Yerli yapım animasyon filminin ilkini 1 milyon 800 bin kişi seyretti. Serinin ikinci filmi 27 Aralık’ta vizyona girdi ve bir haftada seyirci sayısı 956 bin
540 oldu.
2018 yapımı ‘Rafadan Tayfa Dehliz Macerası’nın toplam hasılatı 20 milyon 400 bin TL’ydi, ‘Rafadan Tayfa Göbeklitepe’
ise bir haftada 16 milyon 400 bin TL hasılat yaptı.
‘Rafadan Tayfa’; çizgi karakterlerle mahalle yaşamı, dayanışma, dostluk üzerine komik ve eğlenceli bir TRT Çocuk dizisi.
Ekibinin 12 bin yıllık geçmişiyle ‘tarihin sıfır noktası’ olarak nitelendirilen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe macerası sinemada rekor kırdı.
Göbeklitepe’nin 412 bin 378 kişiyi ağırlayarak rekor kırdığı yılda vizyona giren ‘Rafadan Tayfa’nın bu kültürel mirasımızı şimdiden 1 milyona yakın çocuğa tanıtması takdir edilmesi gereken bir başarı. TRT yöneticilerini, yönetmen İsmail Fidan, senarist Ozan Çivit başta olmak üzere ‘Rafadan Tayfa’ ekibini kutluyorum.
Bu vesileyle Varol Yaşaroğlu’nun da hakkını teslim etmem lazım. Çünkü onun çizdiği ‘Kral Şakir Korsanlar
Diyarı’ da 13 haftada 2 milyon 107 bin 636 seyirciye ulaştı ve 34 milyon 200 bin TL hasılat elde etti. Yerli animasyonların
bu denli başarı elde etmesi, Türkiye adına sevindirici bir gelişme.
SİNEMADA SEYİRCİ AZALDI, GELİR ARTTI!
Boxoffice Türkiye’nin verilerine göre 2019 yılında sinemaya giden seyirci sayısı, bir yıl önceye göre yüzde 15.7 azaldı. 2018’de toplam seyirci sayısı 70 milyon 409 bin 779’du. 2019’da kesilen bilet sayısı 59 milyon 381 bin 742 oldu.
Sinemalar bir yılda 11 milyon seyirci kaybederken yıllık toplam hasılat yüzde 9 arttı. Çünkü yapımcılarla yaşanan krizden sonra sinemalar biletlere zam yaptığı için 2018 yılında 896 milyon 144 bin 936 TL olan toplam hasılat 2019’da 977 milyon
44 bin 936 TL’ye yükseldi.
SOSYAL MEDYA, MUTLULUK ALANI MI?
Nazım Hikmet, Abidin Dino’ya mutluluğun resmini çizdiremedi ama Kalust Şalcıoğlu, her biri kendi alanında uzman 17 kişiye günümüzün ‘Mutluluk Rehberi’ni yazdırdı.
Kimler mi onlar?
Ali Murat Kırık, Aslı Şafak, Birol Güven, Cemalnur Sargut, Ender Saraç, Hande Kazanova, İpek Darga, Kemal Nuri Özarkan, Korkut Ulucan, Mehmet Öz, Mehmet Zihni Sungur, Serhat Yabancı, Sırma Belin, Sinan Canan, Tayfun Doğan, Timur Yılmaz ve Uğur Batı.
Doç. Dr. Ali Murat Kırık’ın ‘Sosyal Medya ve Mutluluk’ başlığında yazdıkları bana çok tanıdık geldi. Sosyal medyanın en çok öğrencileri etkilediğine dikkat çeken Kırık’ın bu konuda yazdıkları şunlar:
“Sosyal paylaşım ağları ve uygulamaları tarafından en çok bağımlı hale gelen ve onlardan etkilenen kitleler öğrenciler. Araştırmalara göre çoğu genç sosyal medyada günde ortalama 7-8 saat geçiriyor. Çünkü onlara göre sosyal medya bir mutluluk sahası. Dünya Mutluluk Raporu’na göre, artan sosyal medya kullanımıyla birlikte gençlerin genel mutluluğu azalmaya başlamıştır.”
Sosyal medyanın insanları mutsuz ettiğine dair tezlerde artış olduğunu vurgulayan Kırık, bunun sebeplerini ise şöyle açıkladı:
“Sosyal medyada bir oyun oynuyoruz. Belki de kendimizi olduğumuzdan farklı sunuyoruz. En çok beğenilen veya yorumları almak için en iyi video’ları, fotoğrafları kullanıyoruz. Hayatlarımızı sürekli diğerleriyle karşılaştırdığımız bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlar nadiren günlük mücadelelerini sosyal medyada paylaşıyor. Mücadelelerimizi değil, hayatımızın en iyi bölümlerini sergilemeye çabalıyoruz. Bu da gerçeklik duygusunun ortadan kalkmasına, sahte mutlulukların ortaya çıkmasına neden oluyor. Yani aslında gerçek anlamda mutlu olamıyoruz.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Çektirilen acı havada kalmaz, çektirenin başına düşer.” (Mevlana)