Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Yaşamdan Dakikalar’ programının yeni kanalındaki ilk konuğu Cem Yılmaz’dı. Bir ara ekrana küçük bir ‘Nasrettin Hoca’ fotoğrafı geldi. Yılmaz ilk sahne hayatına Nasrettin Hoca olarak başladığını söyledi

Hıncal Uluç, Nebil Özgentürk ve Sunay Akın’lı ‘Yaşamdan Dakikalar’ın Sky Türk’teki ilk programı son yıllarda televizyonda izlediğim en keyifli sohbetti.
Her şeyin ‘ilk’i özenle hazırlanır ya, ‘Yaşamdan Dakikalar’ın yapımcısı Nebil Özgentürk de öyle yaptı.
Özgentürk, yeni kanallarındaki ilk programa Cem Yılmaz gibi bir komedyeni konuk edince ortaya ‘tadından yenmez’ bir sohbet çıktı.
Nebil Özgentürk’ten programın deşifresini isteyip, Cem Yılmaz’ın söylediklerinin önemli bir bölümünü köşeme taşımamın sebebi şu:
Değil karşı fikre, insana bile saygı duymayan, birbirlerine çemkirmeyi maharet sayanların ekranları istila ettiği bir dönemde, izleyene bilginin yanı sıra keyif de veren ‘Yaşamdan Dakikalar’ın Sky Türk gibi tematik bir kanalda ancak kendine yer bulabilmesi...
İşte o ‘Yaşamdan Dakikalar’da bir ara küçük bir ‘Nasrettin Hoca’ fotoğrafı geldi ekrana ve Cem Yılmaz başladı, o fotoğrafı anlatmaya:
“79 senesi. İlkokul bir. Ben ilk sahne hayatıma Nasrettin Hoca olarak başladım. Sonra kalite düşe düşe bu noktaya geldim.”
Sahneye ilk adımını ‘Nasrettin Hoca’ tiplemesiyle atan Cem Yılmaz, konu Nasrettin Hoca hakkında yazılan akademik kitaba gelince şöyle devam etti konuşmaya:
“İnsanların sahip çıktığı Nasrettin Hoca kim bilmiyorum, ama bu bilimsel bir çalışma neticede.

Haberin Devamı

Mizahın kültür mirası

Ben o müstehcenlik meselesine Nasrettin Hoca özelinde şöyle bakıyorum; bunlarda şöyle bir şey var ona atfedilen de olabilir, öyle zannedilen de olabilir ama dilden dile anlatılan böyle Nasrettin Hoca fıkraları var. Dolayısıyla, ‘O öyle biri değildi’ demenin bir manası yok. Bu bir kültürel yayılma meselesi, müstehcene dönüştürüp anlatan da var başka bir dilde anlatılmışı da var. Çünkü eser sahibi yazılı eser üreten biri değil ki. Söz edebiyatı yani dilden dile gelen. Dolayısıyla buna sahip çıkmamak çok garip. Biraz küfürlü konuşmuş bizden değildir deme lüksümüz yok.”
Nebil Özgentürk, “Aksine Nasrettin Hoca’nın torunlarıyız” deyince de şunları söyledi Cem Yılmaz:
“Ama biz ana bir baba ayrı torunlarıyız galiba. Artık klasiği oldu bu eleştirenin, adam sıkıştığı zaman diyor ki, efendim biz harman olduğu yerdeniz, biz Nasrettin Hoca’ların, yani onlar bir de hep çoğul gelir, Yunus Emre’lerin denir. Anadolu deyince herkes sahipleniyor ama acaba o kültürden nasiplenmiş bir davranışı kendisinde görüyor muyuz? Hayır mizahla bir bağı var mı? ‘Hoşgörü yılı’ diye bir şey vardı. O yıl ama yanlızca. Sonra yılbaşında bırakıyorsun hoşgörüyü. Yani bunlardan bahsederken çok bol keseden bahsedip de canının istediğini süpermarketten seçer gibi, bunu alırım onun busunu almam, yani batının iyisini alalım diye bir söz var ya, Nasrettin Hoca’nın iyi yanlarını alalım. Olur mu böyle şey?”

LEMAN’A GÖTÜRDÜĞÜ iLK KARiKATÜR

Sunay Akın, “Çok güzel bir esprin vardı; peki Nasrettin Hoca’ya o soruları soran kimdi diye?” sorunca Cem Yılmaz, şunları söyledi:
“Şimdi o fıkraya sebep benim ilk amatör karikatürüm vardı. Leman’a ilk götürdüğüm karikatürlerden biri. Nasrettin Hoca’nın klasik göle maya çalma sahnesi. Köylü diyor ki ‘Hoca hoca ne yapıyorsun?’ Diyor ki; ‘Fıkra olsun diye soru sormayın, rica edicem yani.’ Onun da artık buraya gelmiş çünkü, artık adam biliyor işin nereye gideceğini. Yani torunlarıysak eğer o soruyu soranın da torunlarıyız.”

YENi FiLMi ‘YILDIZLARIN ALTINDA’ ÜÇ KUŞAK FiGÜRANLARIN ÖYKÜSÜ

Nebil Özgentürk, yeni projelerini sorunca Cem Yılmaz, şunları söyledi:
“Birkaç tane var da aslında şu sıralar böyle çok yükseldiğim biraz ‘Hokkabaz’ filmini andıran, o dramada olabilecek, figüranlarla ilgili bir hikaye. Tarihe de tanıklık eden bir şeyler çıkabilir. Bizim film sektörümüzün üç dönemini anlatacak belki. 60’lar, 70’ler, 80’ler ve günümüz gibi. Yıldız olmayan üç jenerasyonun hayatı olacak, enteresan olabilir. Çok hazır değil ama yazma evresi için birkaç ay yoğunlaşacağım bakalım. Öykünün adı da ‘Yıldızların Altında’. Çünkü hani hep yıldızların altındalar ya” deyince Hıncal Uluç girdi devreye.
“Vaay, peki ‘Yıldızların Altında’yı hangi yıldız oynayacak?” diye sorunca Uluç, şunları söyledi Cem Yılmaz:
“Bilmiyorum aslında ya, aklıma gelen arkadaşlarım Özkan Abi (Uğur), Zafer Algöz ve Demet’e (Evgar) teklif edeceğim bir rol olabilir. Demet’i çok beğeniyorum.”