17.03.2021 - 11:37 | Son Güncellenme:
Gripin grubunun solisti Birol Namoğlu ve Aydilge, Milliyet Instagram hesabından canlı yayınlanan 'Melis Baştuğ ile Haftanın Konuğu' programına katıldı.
AYDİLGE
Birol Namoğlu ile 'Parmak İzlerin' adlı şarkı için bir araya geldin.
Benim için çok güzel bir anı oldu. Birol’a Covid'den dolayı geçmiş olsun dileklerimi iletirken bu konu tekrar gündeme geldi. Kötü gibi görünen olay çok güzel bir şarkıya vesile oldu, 'Parmak İzlerin' ortaya çıkabildi. Normalde konserlerimiz çok yoğun oluyordu ama pandemi dönemi şarkıya emek verebilme açısından iyi oldu. Ben besteyi yaptığımda hep Birol’un sesini duydum. Birol’un kendini rahat hissedebileceğini düşündüm çünkü daha hüzünlü, efkârlı bir hali vardır. Bu arada seninle olan yayınında Birol 'sözlerine salça olmama müsaade etti' dedi. Estağfurullah Birol çok iyi bir söz yazarıdır, hatta ‘ben bir iki hançer atayım mı sözlere?’ dedi. Ben de 'Birkaç kelime yetmez, gel bu şarkıyı birlikte yazalım' dedim. Gerçekten çok güzel katkıları oldu, ben de çok mutluyum.
Müzik piyasasında kendi söz ve besteni yapıyorsan avantaj sahibisindir. Peki bulunduğumuz dönemde?
Konserlerimizin olmaması bizi maddi ve manevi anlamda mahvediyor. Bu çok ciddi bir konu ve üzerinde konuşup konunun ciddiyetini örselemek istemiyorum ama manevi tarafı da bizi çok yıpratıyor. Kalbimizdeki o boşluk çok derinleşti her dönemde söz yazarı ve besteci olmak bizim en büyük kazancımız. Müzik piyasasına yeni giren genç arkadaşlarımıza da hep bunu söylüyorum; 'kimseye bağımlı olmadan lütfen yazın'. Benim ayakta kalabilmemin en büyük nedeni yazabilmem ve beste yapabilmemdir. Başkalarının bestelerine ve sözlerine bağımlı olduğunuz sürece hiçbir zaman o özgürlüğü hissedemiyorsunuz ve birilerine bağımlı oluyorsunuz. Özellikle kadınların toplumun her alanında susturulduğunu görüyoruz. Kadınların şarkılarını yazıp, kendilerini ifade etmelerini çok istiyorum. Kadınların seslerine bu toplumda çok ihtiyacımız var. Söz yazarı ve besteci kadınları artımız olarak görüyorum ve asla yazmaktan ve çizmekten vazgeçmememiz gerektiğini düşünüyorum.
Kadınlar konusunda hassasiyetini çok iyi biliyorum.
Bunu paylaşmak isterim. Geçenlerde bir röportaj sırasında içimden çıkıverdi, 16 yaşında yaşadığım taciz olayı. 16 yaşında flört ettiğim tatlı bir çocuk vardı, sahilde otururken biraz yakınlaşmak istedi ama bana dokunmasını istemedim. Bu bütün kadınların ve erkeklerin hakkı. Bizim bedenimiz bize ait. Kimsenin bize istemediğimiz şekilde dokunmasına izin vermek durumunda değiliz. Ben izin vermediğim için şiddete yönelik birtakım davranışlarda bulundu ve ben korkup eve gittim. Bunu aileme anlatamadım. Annem avukat babam doktor, baktığımızda eğitim seviyeleri yüksek ve anlayışla karşılayacak insanlar fakat biz kendi kendimize o kadar korkup korkutuluyoruz ki sanki ayıplanacakmışız gibi hissediyoruz. Ayıplanacak kişi karşı tarafken biz kendi kendimizi ayıplamaya ve susmaya mahkum ediyoruz. Bu dünyada psikolojik ve fiziksel tacize uğramayan kadın sayısı yok denecek kadar azdır. Bu anı içimden fışkırınca aklıma Birol ile söylediğimiz 'Parmak İzlerin' şarkısı geldi. Çünkü insanların birbirinin kalbinde bıraktıkları yara izlerini anlatıyoruz aslında. O kadar çok birbirimizin kalbinde yara bırakıyoruz ki o yara izlerini sanki suçlu bizmişiz gibi içimizde saklıyoruz. 'Nasıl şifalanabiliriz' dediğimizde ise anlatarak konuşarak kendimizi suçlu görmeden ifade etmemiz gerekiyor. Psikolojik destek alabileceğimiz vakıflar ve sivil toplum örgütleri var. Kadın, erkek fark etmeksizin hiçbir şeyden utanmayalım, çünkü utanması gereken bizler değiliz.
