Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Louis Garrel’le Christophe Honere, aralarına aldıkları Catherine Deneuve’ü açık havada dumana boğdu

‘64’üncü Cannes Film Festivali’nin kapanış gecesini CNBC-e’den izlerken bir şey dikkatimi çekti.
Kırmızı halıya ayak basan ünlülerle söyleşi yapıyordu televizyon ekibi.
Kırmızı halıya teşrif etme sırası ‘Les Bien Aimes’ filminin ekibine geldi.
Önde filmin senaristi ve yönetmeni Christophe Honore, arkasında Catherine Deneuve, Louis Garrel ve diğer başrol oyuncuları...
Sunucu önce Catherine Deneuve’le ayak üstü bir şeyler konuştu, sonra filmin yönetmenine geldi sıra...
Adam cool bir vaziyette, bir elinde sigara yürüyordu kırmızı halıda.
Canlı yayına da elinde sigarayla çıktı Christophe Honore...
Sadece o mu?
Belli ki filminin oyuncusu Louis Garrel de en az onun heyecanlı, en az onun kadar tiryaki...
Bir ara baktım Louis Garrel ile Christophe Honere, aralarına aldıkları Catherine Deneuve’ü açık havada dumana boğdu. İki yanı da insanlarla dolu kırmızı halıda sigara izmaritinin atılacağı bir yer göremedim.
O yüzden ‘Altın Palmiye’ heyecanıyla kırmızı halıda sigara üzerine stüne sigara için Honore ile Garrel’in, izmaritlerini nereye attıklarını merak ettim.

FUNDA ARAR’DAN HEP ‘AYNI ŞARKI’!

“Yıllardır bu piyasanın içindeyim. Dinleyicilerim benim sadece iyi albüm yapmamla ilgileniyor. Magazinle öne çıkmak eskidendi. Artık kimse spekülasyonlarla ilgilenmiyor.”
Bu sözlerin sahibi kim diye sorsam, yanıt vermekte zorlanacağınızı zannetmiyorum.
Çünkü yıllardır söylüyor bunları... Varsayalım ki bu konuda söyleyecek başka lafı yok, o nedenle tekrarlıyor bunları.
Haberin en kısa tanımı nedir?
Dün bilinmeyen şey, bugün haberdir.
Peki düne kadar bilinen bir şeyin bugün haber yapılmasının sebebi ne ola ki?
İşin tuhaf olan yanı da şu:
Funda Arar’ın dönüp dönüp, “Magazinle işim olmaz. Ben buraya sesimle ve şarkılarımla geldim” demesini basın bülteni olarak medyaya servis edenler de, o haberi kullananlar da ‘magazinci’...

BiZi ZAHMETE SOKMA, HABERiNi ÇEK YOLLA!

Günaydın’dan Özlem Avcı, şarkıcı Betül Demir’e soruyor:
“Sizi ne gece hayatında ne de aşk dedikodularında görüyoruz. Hiçbir şey yaşamıyor musunuz?”
Betül Demir de ayağına gelen topu önce birkaç kez sektirip, sonra şutu çakıyor:
“Tabii ki yaşıyorum. Arkadaşlarımla da erkek arkadaşımla da çıkıyorum, ama magazincinin olduğu yerlere gitmiyorum. Alakasız bir yere gidip de beni çeksin diye magazinci çağıramam.”
Çağırma zaten...
Gerenk yok bunlara...
Ver cep telefonunu bir arkadaşına...
Birkaç tane poz çeksin, sonra yükle onları Facebook’taki sayfana ya da Twitter’daki hesabına.
Birkaç saat sonra bak nasıl düşüyor o fotoğraflar ‘magazincilerin havuzu’na. “Havuz”dan çıkan o haberin kaç yerde çıktığını sen bile takip etmekte zorlanırsın.
Magazincilerin takip ettiği yerlere gitmek, magazincilere “sinyal” göndermek eskidendi.
Yeni moda bu:
Çek, yükle Facebook’una ya da Twitter’ına, oradan düşsün ‘magazin havuzu’na, var PR’ın tadına...

ÜÇ KİŞİYLE ‘PİŞTİ’ OLUR MU?

Yapımcısı Abdullah Oğuz, kağıt oyunlarının en basiti olan ‘Pişti’den adını alan programını üç kişiyle yapmaya karar verdi anlaşılan. Gani Müjde’yle Antalya’da konuştuğumda Şafak Sezer ve Rahşan Gülşan’ın belli olduğunu, güzel kadın kontenjanından birini daha aradıklarını söylemişti.
Demek ki Rahşan Gülşan olmadı, artık onun yerine mi yoksa ‘güzel kadın kontenjanı’na mı bilmiyorum Özlem Tekin geldi.
Üç kişiyle pişti oynanır mı?
Benim bildiğim oynanmaz...
İki ya da dört kişiyle oynanan bir oyun ‘Pişti’...
Peki bu üç kişiyle yapılacak ‘Pişti’ tutar mı?
Yapımcısı Abdullah Oğuz, “Dört kişi şart mı? Ben üç kişiyle de yaparım bunu” dediğine, Star TV’nin yöneticileri de kabul ettiğine göre bir bildikleri var demek ki!