SENARYOLARI ÇALINDI ONLAR DA FİLMİNİ YAPTI
“Televizyon kanalı senaryo çalar mı?” başlıklı yazıyı kaleme alırken, “Benim de başıma şöyle bir olay geldi” şeklinde bir yığın e-posta alacağımı tahmin etmiştim, ama bu kadarını da beklememiştim.
Yazdığı veya yazdıkları senaryonun kimler tarafından nasıl çalınıp çekildiğine dair 100’e yakın e-posta aldım birkaç gün içinde.
Televizyon kanalı veya yapımcının ismini açık açık yazanlar da var, “Kanalın ve yapımcının adını versem, sadece onlar değil, diğerleri de bana kapıyı kapatır” notuyla adres vermekten kaçınıp, olayın detayını anlatanlar da…
Senaryolarının çalındığını iddia edenler dışında, “Keşke isimlerini açıkça yazsaydın” diye e-posta atanlar da oldu. O isimleri niye açıklamadığımı yazdığım için aynı şeyleri tekrarlamaya gerek yok.
Televizyon dünyasında senaryo hırsızlığının nasıl yapıldığını merak edenlere bir film tavsiye edebilirim ama…
Ekin Akçay’ın yönettiği ‘Piyasadan Büyük Alacağımız Var - Maddi Manevi’ adlı film vizyondan kalktı, ama DVD’si çıktı.
İSTANBUL HİLTON’A MİLLİYET DAMGASI
Okumam gereken bir hayli kitap birikti yine masamın üzerinde. Talha Uğurluel ile Cansu Canan Özgen’in ‘Osmanlı’nın Şifreleri’, Arif Keskiner’le M. Melih Güneş’in hazırladıkları ‘Nazım’ın Evinde Vera’nın Sofrasında - Nazım Hikmet’i, Mert Dedecioğlu’nun ‘Atarlı Evliya’sı, Meta Akkuş’un şiir kitabı ‘Aşktan Ötürü’, Ece Gamze Atıcı’nın ‘Edepsizin El Kitabı’, Esra Ö. Erdoğan’ın ‘Uyan Aç Kalbini’, Ülker Uzun Polat’ın ‘Nefesini Keşfet’i ve Mehmet Altun’un ‘İstanbul Hilton’u…
İstanbul Hilton’un 60’ıncı yılı nedeniyle hazırlanan kitabı bir solukta okudum. 1955 yılında hizmete giren Hilton’da benim de birçok anım var çünkü. Magazin muhabirliğine başladığım dönemde ve bilhassa Türkiye’nin Turgut Özal’la dünyaya açıldığı yıllarda sanat, siyaset ve ekonomi dünyasının en önemli etkinlikleri Hilton’da yapılıyordu. O yüzden Hilton’da geçirdiğim zaman, evimden geçirdiğimden daha fazlaydı. Dönemin gazetelerinden Akşam’ın “Conrad Hilton’un iki uçak dolusu Holivud yıldızıyla açılışını yaptı” diye manşet attığı İstanbul Hilton’un kitabından çarpıcı birkaç bölümü paylaşmak isterim.
Moore’un olay fotoğrafı
Hilton’un açılışı o dönem yayınlanan birçok gazetede geniş yer almış, ama asıl bombayı Milliyet patlatmış. Nasıl mı? İşte kitaptan o satırlar:
“Hilton’un açılışının ertesi günü herkesin dilinde aynı soru vardı:
‘Milliyet’i gördün mü?’
Gazetenin baskısı sabah erken saatlerde tükenmiş, meraklılar semt semt dolaşıp gazetenin peşine düşmüştü. Görenler, görmeyenlere anlatıyor, duyanlar bire bin katarak başka kulaklara fısıldıyordu.
Tüm bu fiskosun nedeni, usta foto muhabiri İlhan Demirel’in, Terry Moore ile Hilton’daki odasında yaptığı röportaj sırasında ‘kazayla’ yakaladığı bir pozdu. Dönemin en beğenilen oyuncularından Terry Moore, Halit Kıvanç’ın deyimiyle ‘eteğinin azizliğine uğramış’ verdiği ‘frikik’ ile adeta atom bombası etkisi yaratmıştı.”
ŞÖHRETİNİ ‘KATİBİM’E BORÇLU ABD’Lİ ŞARKICI
Brigitte Bardot’un otele kaydını ‘Monique Dumas’ olarak yaptırmasına rağmen Türk paparazzilere yakalanmaktan kurtulamadığı İstanbul Hilton, 60 yıl boyunca dünyanın pek çok ünlüsünü ağırladı. Sean Connery’nin ‘Rusya’dan Sevgilerle’ filmini çektiği, Garry Cooper’ın Türk kahvesini likör eşliğinde içtiği, Marlon Brando’nun kahve falına baktırdığı otelde konser veren Amerikalı şarkıcı Eartha Kitt’in, ‘Katibim’ şarkısıyla ilgili anısı müthiş.
1949’da konser verdiği İstanbul Hilton’dan Amerika’ya ‘Katibim’ şarkısıyla dönen Kitt’in, otelin 30’uncu yılında tekrar geldiğinde yaptıkları ve söyledikleriyse şöyle yer alıyor kitapta:
“…Eartha Kitt, kendisini şöhrete kavuşturan bu şarkıya konu olan ‘Katibim Aziz’e vefa borcunu ödemek için, konserin ertesi günü Üsküdar’a geçmiş ve bu ünlü Üsküdar beyefendisinin mezarını ziyaret etmişti. Ziyaret sırasında gözyaşlarını tutamayan şarkıcı, bu duygusallığın nedeni sorulduğunda şöyle demişti:
‘Çünkü,
faturalarımı Üsküdar şarkısı sayesinde ödeyebildim!’