“Hayatımın en mutlu anını yaşıyorum. Kültür merkezine adımın verilmesi bana onurların en büyüğünü yaşattı. Bana bu onuru yaşatanlara çok teşekkür ediyorum. Ölmeden bu güzelliği yaşamak herkese nasip olmaz.”
Bir sanatçının hayattayken bu onuru yaşaması önemli. Çünkü, günümüzde şöhret olmak kolay, ama aynı ölçüde itibar sahibi olmak zor. Türk Sineması’nın Sultan’ı, bunu başaran ender sanatçılardan biri… “Sultan”, filmleriyle kazandığı şöhrete ve saygınlığa, günübirlik küçük menfaatler uğruna helal getirmedi.
DEMET AKALIN’IN ANLAMLI KONSERİ
Bostancı Gösteri Merkezi’nde bir yıl içinde beş konser vermek, her şarkıcının harcı değil. Ülkemizde iki elin parmaklarını geçmez bunu başaracak şarkıcı sayısı… Düne kadar hakkında, “O konser şarkıcısı değil. O ancak beach clublarda, discolarda, barlarda playback yapar” denilen Demet Akalın’ın bunu başarmasına ne demeli?
Elbette ki her şarkıcı için ses ve sahne performansı önemli. Bostancı Gösteri Merkezi’ni 10 ay içinde beş defa doldurabilecek dinleyici potansiyeline sahip olmak da önemli bir meziyet. O da Demet’te var…
Akalın, BGM’de verdiği son konserde, bir konuda daha kendisini eleştirenleri mahcup etti.
BGM’deki konser, iki vatan evladının Tunceli’nin dağlarında donarak şehit olduğu güne denk geldi. Milliyetçi duruşuyla tanınan Akalın, konseri iptal edip, etmemeyi çok düşündü ve konserden elde edilecek tüm geliri Mehmetçik Vakfı’na bağışlamaya karar verdi. Şarkıcı, bu kararını dinleyicilerine açıklarken gözyaşlarını tutamadı.
“Demet Akalın, öyle bir günde konser verdiği için tepki çekmemek adına bunu yaptı” diyenler olacaktır, varsın olsun. Sonuçta o para Mehmetçik Vakfı’nın kasasına girdi mi? Girdi.
ÖYKÜ KİTABININ TELİF GELİRİ DARÜŞŞAFA’YA
Oyuncu Engin Akyürek, “Sessizlik” adlı bir kitap yazdı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü mezunu oyuncunun kitabında 21 öykü var… Akyürek, öykülerinde okurlarını, insanların birbirlerini gözünün içine bakarak tanıdığı, dertleşerek anlaştığı, konuşarak dokunduğu yıllara götürüyor.
Kitaptaki öykülerin tümü, rezidansların mahalle kültürünü yok etmediği, çocukların bilgisayarlarda sanal oyunlar değil, sokaklarda gerçek oyunlar oynadığı, boş arazilerde top peşinde koştuğu, bayramların bayram gibi kutlandığı yıllarda geçiyor.
Akyürek, Doğan Kitap’tan çıkan ve 25 liradan satılan kitabından elde edeceği tüm telif gelirini Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışladı. Akyürek’in ilk kitabında unuttuğumuz değerleri hatırlatması, telif gelirini Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlaması, birçok ünlünün “Rabbena hep bana” dediği bir dönemde çok önemli. Kutluyorum Akyürek’i…
Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun.
GÜNÜN SÖZÜ
Eğer sen kusursuz olsaydın, başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya bu kadar meraklı olmazdın. (Anton Çehov)