Her ölüm erkendir, her ölüm acıdır, her ölüm acıtır… 1989’da babamı, 2000’de annemi kaybettiğim için biliyorum, ölen birinci derecede yakınınızsa çok yanar canınız… Aradan yıllar da geçse hiçbir zaman tamamıyla geçmez o acınız… Bazen eşiniz, dostunuz anne veya babasını kaybettiğinde, bazen Sevim Gözay gibi tanıdığımız birinin 49’unda kanserden ölümü, bazen de tanışıklığım bile olmayan birinin zamansız gidişi etkiler beni…
39 yaşında göğüs kanserinden vefat eden NTV’nin spikeri Özlem Sarıkaya Yurt mesela… Çoğu spikerle tanışıklığım var, ama Özlem Sarıkaya Yurt onlardan biri değildi. Yıllarca beğenerek izlediğim bir spikerin genç yaşta ölümü, dokuz yaşındaki oğlunun annesiz kalması mı, aynı gün arkadaşım Yunus Göksu’nun kayınpederi Kenan Gül’ün kalbine yenik düşmesi mi bilmiyorum son derece etkiledi beni.
Ölüm haberini okuduktan sonra Instagram hesabına baktım, en son ne zaman ne paylaşmış, ne yazmış diye...
Özlem Sarıkaya Yurt, Instagram’daki son paylaşımı sekiz ay önce yaptı. 11 Ekim 2021’de İstanbul’dan bir gökkuşağı fotoğrafına, “Güzel haberler, güzel insanlar, güzel doğa ana günü” diye yazdı.
Bir önceki 30 Ağustos 2021’deki paylaşımında kendi portresiyle Sezin Hacıoğlu’nun o fotoğrafa yaptığı çizimi yan yana kullanıp, altına şunları yazdı:
“Canım Sezin Hacıoğlu beni çok özlemiş ve ortaya bu sanat eseri çıkmış! Yakında kanlı canlı görünce karşısında ne olacak acaba?”
Özlem Sarıkaya Yurt’un, 42 yaşında kansere yenik düşen meslektaşı Emre Gönlüşen’in öldüğü gün olan 9 Ağustos 2021’deki paylaşımı ise spor spikerinin halini hatırını soran iki mesaj...
9 Temmuz 2020 saat 06.05’teki mesajında “Sevgili Emrecim nasılsın bakalım?”, 19 Temmuz’da ise “Emrecim, gönlüşenim, nasılsın bakalım. Neler yapıyorsun?” yazarak kendi gibi kanserle savaşan eski mesai arkadaşı ve meslektaşıyla ne denli yakından ilgilendiğini ve moral destek vermeye çalıştığının göstergesi... Meslektaşı Emre Gönlüşen’in ardından iki yıl bile geçmeden Özlem Sarıkaya Yurt da kansere yenildi. Mekanı cennet, ailesi, NTV çalışanları ve sevenlerin başı sağolsun.
GELİNLE DAMAT NİYE BİRBİRİYLE KONUŞMADI?
Gaziantep’teki tarihi dokuya sahip birçok sokağın iyileştirmesi, binaların aslına uygun hale gelmesinde imzası olan mimar arkadaşım Erden Güven’le son projesi olan Bey Mahallesi’ni dolaştıktan sonra biraz soluklanmak için bir otantik kafede oturduk. Çok geçmeden kırmızılar içinde bir gelin, yöresel siyah bir kıyafet giymiş damat ve beraberlerinde üç genç kadın içeri girdi. Avluda onca masa varken gelip karşıma oturdular.
Yaklaşık yarım saat kaldığımız mekandan kalkarken gruptaki kadınlardan biri tanıyınca beni, bu durumdan yararlanıp sordum. Yan yana oturan gelinle damat yarım saattir tek kelime etmedi. Gelin ve damadın sizlerle muhabbet edip, aralarında hiç konuşmamaları bana tuhaf geldi. Kavga mı ettiler yoksa adet böyle mi? Aldığım yanıt şaşırttı beni. Çünkü genç kadın, kınadan gelen gelinle damadın görücü usulüyle evlendirildiğini, birbirlerini tanımadıkları için aralarında konuşmadıklarını söyleyince dayanamadım: Görücü usulüyle evleniyor olsalar da birbirlerini tanıyabilmeleri için bolca sohbet etmeleri gerekmez mi? Genç kadın, “Birbirlerini tanımak için sohbet ederken evliliğin başlamadan bitme ihtimali hiç gelmedi mi aklınıza? deyince teslim bayrağını çektim. Bu yüzdendir ki, malzeme bitmiyor ekranlardaki ‘gerçek yaşamlar’ programlarında...
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun. Nicelerine!
GÜNÜN SÖZÜ
“Hiçbir şeyin önemi yok şu hayatta; sağlık olsun, bir de gönül dolusu huzur, gerisi yalan dünya.” (Cahit Zarifoğlu)