Zürih doğumlu İstanbul sevdalısı ve tasarım tutkunu Nagehan Dobler’in İsviçre’den İngiltere’ye, Fransa’dan Türkiye’ye uzanan bir hikayesi var. Tasarımcı, kendi stilini ise “Bukelamun gibi” diye tanımlıyor.
Nana Gotti markasının kurucusu Nagehan Dobler, Zürih doğumlu ama İstanbul’da uzun yıllar yaşamış bir İstanbul sevdalısı... İsviçre ve İstanbul’da mağazası ve atölyesi var. Kendisi aynı zamanda tasarımlarını birçok dünya starlarının da giydiği çalışkan ve vizyoner bir tasarımcı...
1- Sizi tanıyabilir miyiz?
1988 yılında Zürih’te doğdum. İlk, orta ve liseyi Zürih’te okudum. Üniversiteye New York’ta Parsons’ta başlayıp, Londra’da Istituto Marangoni’den mezun oldum. Zürih’e döndüm ve halen Zürih’te yaşıyorum. Evliyim ve iki çocuk annesiyim. Zürih’te showroom, Üsküdar’da atölyem var. İstanbul’u çok seviyorum. İstanbul ve Zürih benim için çok özel...
2- Markanızın hikayesi nasıl başladı?
Çocukluğumdan beri modaya ilgim vardı. Diğer çocuklar çizgi film izlerken ben defileleri izliyordum ve oradaki şıklık, güzel kıyafetler beni çok mutlu ediyordu. Ben de onların bir parçası olmak istiyordum. Hatta kendimi odama kapatıp çarşaflardan ve havlulardan kıyafet yapıyordum. Liseyi bitirdikten sonra New York Parsons’a gitme fırsatı buldum ve orada girişimcilik, tasarım ve pazarlama kursları aldım. Daha sonra Londra’da Istituto Marangoni’de burs kazandım ve eğitimime devam etmek için Londra’ya geldim. Okurken Diane von Furstenberg, Erdem, Bottega Veneta, Felder Felder ve Hia Magazin’de staj yaptım. 2014 yılında ikincilikle mezun oldum. Sonra Zürih’e döndüm ve kendi markamı oluşturmak için çalışmalara başladım. 2018-2019’da Nana Gotti markasını kurup, ilk koleksiyonumu hazırladım. Akabinde pandemi başladığı için istediğim ivmeyi yakalayamadım. Fakat salgın biter bitmez, kaldığım yerden daha hızlı bir şekilde, yeni koleksiyonlar yapmaya başladım.
3- Zürih, Londra ve Paris’te tasarımlarınızı birçok ünlü isim giyiyor. Yurt dışında tanınmanız nasıl oldu?
Sosyal medyayı, özellikle Instagram’ı çok yoğun kullandım. Dünya çapında ünlü influencer’lara kıyafetlerimi gönderdim. İsviçre (Zürih), Türkiye (İstanbul, Alaçatı, Bodrum), İtalya (Bari ve Pompei), Amerika (Florida) ve İspanya’da (İbiza) satış noktaları açtım, koleksiyonlarım insanlara ulaşıp tanındıkça, influencer’lar benden kıyafet istemeye başladı. Bunlardan bazıları Bettina Looney, Lena Terlutter, Marta Sierra. Şarkıcı ve oyuncular arasında ise Christina Milian, Shannon Thornton, Brooke Burke, Julian Michaels var.
4- Kendi stilinizi nasıl yorumlarsınız?
Benim stilim bukalemun gibi; her ortama uyumlu, sürekli değişken, akılda kalıcı ve çarpıcı.
5- Mottonuz nedir?
Görüyorum, istiyorum, alıyorum.
Alışveriş tüyoları
Alışveriş alışkanlıklarımızın değişmesi lazım. Artık tüketicilerin, ürünlerin dokularını incelemesi ve alışveriş yapacakları markaları araştırması lazım... Mesela o marka çocuk işçi çalıştırıyor mu? Doğaya zarar veriyor mu? Gelin, bugüne kadar yaptığımız yanlışlardan ders alıp, alışveriş alışkanlıklarımızda değişikliğe gidelim. Öncelikle alışveriş yaparken alacağınız ürünlerinizle evdekileri eşleştirebiliyorsanız, alın demek istiyorum. Lütfen aşağıdaki altı maddeye önem verelim:
1- Az al, iyi al, uzun süre kullan.
2- Gereksiz alışverişlerini, paylaşma, değiştirme ve dönüştürme zamanı...
3- Hiçbir giysi ve ev eşyası ömrümüzün sonuna kadar bizimle olmak zorunda değil. Kiralama sistemini destekle ve sürdürülebilirliği yaşat.
4- İkinci eli yaşat. Hem paylaşıyorsun hem para kazanıyorsun hem de sürdürülebilirliği destekliyorsun.
5- ‘Yaşanabilir Moda’ kavramının sadece en yeni ve trend parçalardan ibaret olmadığını düşün.
6- Eskiden işitme, görme duyumuzla alışveriş yapıyorduk. Artık dokunma ve koklama duyusuyla alışveriş yapma zamanı... Ürünü dokunarak ve koklayarak alırsak, yaparsak çevreye zararını anlayacak tecrübede oluruz..