Asena Sarıbatur

Asena Sarıbatur

asenasaribatur@hotmail.com

Tüm Yazıları

CANNES KIRMIZISI
Cannes… Kalite, lüks, şıklık deyince ilk akla gelen yerlerden. Bunda tabii ki bölgenin simgesi haline gelen Cannes Film Festivali’nin payı büyük. Dünyaca ünlü isimlerin kırmızı halıda boy gösterdiği festivalin 69’uncusu geçen hafta başladı ve hâlâ devam ediyor. Kırmızı halıda şıklık yarışı vardı diyemeyeceğim çünkü açık ara önde olan bir isim vardı: Blake Lively. Enerjisi, kendine güveni ve doğru elbise tercihiyle festivale damga vurdu. Atelier Versace ve Vivienne Westwood elbise tercihleri, doğal saç ve makyajı, güleryüzüyle hem kariyerinde hem de kırmızı halıda daha birçok başarıya ‘gebe’ olduğunun sinyallerini veriyor Lively.

Haberin Devamı

GÜZELLİĞE YENİ YORUM

Masmavi gözler, kalın dudaklar, kusursuz saçlar, pürüzsüz beyaz bir ten… Tüm bu detaylar yıllarca süregelen güzellik tanımının gereklerini oluşturuyordu. O yüzden bütün reklam kampanyalarında bu tanıma uyan modeller yer alıyor, podyumlarda bu özellikteki modeller boy gösteriyordu. Ve yine bu sebeple tüm kadınlar, bütün genç kızlar ‘güzel’ tanımına uymak için bıçak altına yatıyordu ve hâlâ da yatıyor. Son dönemde ise bu anlayış değişime uğramaya, farklı görünümleriyle dikkat çeken modeller ikon haline gelmeye başladı. Yine birçok markanın kampanya çekimlerinde kalıpları yıkan bir güzellik anlayışı hakim olmaya başladı. Benim de blog’um için proje yaptığım Yves Saint Laurent, YSL Beauty elçiliğine yeni bir isim getirdi. Saçları, farklı yüz şekli, kendine has makyaj stili ve aksesuar seçimiyle gerçekten dikkat çekici bir isim o: Zoe Kravitz. Artık güzellik demek; farklı olmak, kendine özgü bir stile sahip olmak, doğal olmaktan geçiyor. Kusursuz, yapılı bir yüz, kuaförden çıkmış gibi görünen yapılı bir saç artık sıradan! Bu yolda ve bu algıyı oluşturma sürecinde markalara büyük rol düşüyor. Yves Saint Laurent gibi bu bakışa sahip markaların diğerlerine ilham olması dileğiyle...

GÜÇLER BİRLİĞİ

Moda ve güzellik dünyasının olmazsa olmazlarındandır moda dergileri. Sayfaları arasında gezerken mest olduğum, editörlerin yazılarından çok şey öğrendiğim, çekimlerinden ilham aldığım dergiler yıllar sonra benim de işimin temeli oldu. Tüm dünyada büyük öneme sahip olan, moda sektörünün, markalaşmanın temelini oluşturan dergilerin ayakta kalmasını sağlayan yine markalar. Dijital dünyanın gelişmesiyle ayakta kalmak konusunda zorluk yaşayan dergicilik Türkiye’de de, dünyada da tüm pozisyonlarıyla gerçekten çok zor bir iş.
Her sayı için sayfalarca okuyan, araştıran, çeviri yapan, baskı öncesi sabahlayan editörler; markalarla projeler yapan, tüketiciyle direkt buluşması için aracı konumunda olan blogger’ları pek sevmedi. İşini layıkıyla yapmayan isimler, bu karşı duruşu ne yazık ki haklı kıldı. Fakat gün geçtikçe bu isimler eleniyor. Artık dergilerle iş birlikleri,
omuz omuza bir duruş tercih ediliyor. Dergicilik bitsin dijitale dönülsün diye değil, tam tersi bitmesin daha da güçlensin diye. Bu da dergi, marka, blogger iş birliğiyle daha da kolaylaşıyor. Bestyle Magazine, All Dergisi bu birlikteliğin gücünü fark edip destekleyen dergilerin başında geliyor. Sosyal medya gerçekten markalar için çok önemli. Bunu doğru kullanmak, başarılı projeler üretmek gerek. Hep birlikte, omuz omuza! Sektör devam etsin, dergiler kalınlaşsın, yazı hep kalsın diye! Haftanın Moda Kitabı: Dressing For The Dark, Kate Young, Assouline.