Cem Yılmaz’ın Hello!’ya verdiği söyleşiyi okurken vurgu yaptığı bir konu ilgimi çekti.
Yılmaz’ın, “Bugün gençlerin tanınmak, tanınır olmakla ilgili bir arzusu var. Halbuki tanınır olmaktan ziyade itibarlı olmanız, karşı tarafta nasıl bir duygu yarattığınız önemli” sözü üzerinde uzun uzun düşündüm, ‘Türkiye’de şöhreti kadar itibarlı kaç ünlü var?’ diye...
İtibarsız şöhretleri yazsam, köşem yetmez, ama şöhreti kadar itibarı da olanları sıralamaya kalktığımda bulduğum isimler iki elin parmakları kadar bile değildi.
Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın, Nebahat Çehre, Şener Şen, Perran Kutman, Haluk Bilginer ve Tarkan ilk aklıma gelen isimler.
‘Akil insan’ oluncaya kadar Kadir İnanır, Orhan Gencebay ve Hülya Koçyiğit’in yanı sıra birçok ünlü düne kadar bu gruptaydı. Toplumdaki kutuplaşmadan sanat dünyası da nasibini aldı; Sezen Aksu, Cem Yılmaz ve Sıla gibi isimler bile çeşitli gerekçelerle ötekileştirildi.
Mustafa Ceceli ve Murat Başoğlu gibi ciddi itibar kaybedenlerin yanı sıra maalesef sırf kendi gibi düşünmüyor diye seslerini, oyunculuklarını beğendikleri sanatçılara sırtını dönen geniş kitleler var.
O nedenledir ki, bundan böyle Türkiye’nin yeni ünlülerini bekleyen kader şudur:
Toplumsal meselelerde tavır aldıklarında, bir laf ettiklerinde veya bir tweet attıklarında belli bir kesimin gözdesi, diğer kesiminse gözden düşeni olmak... Tıpkı bugünkü ünlüler gibi...
MESLEKLERİNE İHANET EDENLER
Düne kadar sosyal medyasında sadece eski yıldızların hastalık veya ölüm haberlerini duyuruyordu. O yüzden de adı ‘felaket tellalı’na çıktı.
Yazdıklarından ‘yalan’ çıkanlar da oldu, ama nedense kimse bunu dert etmedi.
“Yılbaşında Milli Piyango’da çeyrek ikramiye bana değil ona isabet etti” diye tanıttığı ‘talihli’ değil, ‘dolandırıcı’ydı ama bu, ‘kaynak kişi’ olmasını engellemedi. Çünkü ‘yalan’, ‘gerçek’ten cazipti, daha çok okundu.
RTÜK’ün TV kanallarına yazı gönderip, magazin programlarını kaldırdığını yazdı, medya buna da balıklama atladı.
Star TV’nin tüm magazinleri kaldırmasını yazısına dayanak yaptı, yine yanıldı, yine yanılttı. Zira bu, yeni yönetimin günler öncesinden verdiği bir karardı.
RTÜK, böyle bir tebligat yapsa Show TV, Kanal D, TV8 ve Beyaz TV ara vermeden magazine devam edebilir mi?
TV2 yönetimi ‘2. Sayfa’yı başlatacağını açıklar mı?
İzdivaçların kaldırıldığı dönemi hatırlayın. RTÜK, kanal yöneticilerine bu programları kaldırmalarını sözlü olarak tebliğ etti. TV yöneticileri, bunu yazılı istediğinde yasal dayanağı olmadığı için RTÜK yapamadı.
Son olarak bazı radyoların Mustafa Ceceli’ye ambargo koyduğunu yazdı. Birçok internet sitesinin alıp kullandığı bir iddiayı, adı geçen tüm radyolar yalanladı.
Peki kim bu yalanlanan haberlerin kaynağı?
Duyduklarını yazan şarkıcı Onur Akay... ‘Halk gazeteciliği’ yapan birinin yazdıklarını teyit etmeden ‘haber’ diye paylaşanlar, haberciliğe ihanet ettiklerini ne zaman anlayacak?
JODIE FOSTER, BU NE HIRSTIR?
İzmir’den İstanbul’a dönerken, Skylife’da Barbaros Tapan’ın Jodie Foster’la söyleşisini okudum. Hollywood’ın aynı filmleri tekrar tekrar çekmesinden sıkıldığı için suç ve bilim kurgu tarzındaki ‘Hotel Artemis’te oynadığını açıklayan Foster, “80’lerimde bile oyunculuk yapmak için sabırsızlanıyorum. Çünkü o yaşlarda bile devam edebileceğiniz bir iş bu” dedi.
55 yaşındaki oyuncu, aynı söyleşide son filmindeki rolün kendisine gelmediğini, Jean Thomas’ı kaptığını şöyle itiraf etti: “Senaryo gizemli bir şekilde elime geçti ve daha duyurulmadan ben onları aradım.”
GÜNÜN SÖZÜ
Hiç kimsenin mecburi istikameti değilim, kimse de benim çıkmaz sokağım değil. (Walter Bagehot)