra telefon bir yerde, ben bir yerde. sonra gözümü babamın başında açtım. 15 yaşındaydım ben babamı kaybettiğimde. Abime göre, daha farklı yaşadım bu kaybı.