Şebnem yıldız ile 5 soru 5 cevap

Kendi adıyla ‘sustainable clothing’ markasını kuran Şebnem Yıldız, girişimci ruhu ve çalışkanlığıyla moda sektörüne yön vermeye hazırlanıyor.

Kendini çok erken keşfeden ve moda yolculuğuna birçok markanın tasarımcılığını üstlenerek başlayan bir hikaye... Girişimci ruhu ve çalışkanlığı ile ‘sustainable clothing’ markasını kuruyor ve tasarımlarını kısa sürede birçok kişinin üzerinde görmeye başlıyoruz. Bu durum karşısında hemen sevgili Şebnem Yıldız ile güzel bir sohbet gerçekleştirmek istedim.

1- Sizi tanıyabilir miyiz?

Mesleğimi ortaokul döneminde seçmiştim. O nedenle meslek lisesi moda tasarım bölümünü okuyarak hedefime ulaşmak için ilk adımı attım.

Çalışma hayatıma 1994’te Atalar’da stajyer olarak başladım ve yıllardır sektörün önde gelen giyim markalarında tasarımcı olarak devam ettim. Ta ki beş yıl öncesine kadar... 2017 yılından beri freelance çalışıyorum ve 2020 yazından bu yana üç sezondur kendi ismimi taşıyan ‘sustainable clothing’ giyim markamı hazırlıyorum. Tamamen doğal elyaf kullanarak sağlıklı, minimal ve zamansız ürünlerden oluşuyor koleksiyonum.

2- Markanızın hikayesi nedir?

Zamanın hızına yetişemediğimiz günümüzde ‘zamansızı’ yakalamak ve herkesin aynası olabilmek için sade, şık ve sürdürülebilir tasarımlar yapmaya karar verdim. Tek parça konforunu tadabileceğiniz, alt ve üstlerle eşleştirildiğinde çabasız şıklığın bütünlüğünü hissettiren, doğa dostu kumaş ve dikiş kalitesinden ödün vermeden sürdürülebilir bir giyim alışkanlığını amaçladım.

Çalışmaya başladığım ilk andan itibaren hep kendi koleksiyonumu yapma hayalim vardı. 90’ların sonlarında Vivienne Westwood, Harmut Long ve Dries Von Noten gibi isimlerin defilelerini izledikçe işime hayranlığım artıyor ve beni hayallerime erişme isteğimde kamçılıyordu. 2020 kışı ilk dış giyim koleksiyonumu ‘Şebnem Yıldız’ olarak hazırladım ve artık kendi yolculuğuma başlamış oldum.

3- Neden Galata?

İlk sezonumda kendime ait bir çalışma ortamım ya da showroom yoktu. Galata’daki Necdet Eczacıbaşı binasındaki Kolektif House’ta kiralık ofiste ürünlerimi sergiliyordum. Vintage ürünlere, eski yaşanmışlıklara inanılmaz bir tutkum var. Bu nedenle bu bölge ruhumu besleyen, beni son derece motive eden bir semt. Galata’dan besleniyorum.

Boş vaktimde bu bölgede dolaşmak, binaları incelemek ve antikacıları gezmek son derece mutlu eder beni. Yine bir gün antikacıdan dışarıya bakarken şimdiki bulunduğum dairenin camlarına aşık olmuştum. Tozla kaplanmış, eskimiş, çürümüş parmaklıklar, yüksek demir giriş kapısı büyülemişti beni. Derken araştırdım ve kısa sürede sahibini buldum... Bir ay içinde artık ben de Galatalı olmuştum.

4- Türkiye’de moda sektörü nereye gidiyor?

Türkiye, moda endüstrisinin en umut veren tedarik zinciri ülkeleri arasında yer almaya başladı. Pandemiyle birlikte Çin ve Asya’dan ürün tedarik etmenin pahalı ve uzun sürmesi Avrupalı firmaları Türkiye’ye yönlendirdi. Lojistik anlamda ülkemizin daha kolay ulaşılır olması moda ve tekstil üretimini hızlandırmaya başladı. Bu durum tekstil ve moda sektörü için çok olumlu gelişmeler.

Son yıllarda şunu fark ettim; firmalar maliyet yükünü hafifletmek için, hiç sıcak bakmayan firmalar dahi freelance çalışmaya başladılar. Hatta pandemi sonrası daha da çoğaldı diyebilirim. Böyle olunca tasarımcılar ve yapılan tasarımlar daha da önem arz etmeye, değer görmeye başladı.

5- Mottonuz nedir?

Şebnem Yıldız markası olarak mottomuzu birkaç kelime ile özetleyecek olursak: Sadelik, sabır ve merhamet diyebiliriz.

Yukarıda da belirttiğim gibi olabildiğince ‘sade’ ve ‘abartısız şık’ bir tasarım gözetiyoruz ürünlerimizde.

Şehre dönüş şıklığı...

Tatil bitiyor ve yavaş yavaş şehre dönüşler başladı. Çocuklar için okul alışverişleri yapılıyor. Tatili çoktan geride bırakıp tam bir motivasyonla şehre adım atanlar için dinamik renkleri en iyi parçalarda kullanarak zirvede kombinler yapma zamanı!

Haydi takımları çıkarma zamanı!

Bronz tenler, jean pantolonlar, beyaz ve mavi bol gömlekler, bronz tene yakışan kolyeler ve küpeler ise şehre dönüş şıklığının en güzel göstergesi diyebilirim.

Şehre dönüş şıklığının olmazsa olmazları...

*Bronz ve ışıltılı bir ten.

*Ceket-pantolon-şort üçlüsünün şehre getirdiği dinamiklik.

*Gömleklerin sahilden çıkıp şehre dönüşü.

*Mayoların, jean ve kumaş pantolonlarla uyumu.

*Tek parça elbiselerin bronz tenle şıklığı.