Sanatçı Ali Ercan’ın, “İyiler öldüren dünya, kötülere kalan dünya” dediği “Adaletin bu mu Dünya”yı yazıp - bestelemesinin üstünden kaç yıl geçtiğini bilmiyorum, ama şuna eminim:
Günümüzde iyiler iyice azaldı ve dünya kötülere kaldı.
Doğurduğu çocuğu canlı canlı çöpe atan anneler, evlatlarına kıyan aileler, artan kadına şiddet, para için anne babalarını öldürenler, aile katliamı yapanlar, sosyal medyayı küfür ve hakaret mecrasına çevirenlerin tümü maalesef bizden…
Kimi yakınımız - tanıdığımız, kimi komşumuz, kimi hemşehrimiz, kimi hemcinsimiz…
Yaptıklarıyla vicdan sızlatanların yanı sıra hayvanlara işkence edenleri, savunmasız bir köpek yavrusunun dört ayağını kesip ölümüne neden olanları “insan”dan saymayabilirsiniz… Ama gerçek hiç de öyle değil… Ceplerinde hepimiz gibi pembe veya mavi renkli nüfus cüzdanları var. Bu ülkenin nimetlerinden faydalanıyor, seçme ve seçilme hakkını kullanıyorlar.
Dünyanın en iyi leke çıkaran ürünüyle yıkasan temizlenmez bunlar…
Çünkü ruhları kirli…
Üstelik o kadar çoklar ki, kurdukları “kötülük imparatorluğu”nun esiri yaptılar bizi…
Cüneyt Özdemir’in son kitabı “Günebakan”da bakın nasıl tarif etti bu “kötü”leri:
“Kalplerini, eski çağlardan miras kalan kötücül bir ruha kiraya vermiş gibiler.
Eskitilmiş bir öfkeyi matah bir kolye gibi boyunlarında taşırlarken kötülükten tuhaf bir keyif alıyorlar. Kapı arasında dedikodunuzu çevirirken, aslında içlerindeki magmayı soğutmaya çalışıyorlar.
Dost kılığında sinsice hayatlarımıza sızarken kuzu postuna bürünmeleri de bundan.
Bunları tespit etmek kadar, kurtulmak da kolay olmuyor.
İyiliğe ve iyi insanlara bilenmiş gibiler.
Gitmiyorlar ve bitmiyorlar.”
Sadece insana değil hiçbir canlıya saygısı olmayan bu “kötüler”, sadece gerçek hayatta değil, sanal medyaya da rahat bırakmıyor bizi…
İnsan onuruyla bağdaşmayan ne varsa bunlarda…
HAYVANA ZULME DUR DEMEK İÇİN!
Suriyeli üç yaşındaki Aylan Kurdi’nin Bodrum sahiline vuran cansız bedeni gibi, Sakarya’da dört ayağı kesilen yavru köpeğin ölümü hepimizin içini acıttı…
Aylan bebeğin Bodrum sahilindeki cansız bedeni, yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği Suriye’deki iç savaşın acımasız yüzünü yansıtan simge fotoğraftı. Sapanca’da ayakları kesilen yavru köpeğin görüntüsü de ülkemizdeki hayvan katliamının simgesi oldu.
Vicdan sahibi herkesin canını acıtan bu görüntüden sonra insanlar, “Hayvana zulme dur demek için” kampanya başlattı. Sosyal medyada örgütlenen hayvan severler, 21 Haziran Perşembe günü saat 12.00’de Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nın önünde toplanmaya karar verdi. Umarım bu tür yasal eylemler TBMM’de bekleyen hayvanlara işkence eden ve öldürenlere cezaları artıran tasarının bir an önce yasalaşmasına vesile olur bu.
GÜNÜN SÖZÜ
Cehaletin bu kadar saygı gördüğü başka bir ülke yok. (Cemil Meriç)