Çok değil, birkaç yıl önce, “Dünya çapında yapılacak bir anket sonucunda ‘En güzel 100 kadın’ arasına bizim yıldızlarımızın da gireceği günleri görecek Türkiye” deseydi, inanan çıkar mıydı ona?
Onu bilemem, ama günümüzün gerçeği şu:
ABD merkezli TBWorld, 2016 yılında dünyanın en güzel 100 kadınını belirlemek için bir anket yaptı.
Portal, kullanıcılarına 431 aday önerdi.
Gelen 60 milyon oy, 2016’da dünyanın en güzel 100 kadınını belirledi.
Alexandra Daddario’nun birinci olduğu oylama sonunda malum, bizden de beş kadın yıldız listeye girdi. İşte o yıldızlar ve listedeki yerleri:
17. Tuba Büyüküstün
40. Meryem Uzerli
80. Hazal Kaya
84. Fahriye Evcen
88. Serenay Sarıkaya
4 ortak özellik
Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur, 100’e giren güzelleri inceleyip, ortak özelliklerini belirledi:
“100 kadının kimi sarışın, kimi esmer, kimi renkli gözlü, kimi kömür gibi kara bakışlı. Bazısının burnu yamuk, bazısının sıra dışı hiçbir norma uymayan bir güzelliği var. Ama bu 100 kadının toplamda birleşen dört özelliği sabit. Hepsinin dikkat çekici bakışları, dolgun, gür sağlıklı saçları, muhteşem, pürüzsüz cilt yapıları ve dikkat edin taze ve dolgun dudakları var.”
Estetik değerler açısından durum bu olabilir.
Türkiye’den beş ünlünün bu listeye girmesinin asıl sebebi bence şu:
Hepsi dizi yıldızı…
Beş kadının oynadığı diziler dünyanın dört bir yanında yayınlanmasa girebilirler miydi bu listeye?
Hayır…
Kullanılmayan güç
Sanal alemdeki anketler her türlü manipülasyona açık. O nedenle başka bir mecrada yapılacak aynı anket daha başka bir tablo koyabilir ortaya…
İşin bu boyutu bir yana, dizilerimiz Türkiye’ye döviz getiren bir ihracat kalemi olmanın ötesinde yerli dizilerin yıldızlarını evrensel birer marka da yaptı aynı zamanda…
Meryem Uzerli’nin oynadığı “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”dan izin alıp çıkardığı ürünleri tanıtmak için Arap ülkelerine gitmesini sağlayan güç, ‘Muhteşem Yüzyıl’da canlandırdığı “Hürrem Sultan”dır…
Bugün Türkiye’nin elinde sadece bu isimler değil, dizilerimizin başrollerinde oynayan birçok isim var.
Maalesef bu “Soft power – Yumuşak güç”ten yeterince yararlanamıyor Türkiye…
SİNEMA DAYANMAYAN HAKKARİ VE SALON TEKELİ
Hakkari’nin toplam nüfusu 276.287… Bu nüfusun 150.779’u şehirlerde, diğerleri kırsalda…
Hakkari’deki tek sinema 2010 yılında Yılmaz Erdoğan’ın “Vizontele Tuuba”sından sonra kapandı.
Birkaç yıl sonra Hakkari’de açılan sinema da aynı kaderi yaşadı.
Hakkari bir kez daha sinemaya kavuştu, hem de devlet eliyle…
Hakkari Valisi Cüneyit Orhan Toprak ve il protokolünün açılışını yaptığı sinemanın da zamanla kapanıp – kapanmayacağını kestirmek zor.
Hakkari’deki sinema salonunun devlet töreniyle açıldığı gün Türkan Şoray, sinema salonlarındaki tekelleşmeye dikkat çekip, şöyle bir açıklama yaptı:
“Çok büyük haksızlıklar yaşanıyor sinema sektöründe. Maalesef bir tekelleşme var. O yüzden sinemayı tamamen bırakabilirim.”
Bir taraftan 150 bin kişinin yaşadığı il, bir sinema salonunu yaşatamıyor, diğer taraftan sinemaya bir ömür veren “Sultan”, salon tekelinden dert yanıyor. Nedense herkes bu duruma kayıtsız kalıyor. Akıl alır gibi değil!
GÜNÜN SÖZÜ
İnsanlar ne kadar zeki olursa olsun, sevdiği kişinin bir sözüne kanacak kadar aptaldır. (Jean-Christophe Grange)