Her yıl Türk moda dünyasına genç yetenekler kazandırarak sektörün sürdürülebilirliğine önemli katkı sağlayan Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması, bu yıl 25’inci yaşını kutluyor. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından Ekonomi Bakanlığı’nın destekleriyle gerçekleştirilen yarışmada, ilk üçe girenler para, yurt dışında eğitim gibi hem sektörel hem de kendi vizyonlarını geliştirmek anlamında gelişmelerine büyük katkı sağlayacak imkanlar kazanıyor.
Bugüne kadar yarışmayı kazananlar arasında; Bahar Korçan, Özgür Masur, Zeynep Tosun, Hakan Yıldırım, Özlem Kaya ve Gül Ağış gibi çok değerli isimler var. Bu yıl da 10 finalistin değerlendirilmesiyle belirlenecek olan kazananlar, önümüzdeki yılların çok önemli tasarımcıları olacaklar eminim ki. Sektör için çok önemli olan yarışmanın gala gecesi 16 Mayıs’ta.
Modanın en güzel hali
Sürdürülebilirlik demişken, -asıl anlamıyla- H&M’den bahsetmeden olmaz. Sedir dergisinin bahar sayısına, ‘en yeniler’ sayfasını hazırlarken, baharın tazeliğini en dikkat çekici şekilde yansıtan koleksiyon olarak bahsetmiştim H&M’in sürdürülebilirliği yansıtan Conscious Koleksiyonu’ndan. Fakat sadece uçuş uçuş bir elbise paylaşmıştım görsel olarak ve koleksiyon için meraktaydım. Natalia Vodianova’nın yer aldığı kampanya çekimlerinde koleksiyon, ne kadar iddialı olduğunun sinyallerini veriyordu. Ve tabii ki bizi yanıltmadı. Renkler, tasarımlar, göz alıcı elbiseler ve sürdürülebilir materyallerden oluşan doğa dostu bir koleksiyon. Daha ne olsun? 22 Nisan’ı bekleyin!
Der-liebling
Daha önce tanışmadıysanız çok şey kaçırdığınızı ifade edebilirim. Tasarımcısı Banu Kent’in yarı Alman genleri ve Amsterdam’daki moda eğitiminin izlerini, o Avrupa cool’luğunda yakalıyorsunuz. Ama sadece o kadar değil; tasarımcının el işçiliği konusunda en iyi ustalardan eğitim aldığı Kapalıçarşı’nın etkisini, müthiş işçilikte fark ediyorsunuz. Sadece bu detaylar ya da Banu Kent’in dünya tatlısı bir insan olması, İstanbul’un en kıymetli yerlerinden Serdar-ı Ekrem’de markayı çok iyi anlatan bir showroom’un varlığı değil, markaya karşı duyduğum hayranlığın sebebi...
Banu’nun gezgin ruhu, farklı kültürlerden aldığı ilhamı çok doğru şekilde yansıtan gözü... Benim de bir noktadan kökenimin dayandığı Fas, buna rağmen henüz gidemediğim ve çok ilgi duyduğum bir yer. Bu kültüre ait olan aksesuarlara ve hatta bazı kıyafetlere ve renklere de hayranım.
İşte der-liebling de birkaç sezon önce Fas kültürünün en önemli parçalarından olan ‘babouche’ları kendi renk, desen ve kumaş seçimiyle revize ederek bugüne uyarladı. Bu sezon daha farklı bir kumaş ve çeşitli desen türleriyle yine aramızdalar. Sokak modasının önemli parçalarından olacaklar bu sezon diye düşünüyorum ve ekliyorum:
Yaza en çok yakışan şey o esinti ve otantiklik. Ben heyecanla bekliyorum, siz de takipte kalın.
Haftanın Moda Haberi: Ünlü stylist Edward Enninful, İngiliz Vogue’un genel yayın yönetmeni oldu.