03.02.2013 - 21:38 | Son Güncellenme:
U. Kaan Altın/kaan.altin@milliyet.com.tr
...Anadolu’nun eşsiz lezzetlerini İstanbul’a taşıyorlar. Çok da iyi yapıyorlar
İnternet sitelerine uzunca bir manifesto koymuşlar. Buradan bir alıntıyla başlayalım ki Kiva’ın güzelliğini anlamamız kolaylaşsın: “İstanbul! Bir küçük Türkiye ama koca bir dünya... Tüm bu çeşitliliğin içerisinde eksik kalan bir yanımız var; Anadolu halk mutfağı. Yani birçoğumuzun aile mutfağı, anne yemeği, çocukluk anısı, özlemi, arayışı... Binlerce yıllık Anadolu mutfağının temsilcisi olabilmek büyük bir iddia. Bu iddiaya kimse tek başına sahip olamaz. Ancak Kiva’ın ortaya çıkış amacı, Anadolu’dan gelen, büyük şehirlere yayılan bu kültür mozayiğini, etnik özellikleri de içine katarak yansıtabilmek.”
İşte Kiva’nın hikayesi, ocak 2008’de böyle başlamış. Kentin yüzyıllara direnen tarihi Galata Meydanı’nda, tarihi bir handa konuşlanmışlar. Başlangıçta yemekleri bir parça yadırganmış ama kısa sürede keşif başlamış. Turistler gelmiş önce, sonrasında iyi yemeği izleyen herkes. “Adı, UNESCO’nun dünya kültür mirası listesinde yer alan Özbekistan’ın Kiva şehrinden geliyor” diyelim ve tadıma başlayalım bu uzun girizgahtan sonra.
Çorbayla başlayın yemeğe
Anadolu mutfağı denince tabii önce çorba akla geliyor. Hafif karın atıştırdığı geçen pazar gittiğim Kiva’da yemeğe tarhana çorbasıyla başladık. Farklı bir tarhanaydı içtiğimiz. Yoğurtlu, daha çok yayla çorbasını andıran. Sıcak sıcak iyi geldi. Ardından Maraş yöresinden ekşili köfteden tattık. Bulgur köftelerinin, az nohut ve kaliteli salçayla buluşması hoş. Mönüde mevsimine göre sıcak ya da soğuk öyle çok çorba çeşidi farkı, birini seçip sadece bununla bile karnınızı doyurabilirsiniz.
Ama böyle yapmayın! Sırada soğuklar var zira. Ege’nin Şevket-i bostanından Hatay’ın meşhur zahter salatasına, yeni Ege’den gelen kaya koruğundan humusa, zeytinyağlı kerevizden Sivas’ın ilk kez tattığım ve çok beğendiğim yoğurtlu dövmesine çeşit çeşit tabak sizi bekliyor. Her biri lezzetli, hafif.
Dolmalar iştah açıcı
Mutfağımızın bir diğer vazgeçilmezi dolmalar geliyor sonra. Tokat’tan etli yaprak sarma, Antep’in eşsiz kuru patlıcan dolması, yine Tokat’tan erikli yavan sarma, al biber dolması, soğan kebabı derken gözümüz kadar midemiz de bayram ediyor.
Mönü o kadar zengin ki, daha dolmaları bitirmeden bu kez Samsun yöresinden pırasa çullama ve Güneydoğu’nun farklı lezzeti bumbar servis ediyorlar. Hatay’ın oruğunu da unutmamalı. Sini oruğu, tam kıvamında, bol yağlı, bol kıymalı ama mideyi yormuyor. Tıpkı bumbar gibi.
Kendiniz deneyin
Artık yiyecek yerimiz kalmadı ama dinleyen kim? En azından ana yemekte tek bir tabak alıyorum. Yine ilk kez tattığım pehli, çok ama çok lezzetli. Tokat yöresinin bu yemeği, tereyağlı az nohutlu pilav üzerinde kuzu tandır diye özetlenebilir. Kuzu iyi pişmiş, lezzetli. Pehli’nin sunumu da çok şık.
Tatlılar da ayrı bir nefasette. Urfa usulü un helvası, Antakya’nın turunç, ceviz, patlıcan ve incir tatlısı, sakızlı muhallebi... Hepsi birinci sınıf.
Kiva’yı anlatmak kolay değil çünkü bu küçük yazıya sığmayacak kadar geniş, derin bir mutfakları var. İyisi mi siz bir gün yolunuzu Galata’ya düşürün, bu farklı lezzetleri kendiniz deneyin. Pişman olmayacaksınız.
FiYATLAR YORMUYOR
Kiva’nın fiyatları makul. Çorbalar, 6 TL civarında. Mezelere de 6-7 TL yazıyorlar. Sini oruğuyla bumbar dolması 14, pehlihin ederi de 24 TL. Mekanda içki servisi de var, hatırlatalım.
Adres: Galata Kulesi Meydanı, No: 4
Tel: 0 212 292 98 98 www.galatakivahan.com