POPSTAR OLABİLECEK KADIN DİZİ YILDIZLARI

Türkiye’de pop müzik altın çağını ne zaman yaşadı? 90’lı yıllarda. Bugün müzik dünyasının birkaç yeni yıldızı dışındaki popçuların tümü popun patlama yaptığı o yıllarda yıldızlaştı. Eskiden futbol, oynayana müthiş paralar kazandıran bir spor değildi. Türkiye’nin ekonomisiyle birlikte futbol endüstrisi de büyüyünce futbolculuk da 90’lardan itibaren çok cazip oldu. O yıllarda çocuklarının kısa yoldan hayata atılıp, iyi paralar kazanmasını isteyen ailelerin sloganı şuydu:

“Bu devirde çocuğunu ya topçu yapacaksın ya da popçu.” Futbol endüstrisi aradan geçen sürede daha da büyüdü, ama müzik sektörü duraklama, hatta gerileme devrine girdi. Müzik sektörü birçok sebeple gerileme devrine girerken Türkiye’de hangi iş popüler oldu? Dizi oyunculuğu.

90’lı yıllarda müzik sektöründe iyi işlere imza atıp, iyi paralar kazanan, son yıllarda ise yaptığı proje albümlerle gündem oluşturan menajer Murat Yıldırım’la bu konu üstünde epey bir fikir jimnastiği yaptık. Yıldırım, “Pop müzik 90’lı yıllardaki gibi popüler olsaydı, bugün dizi yıldızı olarak izledikleri-mizden çoğu direkt müziği seçerdi” dedi. Yabana atılacak bir varsayım değil.

Sesleri de güzel

Oynadıkları diziler, filmler veya bir sosyal sorumluluk projesi için şarkı söyleyen oyunculara bir göz atalım:

Serenay Sarıkaya, Fahriye Evcen, Bergüzar Korel, Aslı Enver, Deniz Çakır, Tuba Büyüküstün, Burcu Biricik, Zeynep Farah Abdullah ve Tuvana Türkay. Fizikleri gibi sesleri de güzel bu oyuncuların hepsinde popstar olabilecek potansiyel var. Ancak son yıllarda popüler iş, pop müzik değil de dizi olunca, meslek olarak oyunculuğu seçti hepsi. “Bu yıldızlar dizi oyuncusu değil de popstar olsaydı, ne fark ederdi?” sorusunu yönelttiğim Yıldırım’ın yanıtı şu oldu:

“Dizi yıldızlarından en gözdesinin ayda asgari 20 gün çalışarak kazandığı para 350-400 bin TL. Son 10 yılda çıkan tek star olan Sıla’nın 1.5-2 saat süren konserden aldığı para 150 bin TL. Üstelik Sıla, ömrünün sonuna kadar müzikten para kazanacak, ama bugünün dizi yıldızlarının 10-15 yıl sonra o şansı olmayacak.”

Hesap ortada. Hâlâ tren kaçmış değil, bu dizi yıldızları için… Bir iki hit şarkıyla pekala yeni Sıla’lar çıkabilir bu oyuncular arasından…

70 GÜNDE 44 KONSER

Konser takvimini sosyal medyadan duyurmayı alışkanlık haline getiren Demet Akalın’ın yaz programına baktım, boş günü yok şarkıcının. Demet’in 25 Haziran’dan 2 Eylül’e kadar şimdilik kesinleşen konser sayısı kaç biliyor musunuz? Son albümü ‘Rakipsiz’le müzikteki çıkışını sürdüren şarkıcı, 70 günde tam 44 konser verecek. Maşallah’ın var Demet!

OKUYANI AĞLATAN GERÇEK BİR ÖYKÜ

Okuyup, bir meslek sahibi olmadan çok genç yaşta yapılan bir evlilik... Genç eşlerden biri şoför, diğeri ev kadını... Çocuklarının yanında eşine sürekli şiddet uygulayan bir baba... Çocuklarını alıp, başka bir eve yerleşince baba, anne tutunabilmek için hayata, temizlikçi olarak çalışıyor, ama kazandığı parayla geçinemediğinden çocuklarını alamıyor yanına...

Hal böyle olunca mecburen barışıyor eşiyle... Peş peşe dünyaya getirilen üç çocuktan en küçük kızın üniversite sınavına girmesine bir gün kala, anneyi bıçakla delik-deşik ediyor baba... Genç kız 18 yaşına girdiğinde baba hapiste, anne mezarda.. O şartlarda girdiği sınavı kazanıp, üniversiteye giren genç kız, dört elle sarılıyor sevgilisine... Sadece sevgili değil, baba gibi gördüğü sevgilisi, üniversiteden mezun olacağı gün, kendini ‘ailesiz hissetmesin’ diye kendi ailesini de getiriyor genç kızın yanına...

Buraya kadar anlattıklarım bir filmden değil, Duygu Batu adlı genç kızın hayatını yazdığı ‘Hoşça Kal Anne’ kitabından. Çok fazla roman okuyan biri değilim. Işık Üniversitesi Odyometri Bölümü mezunu olan ve halen özel bir klinikte mesleğini icra eden Duygu Batu’nun kendi öyküsünü anlattığı kitabını bir solukta okudum. Kadına şiddetin, sadece uygulanana değil, çocuklarına da ne denli acılar yaşattığını anlamak için ibretlik bir kitap Mona’dan çıkan ‘Hoşça Kal Anne’…