Paris Moda Haftası tüm hızıyla sürerken, sizi tekrar Milano’ya götüreceğim; müthiş bir
Zira çanta askılarının kullanımında yaratılan fonksiyonellik, markanın hayranı olup kendisine göre klasik bulan genç kitleyi kucaklar nitelikte. Her bir çantayı mücevher gibi gören kıymetli işçilik ve malzemeye yer veren marka bu sezon adeta bir kutlama havasında. Öyle ki, ikonikleşmiş koleksiyonları ‘Serpenti’ ve ‘Bvlgari Bvlgari’yi yepyeni dokunuşlarla hayatımıza sokuyor. Favorim ‘Serpenti’ koleksiyonunun kamuflaj desen dokunuşlarıyla yeniden hayat bulduğu ‘Serpentage’ modeli! Gerçekten nefes kesen bir mücevher gibi. Bir diğer favorimse, limited edition olarak piyasaya sürülen ‘Serpentissimi’. Siyah ve beyazın hakimiyetindeki bu büyüleyici modelden dünyada sadece 130 tane var. “Çantamın da mücevherlerim gibi özel ve kıymetli olmasını istiyorum ama onu günlük yaşamımda da rahatlıkla kullanabilmeliyim” diyorsanız yeni koleksiyonunu beklemede kalın!
Nice 30 yıllara!
Hogan deyince ilk söyleyebileceğim, İtalya’daki dostlar ve aile… Gerçekten müthiş bir ekip! Sonrasındaysa her sezon kendini ne kadar geliştirdiği. Aslında trendlere uyan, onları takip eden bir marka değil. Kendine ait bir çizgisi var ve onu devam ettiriyor. Fakat bunu yaparken yenilikçi olmayı da elden bırakmıyor. Rahatlığı,
markanın temeline koyuyor ve ayrıca gösterişli olunabileceğini de her sezon ortaya çıkardığı yüksek kalite ürünlerle ispat ediyor. Bu yıl Hogan için ekstra özel çünkü 30’uncu yılını kutluyor. Yeni sezonda renkler ve desenlerle ayaklarımızı yerden kesecek olan Hogan’ın en gözde modeli H320. Şimdiden radarınıza alın.
Paris Moda Haftası’ndan sevdiğim detaylar
Anthony Vaccarelo’nun Yves Saint Laurent’in DNA’sından izleri ve kendi imza detaylarını harmanlayarak ortaya çıkardığı yorumu ve özlediğimiz ‘Y’ harfinin başı çektiği o YSL topuklu stilettoları, Christian Dior’un, tarihinde yer alan ilk kadın kreatif direktör Maria Grazia Chiuri ile ortaya çıkan koleksiyonu çok beğendim. Çünkü bu kez Dior’un alıştığımız ladylike stilinden, masalsı kadınından farklı, gerçek bir kadın gördük. İşte bu da Chiuri’nin dokunuşuyla oldu. “Tek bir kadın tipi olamaz” mesajıyla son derece modern bir feminenlik sunan Chiuri’nin önünde saygıyla eğiliyorum.
Balenciaga,Demna Gvasalia’nın kreatif direktörlüğünde ortaya çıkan koleksiyonda; Fas’tan ilhamla tasarlanan puf çantaları, 80’lere gönderme yapan omuz detaylarını ve broşları çok beğendim.
Celine’in konuşan silüetlerini ve layer etkiyle yarattığı güç ve yalınlık birliğine bayıldım. Phobe Philo, silüetlerle yarattığı oyunu, Yves Klein’in 1960 tarihli ‘Anthropometrie de l’époque bleue’ eserinde yer alan elektrik mavi vücut siluetiyle taçlandırıyor.
Stella McCartney’nin her zaman bayıldığım silüetine bir kez daha hayran kaldım ve yüksek bel pantolonlarını şimdiden alışveriş listeme ekledim.
Haftanın Moda Filmi:
Yves Saint Laurent 5 Avenue Marceau 75116, Paris