Türk iş dünyasının duayeni, Demirören Holding’in Kurucusu, Yönetim Kurulu Başkanı ve gazetemizin sahibi Erdoğan Demirören’in aramızdan ayrılışı derinden etkiledi beni… Çünkü Erdoğan Bey benim için sadece bir patron değil, magazin gazeteciliğine başladığım 1981 yılında tanıştığım, yardımsever ve sanatsever iş adamlarından biriydi.
80’li yıllarda İstanbul cemiyet hayatının davetlerinde Erdoğan Demirören’le başlayan diyaloğumuz, Milliyet’in patronu olduğunda da sürdü.
Erdoğan Bey’le ortak sorunlarımızdan biri, şeker hastalığıydı. Sohbetlerimizden birinde, şekerimi günde kaç kez ölçtüğümü sormuştu. “Ara sıra” dediğimde bana bir şeker ölçüm cihazı hediye edip, sıkça ölçüm yapmamı, şekeri dengelemek için de bol bol su içmemi tavsiye etmişti. Erdoğan Bey’in hediyesi şeker ölçüm cihazı, ondan bana kalan ölümsüz bir hatıra artık.
Erdoğan Demirören’in habercilik ilkeleri konusunda hemfikir olduğumuz tavsiyeleri, bu mesleği yaptığım sürece rehberim olacak.
Bugün son yolculuğuna uğurlayacağımız Erdoğan Demirören’e, Allah’tan rahmet, ailesine, Demirören Grubu çalışanlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
‘YASAK ELMA’NIN LANETİ
‘Yasak Elma’nın kostüm asistanı Ö.Ş.’nin, dizinin başrol oyuncusu Talat Bulut hakkındaki suç duyurusunu inceleyen Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, yetkisizlik kararı verip, dosyayı Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi.
Çünkü dizinin çekildiği yer, Gaziosmanpaşa’ya bağlı Hadımköy. O nedenle ‘sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel saldırı’ iddiasını Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı inceleyecek.
Savcı, tarafları ve tanıklarını dinledikten sonra dava açar mı?
Şayet iddiayı mesnetsiz bulup, dosyayı kapatırsa dava açma sırası Bulut’a gelir.
Amma velakin, savcı yaptığı soruşturmayı tamamladıktan sonra Bulut hakkında dava açarsa, belki de Türkiye’de bir milat olacak bu… Şahidin olmadığı bir ortamda, iki kişi arasında yaşanan olayda kimin haklı, kimin suçlu olduğuna mahkeme karar verecek.
Yine ikiye bölündük
Ö.Ş.-Talat Bulut olayında, iş henüz iddia aşamasında, ama şimdiden kimin haklı, kimin haksız olduğuna karar verenler var.
Her konuda olduğu gibi, bu olayda da insanlar ikiye bölündü.
Bir tarafta oyuncunun bu işi kesinlikle yaptığına inananlar, diğer tarafta Ö.Ş.’yi suçlayanlar...
Fatih Aksoy’un, “Ben yapımcıyım. Savcı iddia mesnetsiz deyip, dosyayı kapatırsa Ö.Ş. ile, dava açılması halindeyse Bulut’la yollarımızı ayıracağız” demesi bile oyuncuyu kızdırdı.
Ö.Ş. ve Talat Bulut’un açıklamalarından sonra ‘Yasak Elma’nın kadın oyuncuları da seslerini yükseltti.
Kadınlardan açıklama
Şevval Sam, Eda Ece, Şafak Pakdemir Mengü, Sevda Erginci, Neslihan Yeşilyurt, İrem Kahyaoğlu ve Nilgün Türksever, ortaklaşa şu açıklamayı yaptı:
“İçine düştüğümüz talihsiz meseleye dair, ‘Yasak Elma’ kadınları olarak, elbette bir çift sözümüz olacaktır; ancak yargılama sürecini etkilememek adına şimdilik yorum ve açıklama yapmamayı tercih ediyoruz. Kadına yönelik her türlü şiddet, fiziksel veya cinsel tacize karşı olduğumuzu ve bunu doğuran her türlü olumsuz tutum ve davranışları ortadan kaldırmak adına verilen mücadelede kadın olarak dayanışma içerisinde olacağımızı bildiririz.”
Görünen o ki, Ö.Ş. hukuk önünde iddiasını kanıtlarsa, taciz ve tecavüzle suçlanan ABD’li yapımcı Harvey Weinstein gibi ciddi bir darbe alacak Talat Bulut’un kariyeri… Aksi takdirde, bedel ödeyecek kişi belli; iddia sahibi.
Yıllardır bu ülkenin kronik sorunlarından biri olan kadına şiddetin durması için yazan biri olarak, temennim yargı sürecinin hızla bitmesi ve kim haksızsa bedelini ödemesi…
Hz. Adem’in Cennet’ten kovulmasına yol açan ‘yasak elmadan’ adını alan dizinin taraflardan birine bedel ödettirecek olması da ilginç…
GÜNÜN SÖZÜ
Bir insan taraf tutmaya başlar başlamaz, dünyada da o gerçekleri o kadar az görmeye başlar. (Heywood Braun)