Orman yangınlarını söndürme-ye gelen Azerbaycan askerleri için söyledikleri yüzünden büyük tepki çeken estetik doktoru Nüket Eroğlu, bir video daha çekti ve ilginç açıklamalar yaptı. Eroğlu, Instagram’ından video’sunu paylaşırken de şunları yazdı:
“Talihsiz bir saldırıya cevabımdır. Ülke mahşer yeri. Sanırım gündem benimle değiştirilmek isteniyor. Uçak yok. Kiralıklar da bozuk. Seyrediyoruz haliyle. Bu ucuz manipülasyonla dikkat dağıtacaklar akıllarınca. Türk milleti bu kara algı yönetimini yemez.”
Amacım Eroğlu’nun söylediklerini deşifre edip, yayınlamak ve ardından görüşlerimi yazmaktı. Eroğlu’nun sözlerini yazıya dökünce mümkün olmadı bu. Alice’nin tamamını ayırsam Karadağ’da coşan Eroğlu’na yetmeyecekti bu… O yüzden söylediklerinden en ilginçlerini seçip yorumlamaya karar verdim. İşte Eroğlu’nun açıklamaları, işte gerçekler:
‘Simsiyah medya’
“Ormanlarımız yanıyor, canımız acıyor, biz birbirimize düşüyoruz diye bir video çekmiştim, ama olaya nasıl karıştıysa sevgili Azerbaycan da karıştı. Medyada ağır bir saldırıya uğradığımın farkında-sınızdır belki, simsiyah bir medya tarafından... Koskoca video’mdan küçücük bir bölüm kesilerek paylaşıldı.”
Evet, ‘kocaman’ video’dan bir dakikalık bölümün alındığı doğru, ama ne bağlamından koparılan bir söz ve montaj hilesi yok. Yangınlarla boğuşan ‘kardeş ülke’ye yardıma Azerbaycan askerlerini telaffuz eden de, ‘ne idüğü’ belirsiz diyen de kendisi...
Efsaneyi bitirdi!
Eroğlu’nun kendini savunduğu video’da dünyanın bildiği bir medya efsanesini bile değiştirdi. Nasıl mı?
“Şunun altını çizeyim; bir şeyi tam olarak okumalısınız, tam olarak değerlendirmelisiniz. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Papa bir gün İstanbul’a iniyor. Ona soru soruluyor. ‘Sayın Papa, rahibe okulunun hemen genelevin yanında olmasına ne diyorsunuz?’ Papa da cevap veriyor, ‘İstanbul’da genelev mi var?’ Sonra manşetlerde yer alıyor, Papa genelevi sordu. İşte vaziyet bu.”
Bunca zamandır dünyanın, “Papa, uçaktan iner inmez ‘New York’ta genelev var mı?’ diye sordu” diye bilip anlattığı medya efsanesini İstanbul’a eviren ilk insan olabilir kendisi...
O insanlar kim?
Eroğlu’nun, “Anladığım kadarıyla son derece yanlış anlaşılmış” diyerek düzeltmeye çalıştığı Azerbaycan askerleriyle ilgili bir bölüm var ki dinlerken ve yazarken beynim yandı!
“Askerlerimiz nerede diye sorma hakkı, her Türk vatandaşı gibi benim de var. Orman yangınlarını söndürmek elbette ki askerlerin görevi değil, ama biz Türküz, alışmışız. Afet anında askerlerimizi görmek isteriz, ama burada karşımıza çıkarılan ne?
‘Azerbaycan askeri’ denen bir gruptan bahsediliyor. Bu grup enteresan; Taliban mıdır, PKK mıdır, Müslüman Kardeşler midir, Asala mıdır, FETÖ’cü müdür, o mudur, bu mudur? Ben o grubun kim olduğunu bilemem.
O grup sahada, hepsi kamuflajlı, anlamıyorsunuz. Oradaki polise, jandarmaya, ‘Geri çekil’ diyebiliyor. Kamuflajlı adamlar dağlarımda geziyor. Terörist mi? Acaba buralarda ev, otel yapmaya çalışan insanlar mı onları tuttu, bunlar nedir bilmiyoruz?
Çok üzüldü
Azerbaycan, “Biz itfaiyeci gönderdik, asker göndermedik” diyor. Peki basında sürekli yer alan Azerbaycan askerleri nereden çıkıyor, o kamuflajlı adamlar kim? Azerbaycan askeri denilen ne idüğü belirsiz insanlar dolaşıyor demek, bu demek aslında. Bunu bu kadar yanlış anlamaya gerek yoktu. Bunu yanlış şekilde ifade ettiğim için de çok üzüldüm.”
Yanlış anlaşıldığı için üzülen Eroğlu’nun üzdüklerinden özür dilemek yerine hatasını muhalif duruşuyla perdelemeye çalışması, tatildeyken bile aklı ülkesinde olduğunu söyleyip Karadağ’da bu denli coşması ve gerçeklerin uzağında olması da enteresan!
Aşk olsun Karadağ!
İki kere geldim sana, denizinde kulaç attım, dağlarında dolaştım, ama beni bir kere bile böyle coşturmadın!
Eroğlu’nun Türk Hava Kurumu’yla ilgili söylediği nostaljik bilgilerse kurumun nasıl bu hale geldiğine ilişkin hiçbir haberi okumadığının kanıtı...
GÜNÜN SÖZÜ
"Özü doğru olanın sözü de doğru olur." (Hz. Ali)