Yeni projeler?
Yeni bir yaz dizisi projesi var. Çalışmalara başladık diğer yandan TRT 1'de 'Benim Adım Melek' dizisinin jenerik müziği benim. Arada dizi için şarkı hazırlıyorum, o projem devam ediyor.
BİROL NAMOĞLU
Pandemi süreci senin için nasıl geçti?
Bu bir sene çok zor geçti. Mart ayında zaten kapandık, işler güçler derken ağustos ayında babamı kaybettim. Kasım ayında ise korona oldum. Zor bir sene oldu.
Şarkı buruk bir aşk hikayesini anlatıyor. Kendinize has yorumunuz, enerjiniz ve vokal uyumunuz ile 'Parmak İzlerin' nefis bir proje olmuş. Daha önce nerelerdeydiniz?
İki yıl önce konuşmuştuk biz bu konuyu. İkimizin de işleri konserleri derken tabi dalgaya düştük. Daha sonra benim hastalığımda tekrar konuşmaya başladık. 'Hadi yapalım' dedim. Hatta sağ olsun sözlerin bir kısmına 'salça' olmama da izin verdi. Keyifli bir iş oldu, Aydilge’nin emeklerine sağlık.
Yeni projeler?
Albüm her anlamda zor. Yapması, psikolojisi, satışı ve pazarlaması da zor. Single işine biz alışamadık da, insanlar alıştı. Sürprizi ben bozmuş olayım 26 Mart’ta Gripin’in 'Sevdiği Şarkılar Serisi' başlıyor. 26 Mart’ta Müslüm Gürses’in sesinden bildiğimiz Nilüfer’in cover’ı ile geliyoruz. Ardından mayıs ayında ise Gripin’in kendi bestesi olan şarkımızı çıkartacağız. Yeni düzene ayak uydurmayı başarıp her 1,5 ayda bir, yeni beste veya sevdiğimiz şarkı ile 2021 yılı boyunca sevenlerimizle buluşacağız gibi duruyor.
Müzik piyasasında psikolojik, manevi ve maddi anlamda güçlü durulması için yapılması gerekenler?
Maddi anlamda güçlü durmak pek mümkün değil. Maddi kısmıyla ilgili ciddi destek gelmesi lazım zaten durum ortada müzisyenlerle ilgili olarak aldığımız haberler çok kötü. Meslek birliklerimiz ve Kültür Bakanlığı'nın bazı yardımları oldu ama daha fazlası gerekiyor. Psikolojik olarak ise üretmekten başka çaremiz yok online konserlerimiz oldu, oluyor ama bütün müzik camiasına yetecek sayıda değil firmalar daha fazla bu işin içine girmesi gerekiyor.
Bir çift olarak kamera karşısına geçip 'Kısa Bir Ara' programını sunmaya devam ediyorsunuz. Birlikte çalışmanın getirdiği en büyük kolaylık ne oldu?
İşin en güzel yanı, aynı dili konuştuğumuz için programın çekimleri hızlı kolay ve eğlenceli geçiyor. Programa özel bir konuşma dilimiz oldu. Bunu yazıya dökmek ve canlandırmak daha kolay oluyor.
Hayatta hemen hemen her gün hayal kırıklığı yaşatabilecek yeni durumlarla karşı karşıya kalmak söz konusu olabiliyor. Üstesinden gelmek için neler yaparsın?
Gerçekleştirdiğim çok hayalim var. Çok uçuk değil de daha olabilir. Hayaller ile hayata devam ediyorum. Başkaları üzerinden hayaller kurmak yerine kendi yapabileceklerim üzerinden hayal kurmaya çalışıyorum ki hayal kırıklıkları da olmasın. Şu yaşadığımız çağda da hayallerimize en azından kendi bilgimize kendi gücümüze dayandırmamız gerektiğini düşünüyorum. Ne yapabiliyorsak yapalım, iyi niyetimizle yapalım, etrafımıza da hep iyi niyetli insanlar çıksın.